Sinop’ta yarım asırdır yorgancılık yapan, 67 yaşındaki Alaaddin Karaahmetoğlu, "Vatandaş evden çıkarken cebine 200 TL koyuyor. Geliyor pazaryerine. Alışverişini yapıyor parası bitiyor. Gelip de benden yastık mı alacak? Alamaz. Yorgan mı alacak? Mümkün değil" diye konuştu.

"KESİN BİR KAPATMA KARARIM VAR"

Esnaf Alaaddin Karaahmetoğlu şunları söyledi:

"Hayat şartları, günden güne artan fiyatlar belimizi büktü. Benim alım gücüm azaldığı gibi halkımızın da alım gücü azaldı. İnsanlar gelip benden bir şey alamıyor çünkü pahalı. Ben hak veriyorum. Ama bu zaman zarfında benim de dayanma gücüm kalmadı. Pahalılık benim sanatıma olan aşkımı, sanatıma olan isteğimi tamamen bitirdi.

Alamıyorsun bir şey. Vatandaş da alamıyor. Karar verdim. Ben bu mesleğimi devam ettirmeyeceğim dedim. Yıl başına kadar elimde olan ürünleri azaltabilirsem iş yerimi kapatacağım. Olmuyor.

Uşak ilimizden hakiki ürünler getirttirdim, halkımız alsın sebeplesin diye. Ter yapmayan ürünler getirtirdim. Yorganımı, yastığımı ürünlerimi onlarda yapıyorum ama halkımızda alım gücü olmayınca dükkana dolduruyorsun, ama satamıyorsun, duruyor burada.

Hatta elimdeki yorganların çoğu 3 senelik. Neden? Çünkü satamıyorum. Vatandaşlar alamıyor. Ucuz olduğu için elyaf yorgana yöneliyorlar. Ama sağlıklı mı? Değil mi? Vatandaş artık ona bakmıyor. Neye bakıyor? Ucuza bakıyor. O yüzden Allah izin verirse yıl başına doğru elimdeki malı azaltmam lazım. Yıl başını geçebilir belki ama kesinlikle kapatma kararını verdim.

"HER AY ZAM MI GELİR?"

Son 3 aydır ben mal almadım. Baktım ki ileriyi göremiyorum toptancı arkadaşla görüştüm. Sürekli 'ağabey zam geldi' diyor. Her ay zam mı gelir? Pamuğa zam, yüne zam, elyafa zam, astara zam, kumaşa zam.

Vatandaşa bu zammı yansıtmaya kalkarsak o zaman vatandaş diyor ki 'Ben elimdeki eskilerle idare ediyorum. Ben senden gelip yorgan almam, yastık almam.' Eskiden işlerim güzeldi. Pandemiden önce bayağı bir sirkülasyon vardı. En azından vatandaşta bir alım gücü vardı. Müşteri dükkanımıza girdiği zaman, 'kardeşim şunları indir' derdi. Sarardık, verirdik. En azından bütçeye hitap ediyordu. Memurun da bir geliri var. Memurun da geliri dışına çıkması mümkün değil. Benim işletmem pazaryerine yakın bir yerde. Vatandaş evden çıkarken cebine 200 TL koyuyor. Geliyor pazaryerine. Alışverişini yapıyor parası bitiyor. Gelip de benden yastık mı alacak? Alamaz. Yorgan mı alacak? Mümkün değil."