Endüstri Bölgeleri Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi, muhalefetin ÇED sürecinin yürürlükten kaldırılmasına ve Hazine arazilerinin yatırımcılara rayiç bedelden verilmesine karşı yaptığı eleştirilere rağmen Sanayi Komisyonu’nda oyçokluğu ile kabul edildi.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, “Benim eşim ÇED uzmanı. Bir ÇED’i imzalamadı, Hatay Havalimanı’nda. Kuşların göç yoluydu. Görev yeri değiştirildi. Yeni gelen imzaladı. İlla bunu mu söylememi istiyorsunuz” dedi. CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin ise Hatay’ın kontrolsüz sanayi nedeniyle kirlendiğini anlatırken AKP’li milletvekillerine “Bir ağacı orman zannediyorsunuz” diye tepki gösterdi.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda bugün AKP’li milletvekillerinin imzasını taşıyan Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşüldü.

Komisyon Başkanı AKP Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, “Bugüne kadarki hesapsız sanayileşme çevreyi yaşanılabilir olmaktan çıkardı. O zaman dengeli sanayileşme sürecini hep beraber yürütmek durumundayız. Ülkemizin, bu anlamda sanayileşmede emisyona menfi anlamda katkısı en düşük ülkelerden birisi” dedi.

Altunyaldız, Türkiye’de 28 endüstri bölgesi olduğunu anımsatarak, “Toplamda 18 bin hektar alana ulaşan 28 endüstri bölgesinde 14’ünde devam eden sanayi üretimi, ülkemizin ihracatı ve üretimine katı vermeye devam ediyor” diye konuştu. Altunyaldız, 14 endüstri bölgesinin de yapım aşamasında olduğunu, buraların faaliyete geçmesiyle cari açığa 35 milyar dolar ilave katkı ve 99 bin kişiye istihdam sağlayacağını söyledi.

Kanun teklifinin ilk imzacısı olan AKP Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, teklifin gerekçelerini anlattı. CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, “Torba yasa alışkanlığınızdan bu teklifte vazgeçmiş olmanızı takdir ile karşılıyoruz. Ülkede işsizlik, TÜİK verileri ile yüzde 11,3 oldu. 2018 küresel ekonomik krizinde enflasyon yüzde 20,30’du. ‘Her sorunu çözeceğiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde’ dediğinizden beri aradan dört yıl geçti. Enflasyon yüzde 73,50” diyerek yurttaşın geçim sıkıntısı çektiğini dile getirdi.  

Tarhan, yurttaşların kredi ile yaşamını döndürmeye çalıştığını aktararak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun kredi limitlerini düşürmesine “Vatandaşın borçlanmasını düşürelim diye bulduğunuz yöntem, vatandaşa çözümsüzlük getirecek” diye tepki gösterdi.

Tarhan, akaryakıt fiyatlarının 30 liraya dayandığını belirterek, “Vatandaş artık vazgeçti, akaryakıt kuyruklarına girmiyor. Çünkü vatandaşın akaryakıt alacak parası kalmadı” dedi.

Tarhan, Türkiye ekonomisinin IMF ve Dünya Bankası verilerine atıf yaparak, Türkiye’nin ilk 20 ekonomi içinden çıktığını söyledi. İlk 20’nin içine ABD’nin ambargo uyguladığı İran’ın girdiğine dikkat çeken Tarhan, “En masum görünen tekliflerin altından da rant çıkıyor. Şüphe ile bakar olduk. Yine kime rant sağlanıyor diye anlamaya çalışıyoruz. Saray size bu talimatı veriyor olabilir ama siz sarayın değil milletin vekilisiniz” diye konuştu.

“ÇARE OLMAYACAK BİR TEKLİFİ GÖRÜŞÜYORUZ”

Tarhan, teklifte sanayinin girdi maliyetlerinin azaltılmasına ilişkin bir düzenleme olmadığını kaydederek, “Sizin gündeminiz başka, sanayicinin, üreticinin, esnaf ve sanatkarın, vatandaşın gündemi başka. Onlar ‘zamlar’ diyor, duymuyorsunuz. Burada çare olmayacak bir teklifi görüşüyoruz” dedi.

“Bu teklif, yatırımcıya teşvik değil kıyaktır” diyen Tarhan, halka ait taşınmazların mülkiyetlerinin şirketlere devrine karşı olduklarını vurguladı.

