Çelik, “Şu ana kadar iş dünyasına ve iş insanına yapılan destekler ve katkılar pandemide de gördük hep finansman desteği, faizli para vermek, bunun uzun vadeye yaymak. Bunların hiçbirinin iş insanının sorununu çözeceğini düşünmüyorum. Öncelikle ticaretin devam etmesi ve akışkanlığının sağlanması için birtakım kararlar alınması lazım. Dünyanın her yerinde bu tür afetlere maruz kalmış ticaret insanlarına karşılıksız destek verilir. Siz vermiş olduğunuz parayı bir süre sonra geri alıyorsanız bunun adı yardım ya da destek değildir başka bir şeydir. Bu anlamda ben şu ana kadar açıklanan desteklerin hiçbir iş insanının sıkıntılarını gidereceğini düşünmüyorum” dedi.

Önceki dönem Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, iş insanı Ali Çelik; 6 Şubat depreminin etkisi ile yıkıma uğrayan afet bölgesindeki sanayi tesislerinin, iş insanlarının, küçük işletmecinin, esnafın durumuna ve hükümetin destek vaatlerini, ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Deprem bölgesinde, saha ziyaretlerini yaptığını dile getiren Çelik, şunları söyledi:

“ÇOK ZAMAN GEÇMESİNE RAĞMEN HALA BUGÜNE KADAR CİDDİ BİR KARAR ALINMAMASI BİZLERİ SON DERECE ÜZÜYOR”

“Özellikle Maraş, Antep, sanayinin son derece hareketli ve yoğun olduğu şehirler. Bir avantaj var sanayi bölgelerinde sanayi yapıları ağırlıkta, çelik konstrüksiyon, tek katlı oldukları için çok fazla bir yıkım yok. Ama şehir içerisindeki küçük esnaf, bunların daha fazla mağdur olduğunu gördük. Devlet memuru maaşını almaya bir şekilde devam ediyor veya evi yıkılan insan bir şekilde bir başka yerde barınma ihtiyacını sağlıyor ve hayatını idame ettiriyor ama iş insanı üretimini durdurduğu zaman, müşterisini kaybettiği, dükkanını kapattığı zaman yeniden siz ona maddi anlamda birtakım imkanlar verseniz dahi eski hayatına devam edebilmesi mümkün değil. O bölgede ciddi bir nüfus azalması oldu, ekonomik anlamda bir daralma ve sıkışma var. Arz talep dengesinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu o yöredeki iş insanlarının çok büyük mağduriyet yaşadığını gösteriyor. Ama maalesef bizi yönetenler sadece konut yapalım, onları oralara yerleştirelim boyutu ile ilgileniyorlar. İşin psikolojik, ekonomik, ticaret, sanayi boyutlarıyla da çok yoğun şekilde ilgilenip kararlar alınması lazım. Çok zaman geçmesine rağmen hala bugüne kadar ciddi bir karar alınmaması bizleri son derece üzüyor.

“ÖNCE TİCARETİN DEVAM ETMESİ İÇİN KARAR ALINMALI, AÇIKLANAN DESTEKLERİN HİÇBİR İŞ İNSANININ SIKINTILARINI GİDERECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM”

Şu ana kadar iş dünyasına ve iş insanına yapılan destekler ve katkılar pandemide de gördük hep finansman desteği, faizli para vermek, bunun uzun vadeye yaymak. Faizini düşük tutmak falan… Ben bunların hiçbirinin iş insanının sorununu çözeceğini düşünmüyorum. Öncelikle ticaretin devam etmesi ve akışkanlığının sağlanması için birtakım kararlar alınması lazım. Aksi taktirde üretimi, satışı, girdisi yoksa ona finansman sağladığınız zaman uzun vadede ileri dönemlerde gelir gider dengesini biraz daha bozmuş oluyorsunuz. Normal giderleriniz üzerine bir de finansman giderleri biniyor. Yani ticaret insanı daha da sıkıntılı bir sürecin içine giriyor. Halbuki dünyanın her yerinde bu tür afetlere maruz kalmış ticaret insanlarına karşılıksız destek verilir, yardım yapılır, yardımın anlamı da budur. Siz vermiş olduğunuz parayı bir süre sonra geri alıyorsanız bunun adı yardım ya da destek değildir başka bir şeydir. Bu anlamda ben şu ana kadar açıklanan desteklerin hiçbir iş insanının sıkıntılarını gidereceğini düşünmüyorum.

“BU YÖNETİMİN BU ÜLKEDEKİ EN BÜYÜK SIKINTISI UZLAŞMA, TARTIŞMA, KONUŞMA ORTAMINI TAMAMEN YOK ETTİ”

Bölge ticari anlamda, iş insanları bir araya gelip son dönemlerde uzlaşma, bir araya gelip tartışma konuşma kültürümüzü kaybettik. Şu ana kadar orada hiçbir sanayici ile ticaret insanı ile oturulup ciddi anlamda siz ne sorunlar yaşıyorsunuz bunların çözümü için ne tür destekler bekliyorsunuz anlamında biz duymadık. STK’lar, yöneticiler, siyaset, bilim insanları, herkesin bir araya gelip birlikte tekrar yöreyi nasıl kalkındırabiliriz, üretimi nasıl sağlayabiliriz, oradaki ticari hareketi nasıl geliştirebiliriz bunların konuşulması lazım ama maalesef bu yönetimin bu ülkedeki en büyük sıkıntısı uzlaşma, tartışma, konuşma ortamını tamamen yok etti ve kaybettik. Bunu sağlayamadığımız müddetçe biz hiçbir sorunu çözemeyiz diye düşünüyorum. Öncelikle bu ülkede zihniyetin, yönetimin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesele bir partiyi gönderip başka bir partiyi getirmek değil kurumları, kuralları, kanunları, enerjisi, üretimi bir sevgi toplumu olmamız lazım. Zaten milletimizle yönetimin hiçbir şey yapmadığını gördüğü için yapması gereken fedakârlığın birkaç katını yaparak o açığı kapatmaya çalıştı. Şu an Anadolu’nun her yerinde oradaki iş insanlarının oradaki insanların yaralarını sarmak adına hepimiz bir şeyler yapıyoruz. Kendi işimizi, ticaretimizi bıraktık onlarla meşgul oluyoruz. Bence bu milletin en büyük değerinden birisi bu. Bu kadar yanlışa rağmen hala batmadıysak, çökmediysek işte bu milletin birkaç bin yılık bu kültürü sayesinde, dayanışması sayesinde.”