Asgari Ücret Komisyonu toplantılarını tiyatroya benzeten Poyraz, “Haftalardır sürdürülen tiyatroda, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin ‘Yüksek enflasyonun sebep olduğu tüm sorunların farkındayız’ sözlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ‘Asgari ücret sosyal devletin çalışanları koruduğu bir ücrettir’ sözleri takip ederken işçiler ve aileleri beklenti içine sokuldular. Açıklanan 8500 TL ocak ayında gelecek zamlarla açlık sınırı seviyesidir. Açıklanan asgari ücret ile AKP iktidarı, kimin iktidarı olduğunu ve kimlerin çıkarını koruduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Oyu, işçiden emekçiden alan Erdoğan iktidarı her zaman olduğu gibi yumurtayı patronların sepetine koymaktadır” dedi.

“ENFLASYONU İNKAR EDİYORLAR”

 Açıklanan enflasyonla gerçek arasında büyük fark olduğunu belirten Poyraz, “Bakanından bürokratına hepsi, Ocak ayına göre artışın yüzde 100 olduğunu söylüyor ama 12 aylık enflasyonun yüzde 170 olduğunu söylemiyorlar. Artışı konuşuyorlar ama açıklanan miktarın, alım gücünü konuşmuyorlar. Temel gıda maddelerine her gelen zamları, artan ev kiralarını, kışın katlanan doğalgaz ve elektrik faturalarını konuşmuyorlar” dedi.

“HALKÇI BİR ÇÖZÜM”

Asgari ücretin belirlenme biçiminin yanlışlığını da belirten Poyraz, “Asgari Ücret Komisyonunun oluşum şekli bile işçilerin zararlı çıkacağını gösteriyor. İşçi temsilcilerin azınlıkta olduğu, anlaşmazlıkta grev hakkının olmaması zaten sonucu belirliyor. Ayrıca sorunu yalnızca asgari ücretle sınırlı tutamayız. Küçük esnaflara destek, enflasyonun engellenmesi, vergide adalet, halkın tüketim mallarına zamların durdurulması-geri alınması kapsamında ele alınmalı. Yoksa her yıl olduğu gibi işçiler, zaten yetersiz olan asgari ücret artışını alamadan enflasyon ve zamlar nedeniyle eriyecektir” dedi.

“YAŞANABİLİR ÜCRET İÇİN SERMAYE DÜZENİ DEĞİŞMELİ”

Asgari ücrette işçi ve emekçilerin yüzünün gülmesi için sermaye düzeninin değişmesinin gerekliliğini vurgulayan Poyraz, şöyle devam etti:

“Gelinen noktada, Erdoğan son noktayı koyar ve yanlışı düzeltir propagandasının içi boş bir yalan olduğu da bir kez daha ortaya çıkmıştır. Erdoğan, “işçilerimizin haklarının yenmesine rıza göstermeyiz” diyerek süslediği lafların sonunda “işverenlerimizin altından kalkamayacağı yüke ve istihdamın zarar görmesine rıza göstermeyiz” diyerek 20 yıldır olduğu gibi bu yılda sermayedarların çıkarını korumuştur. İşçiyi emekçiyi sırtında yük olarak gören sermaye düzeni değişmedikçe insanca yaşayacak bir ücret hayaldir. İşçileri açlık sınırında ücrete çalıştıran, aileleri yokluğa yoksulluğa mahkum bırakan, okul çağında çocukların bir öğün ücretsiz yemek hakkını yok sayan bu düzen çürümüştür, değiştirelim.”