İttifakın genişleyeceğini açıklayan Bakırhan, "Bu doğrultuda kadın meclislerimiz Türkiye’deki kadın örgütleriyle görüşmeler yürütecek; birlikte çevrecilerle, halklarla, inanç çevreleriyle, gençlerle ve toplumun diğer örgütlü kesimleriyle buluşmalar, görüşmeler yapacağız” dedi.

M.A’dan Berivan Altan’ın haberine göre, Halkların Demokratik Partisi (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emek Partisi (EMEP), “mücadele ortaklığı” adıyla sürdürdükleri çalışma ve tartışmalar sonuncunda ittifak kararı aldı. 6 parti ve örgüt, 25 Ağustos’ta “Emek ve Özgürlük İttifakı" kurduklarını açıkladı. İttifak, Eylül ayının sonuna doğru İstanbul’da bir deklarasyon açıklayacak. 

HDP'nin STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, ittifakın kuruluşu, yol haritası ve çalışmalarına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. 

İTTİFAK GENİŞLEYECEK

HDP’nin ülkede en geniş sol, sosyalist ve Kürtleri aynı çatı altında buluşturduğuna dikkati çeken Bakırhan, “HDP bununla da yetinmeyerek, dışarıda kalan sol, sosyalist, demokrat, muhalif çevreleri de ortak bir zeminde buluşturmak için bir çağrı yapmıştı. Bu çağrıya icabet eden güçler bu çalışmaya katıldılar. Aylardır birlikte çalışmayı sürdürüyoruz. Yer yer fabrikalarda, emekçilerin, işçilerin direnişinde, yer yer Kürtlerin hak ve özgürlük mücadelesinde bir araya geldik. Omuz omuza birlikte mücadele ettik. Dönem dönem Türkiye’nin temel meseleleri hakkında ortak mücadele zemininde açıklama ve planlamalar yaptık. Newroz’a, 1 Mayıs’a birlikte katıldık" dedi. 

Oluşan zemini daha da büyütmek için çalışmalarının süreceğini belirten Bakırkan, ittifakı genişletme ve deklarasyona son şeklini verme çalışmalarının sürdüğünü aktardı. Bakırhan, "Bu doğrultuda kadın meclislerimiz Türkiye’deki kadın örgütleriyle görüşmeler yürütecek; birlikte çevrecilerle, halklarla, inanç çevreleriyle, gençlerle ve toplumun diğer örgütlü kesimleriyle buluşmalar, görüşmeler yapacağız” diye kaydetti. 

'İTTİFAK İSMİ MÜCADELEYİ TARİF EDİYOR'

Bakırhan, ittifak ismi için tartışmalar yürüttüklerine işaret ederek, "İsimler sadece sembolik değil, çok önemlidir. Tarihi belge niteliğindedir. Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor, insanlar geçinemiyor. Bir avuç sermaye sahibinin, Türkiye’nin artı değerlerini istediği gibi kullandığı ama emekçilerin bundan pay alamadığı bir süreci yaşıyoruz. Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere toplumun ötekileştirilen kesimlerinin özgürlük ve hak arayışları da devam ediyor. Emek ve özgürlük Türkiye halklarının temel talepleridir. Bu ismi seçmemiz tesadüf değildir. İttifakımızın nitelik ve içeriği bu kavramlar etrafında şekilleniyor. Özgürlük ve emek için, talan ve yoksulluk düzeninden kurtulmak için mücadele edeceğiz. Yani geleceği de mücadeleyi de tarif ediyor. Bu isim sadece seçimlerde ve geçici bir birlikteliği değil, gelecekte ortaklaşarak yürümenin de bir zemini olacaktır” ifadelerini kullandı.

'TARİHİ BELGE' HAZIRLIĞI

İttifak görüşmelerine başladıkları günden bu yana toplumsal muhalefet yapıları, emek-meslek örgütleri ve sendikalarla yoğun temas içerisinde olduklarını ifade eden Bakırhan, deklarasyon metnini kapalı kapılar ardında hazırlamayacaklarını belirtti. Deklarasyonda toplumun mevcut sorunlarını iyi belirleyeceklerini ve çözüm önerilerini de barındıracağını kaydeden Bakırhan, "tarihi bir belge" açıklayacaklarını dile getirdi. 

Bakırhan, deklarasyona dair şunları söyledi: “Deklarasyonumuz Türkiye’nin mevcut çıkmazlarını giderecek, ona sahici çözümler üreten, somut tespitlerle öneriler sunacak. Her kelimesi tartışılarak, karşılığının sokakta, toplumda ne anlama geldiği bilinerek hazırlanmış bir deklarasyon olacak. Restorasyoncu, pansumancı bir deklarasyon olmayacak. Tam değişimi, dönüşümü esas alıyoruz. Dar bir sınıfa, inanç grubuna, kesime hitap eden bir durum söz konusu olmayacak. Samsun’dan Kilise, Edirne’den Kars’a kadar coğrafyanın sorunlarını iyi okuyan bir çıkış belgesi sunacağız. Henüz çalışmaları sürüyor. Ara süreci de bütün çevrelerle daha güçlü temaslarla, çalışmalarla yürüteceğiz. Toplumsal muhalefet ile görüşeceğiz. Sorun alanlarının temsilcileriyle bir araya geleceğiz" 

