Eski Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği” gerekçesiyle verilen hapis ve siyasi yasak kararına ilişkin “Her ahmak sözcüğü her zaman suç değildir. Suçun tanımı vardır. Biz buna tipiklik deriz, tipiğe uyarsa o zaman cezalandırırsınız” dedi. Selçuk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 3. kez aday olup olamayacağına ilişkin “Kural nedir, iki kez Cumhurbaşkanı olmak. Bu bir bilinç meselesidir ve hukuka saygıdır” diye konuştu. Başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifini eleştiren Selçuk, “Anayasa yönetmelik değil, tüzük de değil. Böyle saçma şey olmaz” dedi.

Eski Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk, Ankara Masası Gündem Özel programında Gürkan Zengin'in sorularını yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen siyasi yasak ve 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını değerlendiren Selçuk, şunları söyledi:

"Her ahmak sözcüğü her zaman suç değildir. Şaka olur ve iki arkadaş arasında samimidir, birbirlerine şaka yaparlar. Veyahut öyle bir ortam olur ki, sen de ahmaklık etme dediğiniz zaman zaten o onu zaten kabul etmiştir.

"HUKUKÇULAR TELEVİZYONA ÇIKIYOR, ONLARI UYARIYORUM"

Bazı arkadaşlar, hukukçular televizyonlara çıkıyor. Onları da hep uyarıyorum. Diyorum ki, yargının önünde fazla konuşmayın. Ahmak hakaret değildir, öbürü çıkıyor ahmak hakarettir. Modern yasalar sövme suçunu, sövme eylemini tanımlar. 125’inci maddeyi okursanız orada tanımı vardır. Hâkim ona göre yapar. Suçun tanımı vardır. Biz buna tipiklik deriz, tipiğe uyarsa o zaman cezalandırırsınız. Onun için yargıçlar, yargının önünde konulan konularda arkadaşlar çok dikkat etmelilerdir. Yargının önüne gelen konularda kimse konuşmamalı, ben bunu söylediğim zaman başlıyorlar itiraz etmeye, bazı özellikler vardır ki, yargıç bu özelliği mutlaka taşıyacaktır. Şimdi önünüze bazen bazı konular geliyor. Dikkatinizi bir şeye çekmek istiyorum. Anayasa Mahkemesi’nin kararları 153’üncü madde açık kardeşim. Kesinlikle uyacaksınız, bitti. Değerlendirme yetkiniz yok sizin. Görev yaparken değerlendirme yetkiniz yok. Bir yargıç çıkıyor, bir siyasetçi çıkıyor. Diyor ki, ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına herkes uymak zorunda değildir. İlk mahkeme de uymayabilir.’ Yahu nereden çıkarıyorsun sen bunu? Bu tam bir rezalettir. Buradan söylüyorum, eğer bir yargıç böyle bir karar verseydi, benim önüme gelseydi, iki kez zayıf verirdim ona, terfisini engellerdim.”

Eski Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk, “Cumhurbaşkanı Erdoğan 3’üncü kez aday olabilir mi” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Anayasa konusuna girmeden söyleyeyim. Bunlar ilkedir. Kamuoyu ne biliyor, bir Cumhurbaşkanı iki kez seçilebilir, çünkü Anayasa öyle diyor. İlke olarak da onu Anayasa’ya koyduysanız sizin ona artık hiç talip olmamanız lazım. Siz ABD’de ikiden fazla ben Cumhurbaşkanı olacağım diyen bir insan gördünüz mü? Bir kez olmuştur Roosevelt. O da savaş sırasında.

“BU ÜLKENİN KURUCUSU BİLE SON DÖNEMİNDE CUMHURBAŞKANI OLMAMAYI DÜŞÜNMÜŞTÜR”

Yasama organı demiştir, ‘savaşı sen bitir’ dolayısıyla o üçüncü kez Cumhurbaşkanı olmuştur. Ama kural nedir, ilke nedir? İki kez Cumhurbaşkanı olmak. ‘Beni çok sevdiler, ben tekrar seçileceğim’ diyen bir Cumhurbaşkanı adayı duydunuz mu siz? Bu bir bilinç meselesidir ve hukuka saygıdır. Şu bahaneyle, bu bahaneyle siz bu ilkeyi çiğneyemezsiniz. İki defa demişse eyvallah der çeker gidersiniz. Beni gerisi ilgilendirmiyor. Şu şunu demiş, bu bunu demiş beni ilgilendirmiyor. Anayasa mademki bir kural getirmiş, bu kurala uyarsınız ve örnek olursunuz. Neye inat ediyorsunuz, ne gereği var? Siz vazgeçilmez bir insan mısınız? Bu ülkenin kurucusu bile son döneminde tekrar Cumhurbaşkanı olmamayı bile düşünmüştür.”

Selçuk, AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan ‘başörtüsü’ yasa teklifine ilişkin, ‘Selçuk, ‘Türkiye bunun için zaman kaybediyor’ dedi. Selçuk konuya ilişkin şunları söyledi:

“Anayasalar böyle teferruatla uğraşmaz. Anayasalar ilkelerle uğraşır. Anayasa'da ne diyor? Düşünce özgürlüğü diyor, inanç özgürlüğü diyor. İnanç özgürlüğünden dolayı bir insanın kafasındaki örtüye karışamaz. Devletin işi değil. Anayasa yönetmelik değil, tüzük de değil. Böyle saçma şey olmaz. Yasayla da olmaz. Hiçbir şey de olmaz. Tüzüklerle filan bunları idare edersiniz. Bazı yerlerde özel bir kıyafet düşünülebilir. Ben cübbe giyiyorum değil mi? Tüzükle halledilmiş bu veya yönetmelikle, çünkü anayasa ilkelerle uğraşır. Düşünce özgürlüğü var diyor. Konut dokunulmazlığı var diyor. Onları söylüyor size, böyle düşünen bir insanda anayasa kavramı yok demektir bakın söylüyorum. Kim buna teşebbüs etmişse, mevkisi ne olursa olsun, buna teşebbüs eden bir insanda anayasa bilinci yok demektir.

“YASAYA GEREK YOK, HİÇBİR YERDE YASAK YOK”

Yasaya da gerek yok, çünkü bu zaten fiilen kalktı dikkat ederseniz. Hiçbir yerde yasak yok. İnsanlar devam ediyor. Neyi yasayla düzenliyorsunuz? Ama bazı yerlerde özel kıyafet varsa yönetmelik yaparsınız, tüzük yaparsınız böyle şeyler yaparsınız. Beni de ilgilendirmez. Başkalarını da ilgilendirmez. Türkiye bunun için zaman kaybediyor. Saçma şeylerle uğraşıyor. Daha ciddi meseleler varken, bunlarla uğraşan bir ülke. Böyle bir ülkenin düşünce düzeyi hakkında bunlar, Avrupa'ya hiç de iyi örnekler sunmuyor.”