Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), “TEİAŞ Ülkemizin Şalteridir, Şalteri İndirtmeyeceğiz!” başlıklı bir rapor hazırladı. Broşür şeklinde ayınlanan rapor, TEİAŞ’a ilişkin özelleştirme kararı ile başlıyor ve Türkiye elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtımının tarihçesi ile ilgili kısa bilgi veriyor. TEİAŞ’ın temel görevleri ve işlevine değinildikten sonra kurumun 2020 yılı mevcut varlıkları ve değerleri aktarılıyor. “TEİAŞ elektrik sisteminin kalbidir, sistemin kalbi kiraya verilemez” denilen raporda, yapım süreci devam eden projelere de işaret edilerek şu görüşler dile getiriliyor: "TEİAŞ’ın özelleştirme hazırlık işlemlerinin 31.12.2022 tarihine kadar tamamlanması planlandığı göz önüne alındığında TEİAŞ’ın özelleştirme adı altında yandaş şirketlere peşkeş çekilmeden önce iki önemli yatırımı da kamu eliyle yapılarak özelleştirmelerin son alt yapısının hazırlanmakta olduğu anlaşılmaktadır."

TEİAŞ NEDEN ÖZELLEŞTİRİLEMEZ?

Elektrik üretim ve dağıtımına yönelik özelleştirmelerin iddia edildiği gibi ucuzluk, kalite, şeffaflık, kayıp-kaçağın aşağı çekilmesi vb. unsurların hiçbirini sağlamadığı, tersine vatandaşın sırtına kambur olduğu vurgulanan raporda, özelleştirme nedeniyle yaşanan olumsuzluklara dikkat çekiliyor. Raporda TEİAŞ’ın neden özelleştirilemeyeceği özetle şöyle aktarılıyor:

  • Elektrik iletim şebekeleri, her ülke açısından ekonominin kilit parçasıdır. TEİAŞ, elektrik enerjisinin ülkemizdeki dağıtım lisansına sahip şirketlere, Organize Sanayi Bölgelerine ve ikili sözleşme kapsamında iletim seviyesinden bağlı serbest tüketicilere iletilmesinde, elektrik enerjisi üreten tüm santrallerin birbirlerine paralel bağlı olduğu enterkonnekte sistemde üretim ve tüketimin dengelenmesinde temel işlev görür. Bu aşamada herhangi bir aksaklığın yaşanması, ülke ekonomisine ağır bir yük binmesiyle sonuçlanır.
  • TEİAŞ yukarıda sayılan görevlerinde şu anda kamu tekeli durumundadır. Türkiye’nin doğusu ile batısını birbirine bağlayan uzun hatlar elektrik şebeke güvenliğinde önemli olduğu kadar milli güvenliğin de bir parçasıdır. Bütüncül yapısıyla yürüttüğü bu faaliyetlerini kamu hizmeti anlayışı ile sürdürmektedir. Bütüncül yapının sağladığı faydalar ve verimliliği göz ardı edilerek, özelleştirilmesi adına bu yapının bozulmasına izin verilmemelidir.
  • TEİAŞ’ın sistem operatörü olarak sorumluluklarını yerine getirememesinin en çarpıcı örneği 31 Mart 2015 tarihinde enterkonnekte sistemin çökmesi ve tüm ülkede saatlerce elektrik kesilmesi ile ortaya çıkmıştır. Sistem çökmesinin temel etkenleri; elektrik sisteminin kamusal yapısı parçalanarak bütünlüğünün bozulmuş ve üretim kapasitesinin büyük ölçüde özelleştirilmiş olması, tamamen siyasi baskılara karşı savunmasız hale getirilmiş liyakatsiz yönetim zafiyeti, plansızlık ve eğitimsizliktir.
  • TEİAŞ elektrik sisteminin beynidir. Beyni kiraya verilmiş bir elektrik sisteminde yeni sistem çökmeleri kaçınılmazdır.
  • TEİAŞ, sistem operatörü olarak elektrik sisteminin otobanlarını işleten doğal tekel konumundaki kamu kurumudur ve bu otobanlardan başka bir iletim şebekesi mümkün değildir. İstenirse çok büyük kârlar elde edebilir ya da geliri giderine denk olarak kamusal hizmet vermeye devam edebilir.
  • Halka arz ya da blok satış yöntemi ile özelleştirilmesi halinde kurum hisselerine sahip olanların yüksek kâr ve yüksek temettü beklentileri ve buna göre iletim tarifesi talep etmeleri en doğal hakları olacaktır. Ayrıca tıpkı dağıtım şirketlerinde olduğu gibi şirket üst yönetiminin temsil giderleri, tanıtım reklam giderleri ve daha pek çok asli görev dışı yüksek giderlerin elektrik faturalarına doğrudan yansıtılması kaçınılmaz olacaktır.
  • TEİAŞ elektrik arz güvenliğimizin garantisidir, arz güvenliğimiz yabancı ellere bırakılamaz.
  • Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde TEİAŞ’ın özelleştirmesinin halka arz şeklinde yapılacağı belirtilmektedir. Ülkemizin son 3 yıldır devam eden ve önümüzdeki dönemde de derinleşerek süreceği öngörülen ekonomik kriz ortamında yoksullukla boğuşan geniş halk kitlelerinin yatırıma ayırabileceği bir maddi birikimi kalmamıştır.
  • Son 1 yıldır enerji sektöründe özel sektör dahil halka arz edilen şirketlerin borsa performansları ve finansal değerlerine bakıldığında durumun hiç de iç açıcı olmadığı ortadadır. Halkın parasıyla kurulan işletmeler kamu yararına aykırı olarak “işletme hakkı” formülleriyle özel sektöre devredilmekte ve bu şirketlerin zararları da borsada halka arz yöntemiyle yine halkın parasıyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla halka arz yönteminin de göz boyamadan ibaret olduğu açıktır.
  • Ayrıca, mevcut şartlarda yerli sermayenin, yabancı yatırımcılarla ortaklıklar kurmadan böyle değerli bir kamu şirketine sahip olabilmesi mümkün değildir. Bu kadar önemli ve stratejik bir doğal tekelin yabancılara satılması ulusal güvenlik için çok büyük riskler yaratacaktır.
  • TEİAŞ; savunma, sağlık, sanayi, kamu yönetimi gibi ulusal güvenliğimizi ilgilendiren her konuda ihtiyaç duyulmakta olan elektrik enerjisinin, üretim santrallarında ve yurt dışı bağlantılarda an be an emre amade tutulmasını sağlayan, tüm yurttaşların kesintisiz ve kaliteli elektriğe ulaşımı zincirindeki en önemli halka, Türkiye’nin en stratejik kurumudur.
  • TEK’in parçalanmasından bu yana yapılan özelleştirmelerin enerjide sermaye transferinden başka bir şey olmadığı yaşayarak görülmüştür. Kovit-19 yaygın salgın döneminde derinleşen ekonomik kriz ortamında, enerjide fiyat istikrarının olmaması diğer tüm sektörleri de olumsuz etkilemektedir.
  • Şimdi EMO’nun yıllardır söylediği, enerjinin tek elden ve kamu eliyle yürütülmesi gerçeğiyle yüzleşme zamanıdır. Artık tıkandığı, başarısız olduğu açıkça ortada olan özelleştirme-piyasalaştırma esaslı politikalara son vermenin zamanıdır, KAMUSAL PLANLAMA ANLAYIŞI ile bütüncül bir kamulaştırma, kurumsallaştırma zamanıdır.