Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER) İstanbul Şirinevler'de bulunan binasında tutuklu ve tutuksuz üyeleri için hazırlanan iddianameye ilişkin basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya davanın avukatları da katıldı.

Toplantıya çok sayıda DİAY-DER üyesi, Demokratik Alevi Dernekleri, Göç İzleme Derneği, HDK İstanbul, Kürt Enstitüsü, HDP, Barış Anneleri, Demokratik İslam Kongresi, Tuhay-Der temsileri de destek verdi.

"BU BİR HAK DAVASIDIR"

İlk sözü DİAY-DER üyesi İmam Yusuf İnal aldı. Basında çıkan kendilerini hedef gösteren yazılara isyan eden İnal, "Onları protesto ediyoruz" dedi.

"Akıl, şuur, izanın kabul etmediği zihniyetler bize saldırıyor. Her zaman söyledik yine söylüyoruz. Biz derneğimizin tüzüğü haricinde hiç bir çalışmanın içinde bulunmadık. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Bu hak davasıdır" diyerek sözlerini sürdüren İnal, "Bizim derneğimizin kuruluş amacı imamı Şafii mezhebin bize gösterdiği şekilde dini vecibeleri anlatmaktır" dedi. 

İnal, "İstanbul da 6 milyondan fazla Şafii mezhebine mensup insan var. 5 adet kadro verildi Büyükşehir Belediyesi tarafından. 3 tanesi cezaevinde 2 tanesi görevde. İki kişi 6 milyonun ihtiyaçlarını nasıl temin edecek?" diye sordu.

İktidarın her alanda iflas etmiş potikalarının kurbanı yapılmak istendiklerine dikkat çeken İnal, "Bizi hedef gösterip kendi aralarındaki ihtilafa bizi kurban etmek istiyorlar. 30 senedir İstanbul'da bir tek hocaya kadro vermedi iktidar. İmamoğlu’nun bize ve diğer inançlara verdiği desteğe teşekkür ediyoruz. Bizi araştırsınlar bir tek suç işleyen üyemiz yoktur" dedi. 

DİAY-DER açıklama 2

"HUKUK SÜRECİ BAŞLATACAĞIZ"

DİAY-DER üzerinden yapılan saldırıları hayretler içinde izlediklerini belirten dava avukatı Fırat Epözdemir, "Bu yapılan saldırılara karşı hukuk süreci başlatacağız" dedi. Epözdemir, “Bu durumu hukuken doğru bulmuyoruz. Siyasal iktidar olumsuz açıklamalar yapıyor. Gizli bir dosya var ortada ve bununla ilgili açıklamalar yapılıyor, bu açıklamalarla yargı üzerinde bir baskı amaçlanıyor. Bu yargılama sağlıklı bir şekilde yürüyemeyecek. Bu açıklamalar buna destek çıkanlara gerekli hukuki işlemleri yapacağız” diye belirtti.

Dosyaları incelemeye başladıklarını aktaran Epözdemir, yapılan yardımların KCK üzerinde faaliyet yürütüldüğü iddiaların doğru olmadığının altını çizdi. Epözdemir, “3 tanık beyanı konuşmalarını tapelere dayandırıyorlar. Yine telefon görüşmelerinde hiçbir illegal örgüte bağlılıkları söz konusu bir delil bulunmamaktadır. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt faaliyet yürüttükleri iddia ediyorlar. Bu yapılan operasyon siyasi emellere alet ediyorlar. Bizim dikkatimizi çeken hususlar var. İddaanemede İstanbul Belediyesine yasal olarak alınan dernek yöneticileri var. Belediyeye çalışanların ücretlerini derneğe verdiklerini ve örgüte verildiği söyleniyor. Bu iddiayı gizli tanığa dayandırılıyor. DiAYDER, kendi üyelerinin ücretleriyle geçinen bir dernektir. Üyelerin bunlara yardım etmesi kadar doğal bir şey yoktur” diye vurguladı.

Hiçbir şekilde örgüte para gönderdiğine dair bir delil olmadığına işaret eden Epezdemir, “Dinlenen tapeler 20 Aralık'tan öncedir. 20 Aralık’ta böyle bir iddia yokken, neden son iddianamede var. Bu durum bile açık bir şekilde bir komplo olduğu ortaya atıldığı bellidir. Diyanete bağlı imamlar siyasi vaaz vermektedir. Müvekkillerim verilen vaazların dini dayanakları vardır. Asla siyasi yaklaşmadılar. Her platformda imamlarımız hazırdır. Müvekkillerimiz bir takım TV'lerde beyanlarda bulunduğu iddia ediliyor. Bu anayasada fikir beyan etmekten başka bir şey değildir. Bu iddianamenin özünde Kürtçe'ye düşmanlık ve bir kin sezmekteyiz. Hiçbir hukukçu bu dosyadan örgüt üyeliği çıkaramaz. 3 tane tanığın müvekkillerimin hiçbirinin ismi söylenmemiş. Tapelerde de söylenmemiş. Bu dosyanın gündemde tutulmasını asla kabul etmiyoruz. Siyasi emellere alet edilmesini kabul etmiyoruz. Hukuken de yapılacak savunmaları yapacağız. Bu dosyanın esasa göre gidilecekse bu dosya beraat davasıdır. Adil yargılamalarının iptal edilmesini engellenmiştir. Adil yargılanma sağlayacağız. Umut ediyoruzki mahkeme bunu yapar. En azından bir nebzede olsa adalete güvenimiz oluşur” şeklinde konuştu.