İlk dava Yaşam Bellek Özgürlük Derneğinin başvurusu nedeniyle; ikinci dava ise Mati Solak’ın başvurusu nedeniyle gerçekleşti. Duruşmalara Yaşam Bellek Özgürlük Derneği avukatları, dernek yöneticileri ve Valilik avukatı katıldı. Her iki davada da Valilik avukatı yasaklama kararının yerindeliğini savunurken; Yaşam Bellek Özgürlük Derneği avukatları ve dernek Eş Başkanı Nurettin Aldemir “yasaklama kararının” hukuka, yasalara, evrensel insan hakları normlarına uygun olmadığını ifade ettiler.

Avukatlar Hasan Çayır, Şahap Arpacı, Selin Besen Özay her iki dava kapsamındaki beyanlarında özetle şu ifadelere yer verdiler:

“Eskişehir Valiliğinin 23 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı yasaklama kararı temel hak ve özgürlükleri açıkça ihlal etmenin yanı sıra usulen ve esasen yanlıştır Şöyle ki;                    Öncelikle LGBTİ+ kavramı hakkında bilgi vermek istiyorum. Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks kelimelerinin baş harfleri ve diğer cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin çatı tanımlayıcısı olan + ifadesinden oluşmaktadır. Belli bir tarihsel geçmişi olan onur yürüyüşleri ise 1993 yılından bu yana her yıl haziran ayında kutlanmaktadır. Mahkemenize de aslında tüm dünyada bu şekilde kutlandığını, geç kalınmasının esasen onur yürüyüşünün anlamıyla uymadığını anlatıp davamızı yürütmeyi durdurma talepli açmıştık fakat sayın mahkemeniz yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti.

Anayasamızın kanun önünde eşitlik başlıklı 10. Maddesi, kişinin manevi varlığını koruma ve geliştirme başlıklı 17. Maddesi ve pek tabii anayasamız 90/5 uyarınca Avrupa insan hakları sözleşmesinin özel hayata saygı yükümlülüğünü güvence altına alan 8. Madde ve ayrımcılığı yasaklayan 14. Madde kapsamında anayasal ve sözleşmeler güvence altındadır. Aynı zamanda anayasanın 13. Maddesi uyarınca bir temel hak ve hürriyet ancak kanunla sınırlandırılabilir. Böyle bir yasak sırf biçiminden dolayı dahi Anayasaya aykırıdır.

Eskişehir Valiliği bu yasaklama kararı ile bir idari işlem tesis etmektedir. Mahkeme heyetinin de bildiği üzere idari işlemin haiz olması gereken belli unsurlar vardır. Valilik almış olduğu yasaklama kararıyla tamamen keyfi bir tutumla adeta ben yaptım oldu diyerek takdir yetkisinin sınırlarını aşmış, orantılılık ve ölçülülük ilkesini hiçe sayarak hukuka aykırı söz konusu kararı tesis etmiştir.

Yasaklama kararında LGBTİ+ haklarını desteklemek veya protesto etmek belirtilse dahi yasaklama kararı içerisinde 26 Haziran 2022 tarihinde -burada hemen yanı başınızda, Valiliğin ve Emniyetin dibinde- Genç Refah Partisi LGBTİ+ları açıkça hedef gösteren bir basın açıklaması düzenlemiştir. 03.07. 2022 tarihinde yapılacak onur yürüyüşü daha ilan dahi edilmeden bilgisini aldığını iddia eden ve soyut gerekçesiz iddialarla yasaklama kararı yayınlayan valilik yasaklama kararını içerisinde sosyal medya hesapları tarafından yayınlanan basın açıklamasının mı bilgisini almamıştır? Bu durum bile yasaklama kararının tamamen hukuki gerekçeden yoksun, siyasi saiklerle alınmış bir karar olduğunu kanıtlar nitelikle. Ayrıca başta belirttiğim gibi bu durum anayasanın 10. Maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağı ilkesine tamamen aykırıdır.

Burada mahkemenize sunduğum Ivanov/Bulgaristan kararında açıkça iznin verilmemesi için öne sürülen gerekçenin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ikna edici olması gerektiğinden bahsetmektedir. Valilik söz konusu yasaklama kararına gerekçe gösterdiği aldığı istihbarat duyumdan öte bir temeli bulunmamaktadır. Nitekim süreç hakkında herhangi bir tahkikat yürütülmemiş asılsız bir ihbara dayanarak yasaklama kararı verilmiştir.

Genç refah partisinin yanı başında açıkça basın açıklaması yapmasına izin veren emniyet söz konusu yasaklama kararı uyarınca içerisinde çocuklarında bulunduğu 10 LGBTİ+yı işkence ile gözaltına almıştır. Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı nerede? Takdir mahkemenin.

Eskişehir Valiliği söz konusu hukuka aykırı yasaklama kararı ile cinsel yönelim ve kimlikleri farklı olan yurttaşların toplumda görünür olma mücadelelerini desteklemek ve bu amaçla yapılan barışçıl ve demokratik etkinliklerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için bir kamu hizmeti niteliğinde olan güvenlik önlemlerini almak yerine ayrımcı, ötekileştirici saikle hareket etmiştir. Valiliğin söz konusu yasaklama kararı ile temel hak ve özgürlüklerin kullanımını "genel ahlak" sebebiyle oldukça keyfi bir tutumla yasaklaması hukukun genel ilkelerine, yerleşik içtihatlarımıza ve bu konuda gerçek bir güvence oluşturan ulusal ve uluslararası mevzuata aykırılık oluşturmaktır.

