ABD Merkez Bankası (FED) 75 baz puanlık bir faiz artışına gitmesi, dolar karşısında büyük çapta değer kaybeden Türk Lirası ile ilgili kaygıları artırdı. Peki FED'in faiz artışı Türk Lirası için ne anlam ifade ediyor? Olası senaryoları değerlerdiren Ekonomist Murat Özsoy, FED’in ileriki dönemde de 75 baz puanlık bir artışa gidebileceğinin altını çizdi. İki gün süren Haziran ayı FED toplantısı sonrası dünyanın merakla beklediği faiz kararı açıklandı. Finans Uzmanı-Ekonomist Murat Özsoy, FED’in 75 baz puanlık artırım kararının bundan sonraki toplantıda da 75 bps artırım yapılacağına işaret ettiğine dikkat çekti.

BIÇAK SIRTI DENGE DÖNEMİ BAŞLIYOR

Özsoy, eğer içeride TL fiyat istikrarı sağlanamaz ise TL’nin ABD doları karşısında değer kayıpları Temmuz ve sonraki aylarda hızlanacağını dile getirdi. Özsoy, "FED bundan sonra oldukça şahin bir tavır izlerken ABD ekonomisini resesyona sokmamak için işgücü piyasasını canlı tutmaya çalışacaktır. Devamında sıkı para politika adımlarının diğer Merkez Bankaları tarafından da atılmasında öncü olacaktır diye düşünüyorum. Bu durum tüm dünyada resesyona girmemek için bıçak sırtı denge yönetimi gerektiriyor” dedi.

Enflasyonla mücadelede gerekli adımlar atılmazsa sıkışıklığın daha da artacağına dikkat çeken Özsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer ekonomi yönetimi küresel çaptaki para politikaları ile uyumlu olmadan, yurtiçindeki enflasyon sorununu sadece dış etkenlere bağlamaya devam eder ve enflasyon ile mücadele kapsamında gereken adımları atmaz ise FED’in 75bps artışları karşısında küresel likidite sıkışıklığı ve paranın artan maliyeti karşısında hane halkları ve özellikle reel sektördeki firmalar tarafında bugünden daha yüksek seviyede önemli finansal sıkıntılar gündeme gelebilir."

POWELL KONUŞURKEN PİYASALARDA NELER OLDU?

Murat Özsoy, FeD kararından önce 1820 dolar seviyesinde olan ons altın fiyatının bir ara 1840 dolara çıktığını, daha sonra 1833 dolar seviyelerinde yer bulduğunu belirtti ve ABD borsa endeksleri Dow Jones, S&P 500 ve Nasdaq’ın Powell’ın konuşmasından yarım saat sonraki zaman diliminde sırasıyla yüzde 1,67, yüzde 2.37 ve yüzde 3.52 ile oldukça yukarılarda seyredip sonra nispeten gevşediğini anlattı.

FED Başkanı Powell'ın enflasyonu uzun vadeli beklentilerde yüzde 2 hedefine çıpalamak konusunda son derece kararlı olduğunu söylediğini hatırlatan Özsoy, sözlerine şöyle devam etti: "FED bundan sonra oldukça şahin bir tavır izlerken ABD ekonomisini resesyona sokmamak için işgücü piyasasını canlı tutmaya çalışacaktır. Devamında sıkı para politika adımlarının diğer Merkez Bankaları tarafından da atılmasında öncü olacaktır diye düşünüyorum. Bu durum tüm dünyada resesyona girmemek için bıçak sırtı denge yönetimi gerektiriyor. Eğer ekonomi yönetimi küresel çaptaki para politikaları ile uyumlu olmadan, yurtiçindeki enflasyon sorununu sadece dış etkenlere bağlamaya devam eder ve enflasyon ile mücadele kapsamında gereken adımları atmaz ise FED’in 75bps artışları karşısında küresel likidite sıkışıklığı ve paranın artan maliyeti karşısında hane halkları ve özellikle reel sektördeki firmalar tarafında bugünden daha yüksek seviyede önemli finansal sıkıntılar gündeme gelebilir."