Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı'nın yayımlanan “Dünya Nüfus Beklentileri 2022” raporuna göre dünya nüfusu 15 Kasım 2022'de 8 milyara ulaşacak. Raporda dünya nüfusuyla ilgili birçok çarpıcı bilgi ve beklentiye de yer veriliyor.

BM Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami, AA muhabirine, dünya nüfusunun son 10 yıllık dönemde insanlık tarihi boyunca en hızlı artışa sahip olduğunu söyledi.

Bu yıl kasıma kadar dünyanın 8 milyar nüfusa ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Mohtashami, "2011 yılında 7 milyar nüfusa ulaşılmasından yalnızca 11 yıl sonra bu gerçekleşiyor. İnsan nüfusu son birkaç on yılda çok hızlı büyüdü. Aslında sadece 100 yıl veya 200 yıl önce dünyada genelinde bir milyar nüfusa ulaşılmıştı fakat son 100 yılda, 200 yılda nüfus önemli ölçüde arttı." dedi.

DÜNYA NÜFUSU BEKLENTİLERİ 2022" RAPORU YAYIMLANDI

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı tarafından açıklanan “Dünya Nüfus Beklentileri 2022” raporunda önemli veriler paylaşıldı.

Dünya nüfusunun 15 Kasım 2022’de 8 milyara ulaşacağı belirtilen raporda dünyanın 2030’da 8,5 milyar, 2050’de 9,7 milyar, 2080’lerde ise 10,4 milyar nüfusa ulaşacağı ve 2100'e kadar bu seviyede kalacağı tahmini yer aldı.

Raporda yer alan bilgilere göre ülkelerin yaş ortalaması 19’dan (Sahra Altı Afrika) 42’ye (Avrupa ve Kuzey Amerika) kadar çeşitlilik gösteriyor.

Raporda küresel yaşam süresi beklentisinin, 1990'dan bu yana neredeyse 9 yıllık bir iyileşmeyle 2019'da 72,8 yıla ulaştığı belirtildi.

2050'ye kadar Afrika kıtasının, dünyadaki tüm gençlerin (15-24) üçte birine ev sahipliği yapacağı tahmin ediliyor.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ı kadın başına doğum sayısının 2,1'in altında kaldığı ülkelerde yaşarken diğer ülkelerde çok büyük genç nüfus var ve hızla büyümeye devam ediyor.

Raporda 8 milyarın arkasında insanlığın elde ettiği bir başarı hikayesinin bulunduğu vurgusu yer alırken buna örnek olarak yıllar içinde yoksulluğun önemli ölçüde azalması ve sağlık hizmetlerinde, yaşam kalite ve sürelerini uzatan, anne ve çocuk ölümlerini azaltma anlamında dikkate değer ilerlemeler kaydedilmesi gösterildi.