Düzce'de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından artezyen kuyusundan çıkan alevler Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşmüştü. Çevredeki vatandaşları dehşete düşüren görüntülerin sırrı ortaya çıktı. Çevredekiler tarafından kayıt altına alınan alevler hakkında Prof. Dr. Murat Utkucu ve Prof. Dr. Murat Teker dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Köyde yaşayanların durumu yetkililere bildirilmesi üzerine köpüklü ve yanıcı özellikteki suyla ilgili Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ekiplerinin araştırma yapacağı öğrenildi.

AFAD ekiplerince sudan alınan numune ise ilgili birimlere gönderilecek. Ayrıca kuyunun etrafında güvenlik önlemi alındı.

Bölgeye giderek incelemede bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, gazetecilere, şu anki bilgiye göre, sürecin birkaç yıl önce artezyen kuyusunun açılmasıyla başladığını söyleyip değerlendirmelerde bulunmuştu.

Sözbilir, 1999 depreminden bugüne yeraltının sıkıştığını, stres altında kaldığını belirterek, "Aşağıdaki yeraltı sularıyla daha aşağıda var olan doğal kaynaklar olabilir çünkü suyun içine baktığımızda kükürt var. Bir de yanıcı özelliği var, metanla ilgili bir sıkıntı da var burada.
Burada bir jeolojik ortam var. Şu anda iki fayın arasındayız. Analiz anlamında ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekiyor ama şu anda söyleyebileceğimiz şey; doğal bir olay olduğu ve depremle doğrudan bağlantılı olmasa da fayların varlığıyla ilişkili yapı olduğunu düşünüyorum." dedi.

Prof. Dr. Sözbilir, "Herhangi bir tehlike doğurmaz ama tabii ki bunun nedenini araştırmak gerekiyor. Tam olarak ne olduğunun mutlaka ortaya konması gerekiyor. Bu suyla sulama yapılamaz şu anda çünkü içinde kükürt ve yanan bir şey var. Bunla sulama yapılma olasılığı yok, mutlaka analizinin yapılması gerekiyor. Bu rengi alması ve o şekilde köpürmesinin nedeni ortaya konmadan hiçbir yerde kullanılamaz bu su. Buradaki yerin jeolojik yapısından kaynaklı, yani bölgede demek ki jeotermal bir mekanizma var." açıklaması yapmıştı.

YANAN SUYUN SIRRI ORTAYA ÇIKTI

Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu, depremden bir hafta sonra kaynamaya ve köpürmeye başlayan suyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Depremi oluşturan fay hareketi esnasında radon ve metan gibi gaz çıkışları olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Utkucu, "Yer altı suyuna kabarcıklar ya da baloncuklar halinde karışabilirler. Radon yanıcı bir gaz değil. Ancak metan gazı alevlenebilir. Su yer yüzeyine ulaştığında kabarcıklardaki metan gazı havaya karışabilir. Çakmakla ya da kıvılcımla bu havaya karışan bu gaz yanıp alevlenmiş olabilir" bilgisini paylaştı..

'BAŞKA GAZLAR DA AÇIĞA ÇIKIYOR'

Sakarya Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Fizikokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Teker de Gölyaka'da deprem sonrası artezyen kuyusuna çakmak çakıldığında ortaya çıkan alevlenmeyle ilgili farklı gazların açığa çıkmış olabileceğine işaret etti. Prof. Dr. Teker, "Deprem sırasında metan gazı ile birlikte radyoaktif radon gazı da ortaya çıkmış olabilir. Radon yüzeyde biriktiğinden radyasyon ölçümleriyle seviyesi belirlenebilir. Depremde metan ve radonun yanı sıra hidrojen sülfür gazı da açığa çıkabilir" diye konuştu.

Deprem sırasında ortaya çıkan hidrojen sülfür gazının yeraltında organik kalıntıların bozulmasıyla oluştuğunu belirten Prof. Dr. Teker, metan gazı dışında karbonmonoksitten çok daha zehirli olan hidrojen sülfürün de yanıcı etkisini vurguladı. Prof. Dr. Teker ayrıca artezyenden ortaya çıkan metan gazının su ile reaksiyon vermeyeceğini, sadece tutuşturulduğunda yanacağını söyledi.

DEPREMİN HABERCİSİ Mİ?

Peki deprem sonrası ortaya çıkan enerji ve çeşitli gazlar deprem olmadan önce de ortaya çıkarak depremin habercisi olabilir mi? Prof. Dr. Murat Utkucu, 5.9'luk deprem sonrası ortaya çıkan gazla ilgili, "Bu tür olaylar deprem sonrası ya da öncesi olabilir.

Özellikle radon gazı çıkışı ya da çıkış miktarındaki artış depremleri tahminde kullanılan bir belirteç. Ancak çok sayıda ve türde belirteç gözlenirse deprem tahmin edilebilir. Sadece gaz belirtecinin pozitif olması deprem tahmininde yeterli değil. Çok sayıda ve türde belirtecin pozitif olması bile kesin bir deprem olacağı anlamına gelmez" açıklamasında bulundu.

Milliyet'in haberine göre, bu yolla tahmin edilen ama gerçekleşmeyen depremler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Utkucu, kaynayan ve alevlenen artezyenin, 5.9 büyüklüğündeki depremde kırılan fay civarında olduğunu da sözlerine ekledi..