HABER: OZAN DEVRİM YAY

Eskişehir'de "Dersim katliamı" nedeniyle açıklama yapıldı. Açıklamaya Eskişehir HDP ve TİP il teşkilatları katıldı. HDP Eskişehir İl Eş Başkanı Şükriye Ercan, "İttihat ve Terakki zihniyeti, çözülen ve çöken Osmanlı yıkıntıları üzerinden yeni bir ulus devlet inşası için Mezopotamya ve Anadolu'nun kadim halklarının ve inançlarının soykırımına kalkışır. Önce Müslüman olmayan; Ermeni, Rum, Êzidi, Süryani, Keldanî, Rum halkları soykırımdan geçirilir. Türk Ulus devlet inşası sonrasında ise Müslüman olup ta, Türk olmayan Kürtler ile hem Müslüman olmayan, hem de Türk olmayan Kürt Aleviler, Türkçü zihniyet tarafından soykırıma tabi tutulurlar. İnkarcı ve katliamcı ulus devlet Koçgiri, Şeyh Said, Ağrı, Zilan ve Dersim’ de genelde Kürtleri, özelde ise Alevi Kürtleri soykırımdan geçirmeyi kendi bekası için olmazsa olmaz görüyordu" dedi.

"Türk Ulus devleti, bu amacı yerine getirmek üzere, 1925 Şark Islahat Planını uygulamaya koyar. Bu sayede, hem Kürdistan’ı sömürgeleştirmeye, hem de soykırımın askeri, siyasi, kültürel, inançsal kırımın temellerini atmaya çalışır. Bu kapsamda; önce Ağrı ve Zilan’ da Kürt, Dersim'de ise Kürt- Alevi soykırımını başlatır. On iki yıl boyunca hedefi, kapsamı, kültürel ve sosyal politikaları, idari ve siyasi amacı sömürge hukuku ile belirlenen Dersim soykırımı 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulanmaya alınır" denilen açıklama şöyle devam etti:

"Dersim soykırımı; Kürt soykırımı olmanın yanında, tarihi Dersim Eyaleti sınırları içinde yaşayan Kürt-Alevi inancının kutsal mekanlarını, tarihi sosyal ve kültürel değerlerini ortadan kaldırmanın, toplumsal, siyasal, kadın ve ekolojik kırımı da kapsayan ulusçuluk dininin vahşi uygulamalarıdır. Dersim’ de Kîrmancki ve Kurmancî lehçelerini konuşan Raa(Rêya) Heqî inanç sahibi Kürtler, inancın ahlaki ve politik değerlerini kendi Kürdi lehçelerinde anlamlandırarak, sosyal ve kültürel yaşamlarında bu değerleri toplumsallaştırarak, devlet ve iktidar dışı insan komünalitesini yaşamaktaydı. Hiyerarşi dışı, dikey olmayan yatay Ocaxlar sistemi ile tarih boyunca, hem devletçi- iktidarcı sisteme karşı tarihi direnişçi çizgiyi sürdürüyorlardı. Hem de anacıl toplumun ahlâki ve politik değerlerini insan toplumsallığında, özgün ve özerkçe yaşıyorlardı. Bu nedenle; inanç sahipleri tarih boyunca kapitalist modernitenin zaten hep saldırısı altındaydılar. Milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi ulus devlet; Raa Heqî inancının hem bu toplumsallığını, hem de inancı ve inancın sosyal- kültürel değerlerini 'çıban başı' görmüş, topyekun ortadan kaldırmayı kendisine misyon edinmişti. Raa(Rêya) Heqî inancı, iktidara ve devlete bulaşmadığından kirlenmemiş, kirletilmemiş insanlığın vicdani olarak moderniteye karşı kutsal mekanlarında anacıl değerler ile insanı buluşturan en temel dinamik konumundaydı.

Kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik yaşam değerler sahibi Dersim; hem Kürt, hem devlet dışı toplumsallığı yaşatan, hem de Semavi Dinler dışı doğal inanca sahip olduğu için vahşice soykırıma tabii tutulur. Ulus devletin cinsiyetçi zihniyeti ile hareket eden Türkçü ve iktidar İslam çizgisi dili, kültürü ve inancı yaşayan ve gelecek nesillere taşıyanın kadın olduğunu bildiğinden, kadın kırımı ile işe başlar. Paylaşan, dayanışan, ortaklaşan, ailesini ve aşiretini adalet, özgürlük, sevgi ve barışta buluşturan, kapsayan, kucaklayan ve her şeye sevgisini katan kadını toplumun gözünde düşürmenin yollarına başvururlar. Ana kadından o günlere ulaşan değerleri geri, medeniyet dışı diye yaftalayarak, inancı ve inanç değerlerini itibarsızlaştırma, karalama ve kriminalize ederek soykırım öncesinde inanç sahiplerini kendi hakikatinden kaçılması gerektiğine, toplumun öteki kesimlerini ise Dersim soykırımına iknâ etmeye çalışarak soykırımı gerçekleştirirler."

"Dersim, Özerk Eyalet olması yanında, Rae(Rêya) Heqî inancına sahip Kürtlerin yaşıyor olması soykırımın temel nedenidir" denilen açıklamada, "Bu nedenle sadece fiziki bir ortadan kaldırma değil, aynı zamanda da sosyal, kültürel, siyasal, ekolojik ve kadın kırımını da kapsayan ulus devlet barbarlığının yirminci yüzyıldaki en vahşi soykırımıdır. Dersim Soykırımı; vahşi uygulamaları yanında, aynı zamanda Kemalist sistemin bellek kazıyıcı, ideolojik aygıtları ile yeni bir kimlik ve yeni bir kişilik oluşturmanın laboratuvarı konumundadır. Kürtlerin ölüm sessizliğine mahkûm edilmelerine, kimliklerine ve tarihi hakikatlerine yabancılaşmalarına, Kürt- Raa(Rêya) Heqî insanında öz güven yitimine, düşürülmüş kişilik ve kimliğe, egemen kimliğe ve kültürüne öykünme ile devam eden ağır siyasal, toplumsal ve kültürel travmalar bütünüdür Dersim soykırımı" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, "Almanya ve İngiltere başta olmak üzere, dönemin emperyalistleri ateşli silahların yanında, kimyasal silahları da satarak, çıkara dayalı ilişkiyi esas almış, azami kâr ve iktidarları için Kemalist devletin soykırımının suç ortaklarıdır. Bugünde başta ABD olmak üzere, emperyalistlerin ve NATO’ nun desteği ile hareket eden ulus devlet, Kürtlere ve Alevilere karşı soykırımı dayatmaktadır. Türk Ulus Devleti’ nin militarist Kemalist zihniyetinin, Kürt ve Alevi karşıtı bu jeostratejisi, değişen hükümetlere rağmen, değişmeyen zihniyeti olmuştur hep. İdeolojik, siyasal, kültürel, dilsel ve dinsel kuşatma altında olan Alevi Kürtler, yirmi birinci yüzyılda bile soykırımla karşı karşıyadırlar. Dersim soykırımını unutmadık, unutturmayacağız" denildi.