Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Çayan Çalık, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenledikleri MEB'e karne verme töreninde, "Mevcut iktidar, yaratmak istediği nesli eğitim politikaları ile şekillendirmektedir. Eğitim alanında bir taraftan tarikatların ve cemaatlerin faaliyetlerinin arttığına tanıklık ederken diğer taraftan da eğitimde piyasalaşma pratiklerinin MEB tarafından verilen destekle hızlanarak sürdürüldüğünü gözlemledik” dedi.

Eğitim-Sen İstanbul şubeleri, bugün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, ‘MEB'e 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Karnesi’ eylemi yaptı. Eğitimciler, yaptıkları eylemde MEB'e, “Sorun yaratma: 100, Çözüm üretme: 0” şeklinde not verdi. Yapılan eylemde, "Parasız, bilimsel, ana dilde eğitim", "Irkçı, gerici eğitime hayır", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" ve "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları atıldı.

“EĞİTİMDE YAŞANAN DİNSELLEŞME UYGULAMALARI, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ DERİNDEN ETKİLEMİŞTİR”

Şubeler adına basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Çayan Çalık, şöyle konuştu:

“Eğitimin niteliğinde yıllar içinde yaşanan gerileme, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleşme uygulamaları, okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler, haksız hukuksuz şekilde işinden edilen eğitim emekçilerinin görevlerine iade edilmemesi, pandemi koşullarında alınmayan önlemler gibi çok sayıda sorun, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında da varlığını sürdürmüştür. Bu durum, başta öğrencilerimiz olmak üzere öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri derinden etkilemiştir.

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ TARİHTE HİÇ OLMADIĞI KADAR DEĞERSİZLEŞTİRİLDİ: Bu dönem, bolca hamasetin üretildiği, eşitsizliklerin arttığı, öğretmenlik mesleğinin tarihte hiç olmadığı kadar değersizleştirildiği, mesleki itibarımızın ayaklar altına alındığı, sınırlı iş güvencemizin bile tırpanladığı bir dönem olarak değerlendirilecektir.

EĞİTİM ALANINDA TARİKAT VE CEMAATLERİN FAALİYETLERİ ARTTI: Mevcut iktidar, yaratmak istediği nesli, eğitim politikaları ile şekillendirmektedir. Eğitim alanında bir taraftan tarikatların ve cemaatlerin faaliyetlerinin arttığına tanıklık ederken diğer taraftan da eğitimde piyasalaşma pratiklerinin MEB tarafından verilen destekle hızlanarak sürdürüldüğünü gözlemledik. Bu dönemde, 7 Nisan 2022'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile MEB, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün yetki ve görev alanı genişleterek bu oluşumlarla iş birliğinin önünü açtı.

OKULLARA KONULAN KUMBARALARLA ÖĞRENCİLER TARİKATLARA BAĞIŞ YAPMAYA ZORLANDI: 2021-2022 eğitim-öğretim yılında, seçmeli derslerin belirlenmesinden yarıyıl tatilinde öğrencilerin tarikat ve cemaat kamplarına taşınmasına, yarışma adı altında düzenlenen gerici faaliyetlerde öğrencilerimizin okullara konulan kumbaralarla tarikatlara, cemaatlere bağış yapmaya zorlanmasına kadar çok sayıda uygulama, adeta eğitim alanını kuşatmış durumda.

EĞİTİM KURUMLARI ADETA ÇÖKME NOKTASINA GETİRİLMİŞTİR: Eğitim alanında yaşanan sorunların bir başka nedeni de eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde 'liyakat' ilkesinin tamamen yok sayılmasıdır. Sendikal ve siyasal yakınlığa göre yapılan atamalar, eğitim kurumlarını adeta çökme noktasına getirmiştir.

MİLYONLARCA ÇOCUK EĞİTİMDEN KOPTU: Milyonlarca çocuğun eğitimden kopuş süreci hızlandı. MEB’in son açıklanan verileri ile en az 155 bin 938 öğrenci, örgün eğitim dışına çıktı. 2022 YKS’ye başvuran adayların yüzde 22’si, yani 715 bin 683’ü açık lise öğrencisi. Bu durum, açık bir şekilde okulun bir kurum olarak tasfiye edildiğini gösteriyor.

DİNİ İÇERİKLİ DERSLERİN SEÇİLMESİ İÇİN YOĞUN BİR KAMPANYA BAŞLATILDI: Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokullar ve liseler için seçmeli ders tercihlerinin 4-21 Ocak 2022 tarihleri arasında yapılacağını açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından kimi il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, vakıf, dernek ve cemaatlere bağlı kuruluşlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da dini içerikli kimi derslerin seçilmesi için yoğun bir kampanya başlattı. Dini derslerin seçilmesi için elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyan bu kuruluşların istediklerini yaptıkları, dersleri seçtirmeyi siyaseten elde edilmiş bir başarı olarak gördükleri açıktır.

Siyasi iktidar, tüm gücüyle eğitim sistemini kendi ideolojik-siyasal hedeflerine uygun olarak biçimlendirmektedir. Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir.

ÇOCUKLARIMIZ, İKTİDARIN LAİK EĞİTİME YÖNELİK TASFİYE ÇALIŞMALARININ KURBANI OLDU: Karaman’dan Aladağ’a, Muş’tan Antalya’ya, memleketin yüzlerce yerinde tarikat yurtlarında çocuklarımıza yaşatılan acılar yüreğimizi parçalamaya devam ediyor. Bu durum, yeterli yurt yapılmaması ve kamu kaynaklarının devlet okulları yerine özel okullara, çeşitli dini vakıf ve derneklere aktarılmasıyla oluşturulmuştur. Çocuklarımız, iktidarın kamusal ve laik eğitime yönelik tasfiye adımlarının kurbanı olmuştur.

HAKLARIMIZ, GELECEĞİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ İÇİN MÜCADELEYE DAVET EDİYORUZ: Kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan, hakları gasp edilen, hukuksuzca ihraç edilen, sürgün ve soruşturmalara, baskılara maruz kalan, sözleşmeli-ücretli güvencesiz çalışan, ataması yapılmayan, özel öğretim kurumlarında esnek, güvencesiz, düşük ücretlerde çalıştırılan, gecesini gündüzüne katarak görevini yapmaya çalışan bütün eğitim ve bilim emekçilerinin, eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamayan milyonlarca çocuk ve gencimizin taleplerinin takipçisi olmayı sürdüreceğimize söz veriyoruz. Haklarımız, geleceğimiz ve çocuklarımızın eğitim hakkı için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte ortak mücadeleye davet ediyoruz.”