Eğitim-Sen 9 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev, “Gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’ temel alınmalı; sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini güvence altına alan yeni bir kanun yapılmalıdır. Eğitim emekçilerinin Anayasa Mahkemesi'nden talebi, hukuka uygun karar alması, eğitim alanında oluşacak kaosa izin vermemesidir” dedi.

Anayasa Mahkemesi, CHP’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun iptali istemiyle açtığı davayı yarın esastan görüşmeye başlayacak. Eğitim-Sen, Anayasa Mahkemesi’ndeki görüşme öncesi, bugün yurt genelinde “Öğretmenlik Meslek Kanunu'na kırmızı kart” eylemi yaptı. İstanbul’da da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen sendika üyeleri, “Eşit iş eşit ücret anayasal hakkımızdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilsin” yazılı pankart açtı. Ellerinde “Anayasa Mahkemesi iptal etsin. Öğretmenlik Meslek Kanunu'na hayır” yazılı kırmızı kartlar taşıyan sendika üyeleri, “Öğrencime bir öğün ücretsiz yemek” ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilsin” sloganları attı.

“HUKUKSAL DEĞİL, SİYASİ KARAR”

Eğitim-Sen 7 No’lu Şube Başkanı Mehmet Emin Kırşanlıoğlu, öğretmenlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Bu meslek kanunu çıksa da Anayasa Mahkemesi’nden bir an önce bunu iptal etmesini istiyoruz. İptal edeceğine inanıyoruz. Çünkü bu, bir hukuksal karar değil, bu bir siyasal karar. Bunu bir kez daha buradan haykırıyoruz. Tüm bu haykırmalarımıza karşılık bugün bütün okullarda bir dakikalık kırmızı kart eylemlerimiz vardı. Biz, bunları da bugün burada bir kez daha yapmak istiyoruz.”

Hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Eğitim-Sen 9 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev de kanunun Anayasa ile Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı düzenlemeler içerdiğini ve bu nedenle yoğun tepkiyle karşılandığını söyledi. Özev, şöyle konuştu:

“DAVALARA RAĞMEN BAKANLIĞIN SINAV TAKVİMİNİ İŞLETMEKTE ISRAR ETMESİ ANLAŞILIR DEĞİL: Gerçek bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi, yasalaşmasının hemen ardından ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış ve Anayasa Mahkemesi, konuyu ‘esastan görüşmek’ üzere gündemine almıştır. Benzer bir şekilde, ‘Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin de ilgili yasalara ve Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içermesi nedeniyle sendikamız tarafından Danıştay’a dava açılmıştır. Açılan davalara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav takvimini işletmekte ısrar etmesi anlaşılır değildir. Eğitim- Sen olarak, gündeme geldiği ilk günden itibaren yaptığımız eylem ve etkinliklerde, Anayasa Mahkemesi gündemindeki düzenlemenin öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olduğu ifade edilmiştir.

‘EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET’ İLKESİYLE ÇELİŞEN UYGULAMAYA SON VERİLMELİ: Son olarak 2 Kasım tarihinde 14 eğitim sendikasının ülke genelinde yaptığı iş bırakma eylemiyle öğretmenler kitlesel olarak itirazlarını dile getirmiştir ancak Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na yönelik bütün eleştirilere kulaklarını tıkamakta ve bildiğini okumaya devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içeren Öğretmenlik Meslek Kanunu yarın esastan görüşecektir. Eğitim emekçilerinin beklentisi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde uygulanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir. Bu anlamda Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar önemlidir. Sendikamız, yıllardır sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır.

TÜM EĞİTİMCİLERİN HAKLARINI GÜVENCE ALAN YENİ BİR KANUN YAPILMALI: Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte ele alındığında anlamlı olacaktır. Gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’ temel alınmalı; sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini güvence altına alan yeni bir kanun yapılmalıdır. Eğitim emekçilerinin Anayasa Mahkemesi’nden talebi, hukuka uygun karar alması, eğitim alanında oluşacak kaosa izin vermemesidir. Gündeme geldiği andan itibaren eleştiri ve itirazlarımızı kamuoyu ile paylaştığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine karşı mücadelemizi gerek hukuksal gerekse örgütsel boyutuyla sonuç alıncaya kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir.”