Vegazete'nin haberine göre, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Yeltin, Kahramanmaraş’taki depremle ilgili yaptığı açıklamada, bölgede yıkılan binaların güvensizliğine dikkat çekerek, sağlıklı binalar için bilimsel önerilerde bulundu.

ETKİN DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMEDİKÇE AYNI ŞEYLER YAŞANIR

Yeltin, “Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat tarihinde  7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Başta deprem bölgesinde yaşayanlar olmak üzere tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Enkaz altında kalan yurttaşlarımızın en kısa sürede kurtarılmasını ümit ediyoruz. Deprem riski tüm Türkiye’ de mevcut. O yüzden orada veya burada deprem olur mu diye değil nerede olursa olsun biz bundan sağ çıkabilir miyiz sorusunun cevabı ana stratejimiz olmalıdır. Yapı üretiminde geleneksel yöntemleri gözden geçirmeliyiz. Yapıların güvenliğinin ancak İnşaat Mühendislerince sağlanabileceği, bu alandaki bilgisiz ve öngörüsüzce yaklaşımın sonuçlarını yaşadığımızı, etkin bir değişikliğe gidilmedikçe aynı şeyleri yaşamaya devam edeceğiz” dedi.

“BİR ÜLKE POLİTİKASI OLARAK ELE ALINMALI”

Yeltin, “Mevcut yapı stokunun güvenli olmadığı; mühendislik hizmeti almamış, malzemesi yetersiz, işçilik hataları olan bu binaların; İlgili Belediyeler, Odamız, Üniversite ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ile ortak çalışmalar yaparak detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmekte ve ivedi olarak yapılar güçlendirilmelidir. İnşaat Mühendisinin ne iş yaptığını, sorumluluğunun ne kapsamda olduğunu, sorumsuzluğunun ya da ekonomik koşullar sebebiyle boyun eğdiği durumların sonuçlarının neler olduğu konusunda artık yöneticilerin bilgi sahibi olması, bunun bir ülke politikası olarak ele alınması gerektiğidir. Gerek özel sektörde gerek kamu alanında mühendisliğin öneminin binlerce insan vefat etmesine rağmen hala anlaşılamadığı gerçektir. Bu yaklaşım çerçevesinde inşaat mühendislerinin denetledikleri proje ve şantiyeler için kamu ya da özel yöneticileri de dahil kimsenin baskısı altında çalışmak zorunda olmayacağı çalışma şartlarının belirlenmelidir. Devletin övündüğü projelerin altında sorumluluğu bulunan mühendislerin ne şartlarda çalıştığı belirlenmelidir. Niteliksiz eğitim veren İnşaat Mühendisliği Fakülteleri kapatılmalı, 1 yıllık fark eğitimleri ile İnşaat Mühendisi olunmasının önüne geçilmeli, İnşaat Mühendisliği bölümüne baraj konulmalıdır. Projeler yetkinlikleri belgelenmiş kişilerce yapılmalı, mevcut mühendislerin bilgi seviyelerinin arttırılması için zorunlu eğitimlere tabi tutulmalı, sınavlara tabi tutulmalıdır.  Toplumun kullandığı binalar devletçe akredite edilmiş çoklu uzmanların onayına tabi olmalı (geoteknik, betonarme, çelik gibi özelliklerine göre) Şantiye mühendisleri denetledikleri kişilerden maaş almamalı, devlet himayesinde görevlendirilmelidir. Her şantiyeye bir şantiye şefi görevlendirilmelidir.

MANİSA’DAKİ ÇALIŞMALAR YETERSİZ

Yönetmeliklerimiz yeterli olsa da yapı üretimlerimiz kalitesiz. Bu sebeple yönetmeliklerin basitleştirici ve güvenliği arttırıcı minimum kriterleri olmalıdır. Ustalar göstermelik değil gerçek eğitime tabi tutulmalı, hukuken sorumluluk yüklenmelidir. Manisa ilimizde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki yasa ve yönetmelik çerçevesinde bazı çalışmalar yapıldığı ancak yeterli olmadığı kentsel dönüşümün bölge; mahalle veya ada bazında tüm ilçelerde yapılması gerekmektedir. Yaygın olarak yapılan parsel bazında dönüşümün depreme hazırlanmakta yeterli olmayacağı çok açıktır. Kentsel dönüşümün alansal bazda yapılmasını kolaylaştırıcı hükümler geliştirilmelidir. Yapılarımızın en azından basit müdahalelerle depreme dayanıklı hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor.  Aksi durumda bir sonraki depremde bugün konuşulanları konuşacağımız nettir. Bunu bir devlet stratejisi olarak acilen ele almamız gerekmektedir.”