Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüz yüze eğitimin kapsamını genişletiyoruz. 2., 3. ve 4. sınıflarda da belirlenen kurallarla başlatıyoruz. 8. ve 12. sınıflarda da yüz yüze eğitime geçilecek" açıklamasında bulundu.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 15.50'de başlayan kabine toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüz yüze eğitimin kapsamının genişletilmesi yönünde karar alındığını belirterek, "2., 3. ve 4. sınıflarda da belirlenen kurallarla başlatıyoruz. 8. ve 12. sınıflarda da yüz yüze eğitime geçilecek" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'NİN KARŞISINDA KİM VARSA ONUNLA BİRLİKTE OLAN BİR KESİM VAR"

"Bugünkü kabine toplantımızda koronavirüsten, iç ve dış olaylardan spora kadar pek çok hususu kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı büyük sınamalar elbette bizi de olumsuz etkilemektedir. Hamdolsun her alanda verdiğimiz mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Salgın sürecinde sağlık altyapımız, sistemimiz, teşhis ve tedavi protokolleri ile takdire şayan bir farklılık ortaya koyduk. Ülkemiz teröristlerle mücadele eder, bunlar teröristlerin yanında yer alır. Ülkemiz Akdeniz'de haklarını savunma mücadelesine girişir, bunlar rakiplerimizin yanında saf tutar. Ülkemiz ekonomisine tuzaklar kurulur, bunlar felaket tellallığıyla hasımlarımızın değirmenine su taşır. Ülkemiz pek çok bölgede hakkın hukukun, adaletin kavgasını verirken bunları hep zalimlerin yanında görürüz. Türkiye'nin karşısında kim varsa onunla birlikte olmayı hayatlarının tek gayesi haline getirmiş olan bu kesimin başka bir örneği de yoktur. Hastane açarız, beğenmezler. Fabrika açarız, kulp takarlar. Yol, otoyol, metro açarız, burun kıvırırlar. İhracatta rekorlar kırarız, inkar ederler. Halbuki böyle bir dönemde dünyanın her yerinde meslek kuruluşları, medya, sivil toplum örgütleri gibi yapılar ülkelerinin ve halklarının yanında yer almıştır. Bu anlayışın ülkemizde de bir an önce tesisini umut ediyoruz.

Bizim her türlü yapıcı tenkide, teklife, değerlendirmeye sonuna kadar saygımız vardır. Bu şekilde önümüze gelen hususlardan makul ve uygulanabilir olanları hayata geçirmekten imtina etmeyiz. Siyasi rekabetle, ülke menfaatlerini ayrı tutmayı ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Karşımızdakilerin de aynı anlayışa sahip olmaları şartıyla herkese kapımız da kalbimiz de açıktır. Siyasi rekabette olduğumuz pek çok çevreyle birlikte hareket etmekten çekinmedik, çekinmeyiz. Karşımızdaki en tatsız manzaranın sorumlusunun biz olmadığımızı da gayet iyi biliyoruz. Bizim tek baktığımız yer, milletimizin ne istediğidir. Milletimiz de bize 18 yıldır olduğu gibi bugün de durmak yok, yola devam diyor.

"SALGININ SEYRİNE GÖRE YENİ TEDBİRLERİ DEVREYE ALIYORUZ"

Salgının seyrine göre gerektiğinde yeni tedbirleri, yeni normalleşme adımlarını devreye alıyoruz. Böylece ülkemizin salgının yol açtığı tüm olumsuzlukları geride bırakmasını sağlayacak bir stratejiyle bu süreci yürütüyoruz. Salgınla birlikte hayata geçirdiğimiz sosyal ödeme tutarları 38 milyar liraya ulaştı. Normalleşme desteği kapsamında 154 bin işyerindeki 934 milyon liralık kaynak kullanılmıştır. Kısa Çalışma Ödeneğinden faydalanan 3,5 milyon çalışanımıza bugüne kadar 20 milyar liranın üzerinden kaynak aktarılmıştır. Nakdi destek kapsamında 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. İşsizlik ödeneği olarak da 847 bine yakın kişiye 4 milyar liraya yakın kaynakla destek verilmiştir. Covid-19 teşhisi nedeniyle çalışamayanlara yönelik iş göremezlik ödeneğini devreye soktuk. Türkiye Eczacılar Birliği ile SGK arasındaki protokolün yenilenmesiyle salgın döneminde üzerlerine ağır yük binen eczacılarımıza yönelik ödemelerde yıllık ilave 235 milyon liralık iyileşme sağladık. Devlet korumasındaki 645 gencimizi de kamuda işe yerleştirerek mağduriyetlerinin önüne geçtik. Salgın döneminde huzurevlerinde yaşlılarımıza verdiğimiz hizmetler, DSÖ tarafından iyi uygulama örneği olarak ilan edildi.