Valiliğin cevap dilekçesinde belirttiği derneğimizin bu davayı açmakta yetkisinin olmadığı hususuna da değinmek istiyorum. İdare mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri, anayasa mahkemeleri ve AİHM kararları olmak üzere 55 sayfa sayın mahkemenize karar sunduk. Davalı valilik bu kararları okumuş olsaydı birçok kararın zaten davacı dernekler tarafından alındığını görürdü. Bu konuda davacı derneğin menfaati yüksek mahkeme kararları gereğince de geniş yorumlanır. Nitekim derneğimizin tüzüğünde de bu alanda çalışmalar yürüttüğü açıkça belirtilmiş ve sayın mahkemenize sunulmuştur. Açıklanan hususlar doğrultusunda sayın heyetin hukuka uygun karar vereceğine inanıyorum. Dava dilekçemizdeki hususları da tekrar eder davamızın kabulünü; Valilik işleminin iptalini talep ederiz.”.

Yaşam Bellek Özgürlük Derneği Eş Başkanı Nurettin Aldemir ise dernek adına başvuru yaptıkları dava ile ilgili beyanında şunları söyledi:

“Yaşam Bellek Özgürlük Derneği tüzüğünden aldığı yetkiyle “insan, çevre/doğa ve hayvan hakları” alanındaki hak ihlallerini izlemekte; raporlamakta; yerel, ulusal ve uluslararası mekanizmalara başvurular gerçekleştirmektedir. Ayrıca ihlale sebep olan mevzuatın iyileştirilmesi, fiili ihlallerin ortadan kaldırılması için değişik araçlarla yasal ve meşru mücadele yürütmektedir. Bu bağlamda Eskişehir’de gerçekleşen, daha doğrusu gerçekleşmesine izin verilmeyen “Onur Yürüyüşü ”nü izledik, gözlem yaptık, kamera kayıtları ile LGBTİ+lara yönelen polis şiddetini / işkencesini, durumdan vazife çıkaran yurttaşların LGBTİ+lara yönelen darp girişimlerini tespit ettik. Gelişmelere ilişkin basın açıklaması yaptık. Etkinlik öncesi bir tarihte Eskişehir Valiliğinin “yasaklama kararına” karşın dava başvurusu yaptık; yürütmeyi durdurma ve işlemin iptalini talep ettik. Mahkemeniz etkinlik tarihini geçen bir tarih içinde Valilik makamından savunma istedi. Etkinlik sonrası günlerde yürütmeyi durdurma ile ilgili karar verme uygulamasını hiçbir hukuk normuna koyamıyorum ve heyetinizin takdirine bırakıyorum. Herkes gibi LGBTİ+lar için de toplantı ve yürüyüş hakkı vardır ve bu bir suç değildir. 2021 Onur Yürüyüşü nedeniyle yargılananlar beraat etmiştir. İzin verilseydi yaklaşık 50 kişi kadar toplanır ve kısa bir yürüyüş yapardı. Bunu kolluk da biliyordur. Bu şehirde 50 kişinin güvenliği kolluk tarafından sağlanamıyorsa; yasaklama ile engelleniyorsa bu şehrin temel bir güvenlik sorunu ve hatta bir devlet sorunu var demektir. Evrensel hukuk normlarında hak ve özgürlükler esas, sınırlama istisnadır. Eskişehir’de yasaklama esas, hak ve özgürlükler istisna duruma geldi. LGBTİ+ların etkinliklerini yasaklamak; nefret içerikli karşı açıklamalara ve etkinliklere yol vermek LGBTİ+lar için ciddi bir tehdit ve can güvenliği sorunu yaratmaktadır. Hâkimler, savcılar, avukatlar mesleklerinin gereği olarak doğrudan, gerçekten, adaletten, eşitlikten, insan hak ve özgürlüklerinde yana bir duruş sergilemelidir. Uluslararası insan hakları normlarından ve ona uyumlu düzenlenmiş yasalarımızın uygulanmasından taviz vermemelidir. Bu nedenle dava başvurumuzun kabulünü, Valilik işleminin iptalini talep ediyorum.”

NE OLMUŞTU?

Eskişehir Valiliği'  23.06.2022 günü resmi internet sitesi üzerinden "LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İntersex) dernekleri, benzeri oluşumlar ve gruplar ile bu grupların yapmış olduğu bu tür eylemleri desteklemek veya protesto etmek amacıyla İlimizde kamuya açık alanlarda yapılması düşünülen her türlü etkinliğin (toplanma ve toplanma teşebbüsünde bulunma, basın açıklaması, yürüyüş, oturma eylemi, stant/çadır kurma, bildiri dağıtma, afiş/pankart asma, protesto eylemi, şenlik, festival vb.) Eskişehir Valiliğinin 22.06.2022 tarih ve 378 sayılı kararı ile 23.06.2022 tarihi saat: 00.01 ile 07.07.2022 tarihi saat:24.00’a kadar (15) gün süreyle YASAKLANMIŞTIR" içeriği ile bir yasaklama kararı yayınladı. Yaşam Bellek Özgürlük Derneği ve LGBTİ+ öznesi Mati Solak ayrı ayrı Eskişehir İdare Mahkemesine Valilik kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talepli dava başvurusu yaptı.

Yasak içindeki günlerde Genç Refah Partililer,  yasak ilanında “protesto”nun da yasaklandığı belirtilmesine rağmen nefret içerikli / hedef gösterici basın açıklamasını polis gözetiminde yaptı. LGBTİ+ların Eskişehir Bağlar Mahallesinde doğal buluşma mekânlarından çıkarak sokakta kümeleştiği bir sırada, kolluk işkenceyle LGBTİ+lardan on kişiyi gözaltına aldı. Orada bulunan insan hakları savunucularını tehdit etti. Yaşananlar Yaşam Bellek Özgürlük Derneği temsilcileri ve Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu avukatlarınca tespit edildi.

photo_5780845158454115595_y