Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türk Demokrasi Vakfı'nın Demokrasi Şurası'na katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da iştirak ettiği organizasyonda konuşma yapan Gelecek Partisi lideri, 2023 seçimlerini işaret ederek, Türkiye demokrasi tarihinde bir dönüm noktası olacağını vurguladı. Davutoğlu, anayasa değişikliği konusunda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın birçok kez yinelediği referandum çağrısına olumlu bakmadığını belirterek, sebebini açıkladı.

Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün dünyada büyük bir değişim yaşanıyor. Hepimizin bu değişimi doğru okuması gerek. Türkiye'nin de kendisini doğru tanımlaması gerekiyor. Son 1 yıla bakalım, Rusya-Ukrayna Savaşı, soğuk savaşın aslında bitmediğini gösterdi.

Türkiye de şu anda sistemik bir depremin içinde. Bir depremin içindeyiz. Ve sıradan bir siyasi ortamda değiliz. Dünyada da otokrasi ile demokrasi arasında bir mücadele yaşanıyor. Dolayısıyla 2023 seçimlerini sadece bir iktidar seçimi olarak görmemek gerek. Biz demokrasi tarihimizin en kritik yerindeyiz. Son yıllarda ülkede en önemli demokrasi adımı altılı masanın kurulmasıdır.

'İKTİDARI BİZE MİLLET TESLİM EDECEK'

Eğer bir korku iklimi de varsa, demokrasi olamaz. Otokrasi böyledir. Biz geçmişte bunları gördük, yaşadık. İdamları gördük. Adnan Menderes'in idam edildiği dönemde mesela. Cunta zamanında da beklenenin aksine bir parti geldi. Ne zaman korku iklimi yaratılmaya çalışılsa beklenenin aksi olur.

Şu anda da korku iklimi yaratılmaya çalışılıyor. Sayın Bahçeli'nin her türlü kapatılma işleminden sorumlu olduğu, İBB Başkanımızın mahkeme kararıyla siyasi yasaklı hale getirme hali bize gösteriyor bunu. Diyorlar ki ben istediğimi yaparım, Devlet Baba diye tezahürat yaptırırım, hukuku bozarım.

Şimdi bir seçime gidiyoruz, yanlış oy kullanırsınız daha kötüleri yaşanır. İki gün önce Saraçhane'de mesaj vermiştik, tekrarlayalım, biz sizin mesajınızı aldık. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız! Bize soruyorlar, 'Diyelim ki seçimi kazandınız, ya size iktidarı teslim etmezlerse?' Böyle bir şey düşünsem siyasete girmezdim. İktidarı bize millet teslim edecek, onlar değil.

'KAZANIMLARINIZI KORUYACAK OLAN BU İKTİDAR DEĞİL DEMOKRASİDİR'

Türkiye'de Türk-Kürt kim hangi kimliğe aitse eşit muamele görecek. Sünni-Alevi ayrımı konusunda cemevlerini Kültür Bakanlığı'na bağlı ve müze gibi tanımladılar, kaygıyla karşılandı. Bizim dönemimizde böyle ayrımlar olmayacak. 28 Şubat'ta da derin travmalar oluştu. Bunun tekrarının olmasına da izin vermeyeceğiz. Kazanımlarınızı koruyacağız. Söylüyorum, sizin kazanımlarınızı koruyacak olan bu iktidar değil, demokrasidir.

'İYİ Kİ 'BİRBİRİNE BENZEMEYEN ALTILI'YIZ'

Kılıçdaroğlu'nun haklı girişimini gollük pas olarak değerlendirip, suistimal etmenize izin veremeyiz. Bu anayasa değişikliğinin referanduma gitmesi önümüzdeki seçim ortamını zehirleyecek en büyük unsurlardan birisidir. Eğer bu anayasa 400'ün üzerinde bir oyla geçerse asla bu anayasanın referanduma gitmeyeceğine dair Cumhurbaşkanı teminat vermelidir. Ve tüm vekillere bir arada mutabakat hazırlanmalıdır. Biz altılı masada tüm kesimleri temsil ettiğimiz bir resim oluşturuyoruz. Diyorlar ya bize 'birbirine benzemeyen altılı'. İyi ki öyleyiz. Böylesi demokrasilerde olur, tersi otokrasilerde olur.

'SENEYE NASIL BİR DEMOKRASİ DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZİ KONUŞACAĞIZ'

Bizim soframız onların sofrası gibi baronların oturduğu bir masa değildir. Halil İbrahim Sofrası'dır. Hep bir arada olduğumuz. Neler başardık 1 yılda. 84 maddelik bir anayasa paketi hazırladık ilk kez. Hepimizin hukukçuları katıldı, ortak bir zeminde buluştuk. Kimse kimseye bir şey dikte etmedi. Hala çalışıyoruz. Temel ilkeleri belli olan, geçiş sürecini birlikte yürütecek olan bir yol haritası koyacağız halkımızın önüne. Bizim dağılmamızı bekleyenlere de sesleniyorum. Heveslenmeyin, dağılan biz değil siz olacaksınız. Herkesin sorduğu aday ama bizim derdimiz demokrasiyi garanti altına alıp yükselen bir ülke inşa etmek. Hepimiz yeni bir yönetim modeliyle halk önüne çıkıp, her kesimi bir araya getiren bir süreç yürüteceğiz.

İktidarın korku iklimini dağıttığımız, gerçek demokrasiyi yeniden yürürlüğe koyduğumuz zaman gelecek yıl burada, nasıl bir demokrasi devrimi gerçekleştirdiğimizi konuşacağız."