DEVA Partisi Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selma Aliye Kavaf, DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ve Başkan Yardımcısı Serap Karaosmanoğlu ile birlikte il başkanlığı binasında bugün basın toplantısı düzenledi. DEVA Partisi'nin sosyal politikalar eylem planı ile ilgili bilgi veren Kavaf, ekonomik sıkıntılara dikkat çekerek AKP hükümetini eleştirdi.

"İNSANLARA DOKUNABİLEN TEK PARTİ BİZİZ"

Nimet Çubukçu’dan sonra 2009-2011 yılları arasında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Kavaf şöyle konuştu:

"Türkiye'de 20 yıldır iktidarda olan bir parti var. Hepimizin gözlemlemenin ötesinde hayatımızda bizzat yaşayarak hissettiğimiz çok ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntıların temel nedeni ülkemizin yönetilememe hali. İktidar maalesef ülkeyi yönetemiyor, algı yönetiyor. İktidarın kontrolündeki yayınlara baktığınızda en gelişmiş, demokratik ülkelerdeki refahı aratmayacak bir ülke tablosu çiziliyor. Gerçekte öyle değil. Ödemiş’te bir kadın esnafımıza 'Bizi takip ediyor musunuz?' diye sorduk. 'Takip edemiyorum, telefonum kırıldı yenisini alamıyorum' dedi. Teknolojinin hızlı geliştiği günümüzde telefon herkesin ihtiyacı olan bir şey. Esnaf lokantaları yemek saati olmasına rağmen bomboştu. Sahipleri ile görüştüğümüzde insanların artan maliyetler karşısında günlük temel ihtiyaçlarını bile azalttıklarını hatta ertelediklerini söylediler. Çarkın kendileri için döndürülemez olduğunu söylediler. Elektrik giderini sorduğumuzda 15-16 bin liradan bahsettiler. İnsanlar sırf işsiz insan psikolojisini yaşamamak adına çarkları döndürmeye çalışıyor. Hayat temel ihtiyaçları gidermek açısından yaşam maliyeti taşınamaz derecede zorlaşmış bir halde. İktidarın çözüm üretme gayretini göremiyoruz."

"SOSYAL YARDIMLAR HAK TEMELLİ DEVAM EDECEK"

İktidara geldiklerinde zaman kaybetmemek adına ve Türkiye'nin problemlerine çözüm üretmek için eylem planları hazırladıklarını belirten Kavaf ana hatlarıyla şunları söyledi:

"22 ayrı eylem planımızı açıklayacağız. Bugüne kadar 17'sini açıkladık. 22'yi en kısa sürede tamamlamış olacağız. Bunlar iktidar geldiğimizde ilk 90 günde, ilk 360 günde ne yapacağız? Hepsi zamanla ve süreyle sınırlandırılmış eylemler. Parasal olarak bütçede karşılığı olan eylemler. İnsanlarımıza insan onuruna yaraşır bir hayat standardı sunmanın yol ve yöntemlerini içeren bir eylem planı açıkladık. İlk olarak insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesini içeren somut ve hukuki planlar içeriyor. Bunların kalıcı çözüm üreten politikalara dönüşmesi için mutlaka makroekonomik politikalar, istihdam ve benzeri süreçlerle desteklenmesi gerekiyor. Sosyal yardımlar insanları çalışmamaya ve sosyal yardımlara muhtaç hale getirmeyi planlıyor. Mevcut iktidarın yaptığı gibi kendine muhtaç kitleler oluşturarak bunları kendine bağlı seçmen kitlesi haline dönüştürülmesine karşıyız. Sosyal yardımların insanların tepesinde siyaseten bir yere kanalize etmek için sopa olarak kullanılmasına karşıyız. Mevcut iktidar, 'Ben gidersem sosyal yardımlar kesilir' diyor. Bu yardımlar kimsenin kişisel kazancından ödenmiyor. Sosyal yardımların siyasi bir araca dönüştürülmesine karşıyız. Yardımlar devam edecek ama hak temelli. Hak edenler alacak. Devlet ayni ve nakdi 43 kalemde sosyal yardım yapıyor. Bunların içerisinde mükerrer olanlar var. Gerçekten hak temelli olmayanlar var. Kayırmacılık esasına göre verilenler var. Bu yüzden sosyal yardımların tek bir kurumsal çatı altında toplanmak suretiyle insan onurunu zedelemeyecek şekilde yapılmasını hedefliyoruz.”

"TÜRKİYE'DE YOKSULLUK DİP YAPMIŞ DURUMDA"

Türkiye'nin ekonomik olarak zor günler geçirdiğine dikkat çeken Kavaf, asgari ücretle ilgili tartışmalara da değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Marketlerde çocuk bezleri ve mamalar kilitlenmiş olarak satılıyor. Ülkenin geldiği durumu anlatmak açısından söylüyorum. Biz bir yıl boyunca süt ve mama olmak üzere yoksul ailelerde yeni doğan bebeklerin bütün ihtiyaçlarını karşılamayı taahhüt ediyoruz. İlk bir yıllık dönem çocukların zihinsel gelişimi açısından son derece önemli. Elbette sonraki yıllar da önemli. Sonraki yıllar için de çocukların eğitim desteği için şartlı nakit desteği var. Bunlar çok yetersiz. 100 liralar civarında. Bu destekleri artıracağız. Çocuk sandığı adında bir şey kuruyoruz. Çocukların eğitim harcamaları için kullanılmak üzere çocukların hesabına para yatırılacak. Türkiye'de yoksulluk dip yapmış durumda. Türkiye'de ücretli çalışanların yüzde 43'ü asgari ücret düzeyinde alıyor. İktidar hayat standardını yükseltmek yerine insanları yoksullukta eşitliyor. Biz vatandaşımızın rahatlatılması gerektiğine inanıyoruz. İnsanca temel ihtiyaçların insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılanması gerektiğine inanıyoruz. Asgari ücret yükseltilebilir ancak esas olan enflasyonu kontrol altına almaktır. Enflasyonu kontrol altına almadıktan sonra asgari ücreti istediğiniz kadar yükseltin, yükselmiş ücretin alım gücü eriyip, yok oluyor. Esas olan alım gücünü yükseltmektir."