Geçtiğimiz aylarda yeniden yükselme eğilimi gösteren vaka, hasta, ağır hasta sayısındaki artışın düşme eğilimine girmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Hastanelerdeki yoğunluğun azalması bunu teyit ediyor. Hamdolsun şu ana kadar kriz düzeyinde bir görüntüyle karşılaşmadık. Mevsim hastalıkları, Covid-19 ile benzerlikle taşıdığı için süreci dikkatli yönetmemiz gerektiğinin farkındayız. Ayrıca pek çok hususta ertelenen ihtiyaçların yol açtığı sıkıntıların da bilincindeyiz. Sağlık önceliklerinden taviz vermeyecek şekilde bu sıkıntıları da çözüme kavuşturacak yöntemler geliştiriyoruz.

"İLK ETAPTA 500 BİN TABLET VERECEĞİMİZ SÜRECİ BAŞLATTIK"

Yüz yüze eğitimi sınırlı şekilde başlatmıştık. Bugün yüz yüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldık. 2., 3., ve 4. sınıflarda da yüz yüze eğitimi belirlenen şartlarda başlatıyoruz. Ortaokul 8. ve lise 12. sınıflarda da yüz yüze eğitime geçilecek. Özel eğitim okulları ile köy okullarında da yüz yüze eğitimin önünde herhangi bir engel olmadığı görülmüştür. Diğer sınıflarla ilgili kararı önümüzdeki haftalarda vereceğiz. Okula giden öğrencilerden ricamız temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı şekilde riayet etmeleridir. Bakanlığımız bilgisayar ihtiyacı olan öğrenciler için bir çalışma yürütüyor. İlk etapta ihtiyacı olan öğrencilerimize 500 bin tablet vereceğimiz süreci başlattık. Ülkemizin internet altyapısını da bu ihtiyaca uygun seviyeye çıkartmak için ayrı bir çalışmayı Ulaştırma Bakanlığımız yürütüyor. İlgili kuruluşlarla birlikte yürütmek suretiyle hızla mesafe almanın gayreti içerisinde olacağız.

"AŞI ÇALIŞMALARINDA 5 TANESİ İNSAN ÇALIŞMALARI SAFHASINA YAKLAŞTI"

Yerli aşı geliştirme çalışmalarında oldukça ileri bir düzeye gelindi. Bu alanda ülkemizde yapılan yatırımların birer birer icraata dönüşmesinin haklı kıvancı içindeyiz. Ülkemizde 13 ayrı aşı geliştirme çalışması başlatılmıştı. Bunlardan 5 tanesi insan çalışmaları safhasına yaklaştı. Sadece bu tablo dahi sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar stratejik olduğunun göstergesidir. Üretim konusunda da altyapısı uygun bir firmamızın ayda 20 milyon doz kapasitesi bulunuyor. İkinci bir firmamızın da üretim altyapısını tamamlamasıyla bu rakam ayda 50 milyon doza çıkabilecektir.

"KUŞATMA PROJESİNİN ASIL HEDEFİNİN TÜRKİYE OLDUĞU ÇOK AÇIK"