“TBMM’NİN BÜTÜN YETKİLERİNİ CUMHURBAŞKANI’NA DEVREDELİM, BİZ DE KÖYÜMÜZE GİDELİM”

Teklife göre; endüstri bölgelerinde yer alan yatırımlara Cumhurbaşkanı tarafından ek teşvikler verilebilecek. Bu düzenlemeye dikkat çeken İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, teklif ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yine yetki devri yapıldığını ifade ederek, “TBMM’nin bütün yetkileri Cumhurbaşkanı’na devredilmiş diye kanun çıkaralım, biz de devreden çıkalım. Madem ayak bağıyız Cumhurbaşkanı’na, biz de köyümüze gidelim” dedi.

“İLLA BUNU MU SÖYLEMEMİ İSTİYORSUNUZ”

Altıntaş, Türkiye’de sürekli ‘ÇED olumlu’ raporu verdiğini dile getirdi. AKP’li vekillerden bu konuda itiraz gelmesi üzerine Altıntaş, “Benim eşim ÇED uzmanı. Bir ÇED’i imzalamadı, Hatay Havalimanı’nda. Kuşların göç yoluydu. Görev yeri değiştirildi. Yeni gelen imzaladı. İlla bunu mu söylememi istiyorsunuz” diye konuştu.

“AKP’NİN YEREL YÖNETİCİLERİ BİLE KARŞI ÇIKIYOR”  

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, endüstri bölgelerinde yer seçimi konusunda merkezi hükümete yetki verilirken yerel yöneticilerin bu konuda inisiyatif almasının önüne geçildiğini ifade ederek, “Yereldeki idarecilerin tümüyle inisiyatifinin elinden alındığı bir süreci yaşıyoruz. Yerel yönetimlerin kendi yaşam alanları üzerinde söz sahibi olması gerektiğini savunuyoruz. Herhangi bir ilde bir işletme kurulacaksa oradaki inisiyatiflerin söz hakkı olmadan merkezi bir kararla bu işlerin yapılmasının doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Zonguldak Filyos’ta olduğu gibi, AKP'li yöneticilerin de kendi yerellerinde itiraz ettikleri süreçler yaşanıyor. Yereldeki AKP yöneticisi itiraz ediyor ama merkezi iktidar buna hiç dikkat etmiyor. Kimin ineğine, danasına, suyuna zarar veriyor, bunlar umurunda değil merkezi iktidarın” dedi.  

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise “Türkiye, 2001 krizinin iki katı derinlikte bir krizin içinde” diye konuştu. Bakan, “Türkiye’de sanayiciye destek olacaksak emisyonları düşürecek destekler atmamız lazım. Yoksa çok yakında Türkiye, sınırda 8 milyar doların üzerinde vergi ödemek zorunda kalacak. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili doğru düzgün bir çalışma yok” dedi.

“BİR AĞACI ORMAN ZANNEDİYORSUNUZ”

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, ailesinden yedi kişinin kanser hastası olduğunu söyleyerek, seçim bölgesi Hatay’da karbon siyahı fabrikasının ikamet alanına 10 metre olduğunu dile getirdi. Şahin, “İnsan sağlığını, çevre sağlığını korumak önemli. Her şeye rağmen yapamazsınız bunu. Biz, orada ölüyoruz. Bütün bunlara rağmen deniz alanları yapamazsınız. Deniz alanlarını dolduruyorsunuz. Hep adres aynı. Tosyalı” diyerek, Hatay’da çevrenin sanayi bölgeleri nedeniyle tahrip edildiğini anlattı. Şahin, ormanlık alanların da zarar gördüğünü “Bir ağacı orman zannediyorsunuz” diye açıklarken ormanlık alanın “Orman vasfını kaybetmiştir” onayıyla Orman Bakanlığı eliyle katledildiğini söyledi. Şahin, ormanlık alanlarda maden araması da yapıldığını söyleyerek, “Şu anda ÇED konusuna gelince; Erzin’de valilik ve belediyenin ortak yaptığı bir plaj var. Burnaz plajı. Plajın dibine lastik fabrikası kurulmasına izin veriyorsunuz” diye konuştu.