'SEÇİM ODAKLI' ELEŞTİRİSİNE YANIT 

İttifaklarının sadece seçime yönelik olduğuna dair yapılan eleştirilere de değinen Bakırhan, ittifaklarının merkezinde mücadele, dayanışma ve direniş olduğunu vurguladı. Seçimleri de yok saymadıklarını ancak kendilerine dönük bu eleştirilere katılmadıklarını söyleyen Bakırhan, "Bu ittifak Türkiye’nin en mücadeleci, en direnişçi zemin olacaktır. Bu ittifakı seçimle daraltmak çok gerçekçi ve doğru bir tarif olmaz. Bu zemin içerisinde yer almayan partileri, kurumları saygı ile karşılarız. Ancak hak etmediğimiz eleştirileri de kabul etmeyiz. Bizim seçim ittifakı gibi bir derdimiz yok. Bizim derdimiz Türkiye’nin demokratikleşmesi, geleceği, içeride ve dışarıda Kürt karşıtlığının ortadan kaldırılması, emekçilerin insanca yaşam koşullarının oluşturulması, kadınların katledilmediği, gençlerin nitelikli öğrenim görebildiği demokratik bir Türkiye koşulların oluşturulmasıdır. Bunun için mücadele yürüteceğiz” şeklinde konuştu.

ÇAĞRI: ORTAK ZEMİNDE BULUŞALIM

Türkiye’de sorunların sadece seçimlerle çözülebileceğine inanmadıklarını dile getiren Bakırhan, “Biz devrimci bir hareketiz, bu mevziyi önemsiyoruz ve halkın, emekçinin, Kürtlerin lehine kullanmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar doğru bir şekilde de değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Biz de seçilmiş ile bir ilçe yöneticimizin bir farkı yoktur. İkisi de barikatın arkasına geçer, haksızlıklara karşı direnir. Kendisine bahane üretmeye çalışan dost kurumlara çok yoldaşça bir tavsiyede bulunmak istiyorum; Biz zor koşullarda hem teorik hem de pratik bir zeminde mücadele ediyoruz. Bizi sadece seçim odaklı gören sığ tartışmalar yerine, Türkiye sol-sosyalist hareketinin içerisinde bulunduğu bölünmüşlüğü ortak bir mücadele zemininde nasıl buluşturacağımıza yoğunlaşmak ve Türkiye toplumunun beklentilerini ve hayallerini nereye getirdiğimize bakıp eksikliklerimizi gidermeye odaklanmalıyız" şeklinde konuştu. 

'SEÇİM HER ŞEY DEĞİLDİR'

HDP’nin dinamik bir hareket olduğuna dikkati çeken Bakırhan, şunları söyledi: “Yürürken barikat da mevzi de kurarız, direniriz de. Aynı zamanda eksik ve yetmezliklerimizi de görür, giderir ve yolumuza devam ederiz. Mücadeleyi de barikatı da iyi biliriz. Devletin baskılarına karşı yılmadan mücadele etmeyi esas alırız. Şimdi yine yeniden bir yola çıktık. Yaşamın her alanında mücadele ediyoruz. Ezilenler neredeyse biz oradayız. Parlamentoya sıkışmış bir gelenek değiliz. Seçimler önemsizdir demiyoruz, önemsiyoruz. Ancak her şey olmadığını da iyi biliyoruz. Mücadele etmek isteyen, değiştirmek isteyen, yürümek isteyen bir gelenek oluşturmaya çalışıyoruz. Bu mücadele zemini büyüyecektir. Emekçinin, Kürdün, ezilenin ittifakı olacaktır."

‘ASIL İŞ ERDOĞAN SONRASI BAŞLIYOR' 

Deklarasyon ilanı ardından kitlesel halk buluşmalarıyla yollarına devam edeceklerini ifade eden Bakırkan, "Tek adama dayalı bir sistemde yaşıyoruz. Karşılığı radikal değişiklikler olmalı. Sadece Erdoğan’ı göndermek yetmiyor. Erdoğan’ın anlayışı 20 yıldır bu ülkenin en ücra köşelerinde kurumsallaşmış, örgütlenmiş durumdadır ve Türkiye’nin ekonomisine, siyasetine, yargısına yön veriyor. Sadece Erdoğan’ın gidişiyle her şeyin düzeleceğine inanan bir parti değiliz. Asıl iş ondan sonra başlıyor. Türkiye’nin gerçek anlamda demokrasiye ihtiyacı var. Türkiye seçimden sonra yeni bir inşa sürecine girmelidir. Kendisini öteki olarak gören ve ötekileştirilen tüm kesimlerin eşit haklar zemininde buluştuğu, bütün yasaların ona göre düzenlediği bir sistemden bahsediyoruz. Bu yeni sistemi, mevcut durumuyla Millet İttifakı’nın karşılaması zor görünüyor. Bütün varlık gerekçesini Erdoğan’ın gidişine bağlayan ama Erdoğan sonrasını net bir şekilde ortaya koyamayan, çözüm önerilerini bilmediğimiz, bir anlayışla karşı karşıyayız” diye konuştu.

TEK SEÇENEK

Türkiye’nin ciddi sorunlarına çözüm üretebilecek ve bu iradeyi kararlılıkla taşıyan tek seçeneğin “Emek ve Özgürlük İttifakı” olduğunu vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti: "Bugün ülkenin içinde bulunduğu sorunların etrafında dönmeden, kişisel çıkarlara ya da belli bir grubun amaçlarına hizmet etmeden, samimi ve gerçekçi ama aynı zamanda heyecanı, umutları ve hayalleri olan büyük bir topluluk olarak Türkiye’nin geleceğini inşa etmek gerekiyor. Haklılığımızın verdiği güçle hakkımız olanı talep edecek, bu ittifakın halkların taleplerini karşılayacağını düşünüyoruz” dedi.