Türkiye'nin tam manasıyla bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Kafkasya'dan Balkanlar'a, Karadeniz'den Akdeniz'e uzanan bu kuşatma projesinde asıl hedefin Türkiye olduğu çok açıktır. Türkiye güçlü bir şekilde ayakta kaldığı müddetçe bölgedeki hiçbir senaryonun başarı şansı olmadığını bizim kadar bu oyunu tezgahlayanlar da biliyor. Hamdolsun milletimizin kadim medeniyet, tarih ve devlet birikimi bize bu konuda ışık tutuyor, yol gösteriyor. Özellikle son 18 yıldaki güçlü altyapı, bize ihtiyacımız olan nefesi sağlıyor. Bu dönemde geniş bir coğrafyada oluşturduğumuz geniş dostluk hanesini de arkamızdaki görünmeyen güç olarak kabul ediyoruz. Elbette bedeller ödüyoruz. Her şehidimizin acısı yüreğimizde ilk günkü gibi tazedir. Ekonomik saldırıların doğrudan veya dolaylı etkileri yüzünden sıkıntıya düşen her vatandaşımızın derdi bizim de derdimizdir. Ama hamdolsun bu fedakarlıkların hiçbiri boşa gitmiyor. Türkiye terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor, çevremizdeki kuşatmaların zincirlerini birer birer kırıyoruz. Yıllarca Türkiye'ye verdikleri hiçbir sözü tutmayıp bizi suçlayanları, lafa değil icraata bakılan bir çizgiye çektik. Özellikle bugün Türkiye bölge ve dünya siyasetinde onurlu, ilkeli, etkin bir konumda bulunuyor. Bugün Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik saldırıları göğüsleyebilecek bir yere gelmiştir. Ülkemizi bölgesel ve küresel tüm meselelerde dışarda bırakıp sadece alınan kararlara tabi kılma politikalarını çökerttik. Bugün Türkiye siyasi ve ekonomik politikalarını sahada aktif, askeri destekle uygulayabilecek bir güce kavuşmuştur. Bugün Türkiye kendisiyle beraber tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilecek seviyeye ulaşmıştır. Rabbimize bize bu günleri gösterdiği için hamdediyoruz. Milletimize bize verdiği destek ve duyduğu güven için şükran duyuyoruz.

"2023 HEDEFLERİMİZDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK"

Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi ilk müjdesidir. İnşallah Akdeniz'den de yakın zamanda güzel haberler bekliyoruz. Salgının ardından yeniden şekilleneceği anlaşılan dünyanın üretim merkezi tercihlerinde ülkemizin hak ettiği konumu alacağından şüphe duymuyoruz. Maruz kaldığımız saldırılar nedeniyle bazılarının tereddüde düştüğü 2023 hedeflerimizden asla taviz vermedik. İnşallah gençlerimize 2053 vizyonu için her alanda güçlü bir Türkiye bırakacağız.

"BİZİM BÖLGEMİZDE HAYDUT DEVLET SAYISI OLDUKÇA FAZLA"

Son dönemde bölgemizdeki en önemli hadiselerden biri de işgalci Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına karşı yeniden başlattığı saldırıların ardından yaşanan gelişmelerdir. Uluslararası toplum, Karabağ Ermeniler karşısında işgal edilirken bu alçaklık karşısında sessizliğe bürünmüştü. Karabağ'da ayrıca katliamlar gerçekleştirilmişti. Ermenilerin çocuk, kadın, erkek demeden yaptıkları katliamları da cezasız bırakıldı. AGİT bünyesinde ABD, Fransa ve Rusya tarafından oluşturulan Minsk grubu sorunu çözmek yerine, çözümsüzlüğe mahkum etti. Kardeş Azerbaycan halkı yıllarca hem işgalin, hem kayıplarının acısıyla yaşadı. Azerbaycan ordusu, Ermenistan'ın saldırıların cevap vermek ve Karabağ'ı işgalden kurtarmak için hızla harekete geçti. Türkiye olarak en başından beri, tüm kalbimizle ve imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu söylüyoruz. Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarmasına destek vermek her onurlu devletin vazifesidir. Maalesef, özellikle bizim bölgemizde haydut devlet sayısı oldukça fazla. İsrail'den Kıbrıs Rum Kesimi'ne, Suriye'ye ulaşan haydut devletler dünyanın istikrarını bozuyor. İnsanlığın başına adeta bela olan bu devletlerin kullandığı yöntemlerin devri artık kapanıyor. Türkiye, elindeki gücü ve imkanları bu haksız, hukuksuz, çirkin, kanlı oyunu bozmak için kullanmakta kararlıdır. Bir kez daha Azerbaycanlı kardeşlerimize gazanız mübarek olsun diyor, zafere kadar yanlarında olduklarını tekrarlıyoruz."