Şahin, Hatay’daki hava kirliliğini, “Bir gün arabanızı park edin, ertesi gün üzerinde parmak kadar siyah kurum ile karşılaşacaksınız” diyerek anlattı ve komisyon üyelerini Hatay’daki çevre kirliliğini görmeye davet etti. Şahin, tahrip olan bölgelerin fotoğraflarını komisyon üyelerine gösterdi.

“4 BİN 352 ÇED RAPORUNDAN SADECE 32’SİNE OLUMSUZ RAPORU VERİLDİ”

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “Bu ülkede ÇED süreci sağlıklı yürüyor mu, yürümüyor mu? 2016’daki rakamlar var elimde. 4 bin 352 ÇED raporundan kaç tanesi olumsuz çıktı ki bu ÇED raporları genelde kopyala yapıştır yapılan raporlar. 32 tanesi olumsuz çıktı. Yüzde 1 bile değil” diyerek, kendi yaşadığı Salihli bölgesinde “ÇED gerekli değildir” kararlarına karşı açılmış onlarca dava olduğunu ve yargının “ÇED gerekli değildir” kararlarını yanlış bulduğunu söyledi.

Bakırlıoğlu, Türkiye’de ÇED sürecinin yanlış işletildiğini savunarak, “Söz konusu endüstri olduğu zaman, ÇED yönetmeliği, ‘bakanlık resen düzenleme yapabilir’ diyor. Bununla ilgili en önemli madde, üçüncü madde ve biz onu bugün kaldıracağız. Kanal İstanbul gibi Marmara Denizi’ni öldürecek bir projeye bile ÇED olumlu raporu verildi. Biz bu maddenin tekliften çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Sanayileşmeye karşı değiliz, çevre katliamlarına karşıyız. Ki bu katliamları biz bölgemizde yaşıyoruz. Bu çevre katliamları da iklim değişikliğini tetikliyor. Sizlerin de en az bizler kadar gerekli hassasiyeti göstermeniz gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.  

OYÇOKLUĞU İLE KABUL EDİLDİ

Komisyonda genel görüşmenin ardından yürürlük maddeleri de dahil 15 maddelik kanun teklifinin maddelerine geçildi. Maddeler yapılan oylama sonucu oyçokluğu ile kabul edildi. Teklifin önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor.

Teklife göre; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın adından “bilim” kelimesi kaldırılacak. Endüstri bölgesi ilan edilen alanlardan, büyük olmamak şartıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen alanlar ilave endüstri alanı olarak belirlenebilecek. Endüstri alanı olarak belirlenen yerlerde kamulaştırma bedeli, etüt, harita, plan, proje dahil altyapı ile tüm giderler ‘yönetici şirket’ tarafından karşılanacak. Bu harcamalar, şirket tarafından karşılanmazsa Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulacak olan ödenekten karşılanacak.

Endüstri Bölgeleri Kanunu’nda ÇED sürecini zorunlu kılan 3/B maddesindeki “ÇED süreci” başlıklı hükümler yürürlükten kaldırılacak. Muhalefetin ve meslek örgütlerinin eleştirdiği bu düzenleme ile endüstri bölgelerinde yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar, Endüstri Kanunu’ndaki şu hükümlerden muaf olmuş olacak:

“Endüstri bölgesi ilân edilmiş yerlerde yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişiler 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10’uncu maddesi uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmekle mükelleftirler. Ancak bu faaliyetler yer tetkiki kararından muaftır.

ÇED raporunun sunulması üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı’nca, faaliyetin niteliğine bağlı olarak, ÇED mevzuatında belirtilen kuruluşların temsilcilerinden oluşan inceleme ve değerlendirme komisyonu kurulur. Raporun Çevre ve Orman Bakanlığı’na intikali tarihinden itibaren inceleme, değerlendirme ve nihai karar verme süreci en geç iki aydır. Bu süreye, faaliyet sahibinin raporu düzeltmesi için tanınan süre dahil değildir. Faaliyet sahibi, düzeltilmek üzere kendisine geri verilen raporunu 15 gün içinde düzeltmek zorundadır.”

Teklife göre; endüstri bölgelerinde yapılacak yatırımlara Cumhurbaşkanlığı’nca ek teşvikler verilebilecek. Endüstri bölgelerinde şirketlere, kamulaştırma vb. bedelleri kendileri karşılamışsa sürekli olarak irtifak yani kullanma hakkı verilecek.