Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Esan Eczacıbaşı Endüstriyel Hammaddeler San. Tic. A.Ş.'nin (Eczacıbaşı Holding) Doğanşehir ilçesine bağlı Hudut, Kalecik, Dedeler ve Bahçeciler kırsal mahallelerinde V. Grup (demir, bakır, altın, çinko...) maden ruhsatı için 29 Haziran 2020'de "Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna gerek yoktur" kararı verdi. Şirketin sondaj makinalarıyla aramaya başlaması bölge sakinlerinin tepkisine neden oldu. Mahallelilerden Sinan Kıraç, Mazlum Alakuş ve Mehmet Topal, kararın iptali için Malatya 2'nci İdare Mahkemesi'ne başvurdu. 

İDARE MAHKEMESİNDEN RET

İdare Mahkemesi, söz konusu projenin maden arama projesi olduğu ve ÇED yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına gerek bulunmadığını iddia etti. "Maden arama projesinin bulunduğu ruhsatlı sahada 4 ayrı bölgede toplamda 5 adet sondaj yapıldığı, karot numunesi almak için yapılan sondaj bölgelerinin birbirine yakın mesafede bulunduğu, sondaj yapılan bölgelerin çok fazla büyük bir alana sahip olmadığı, sadece yer altına gönderilen bir adet kırıcının karot numunesi almak için yaptığı sondaj demir borusunun bulunduğu ve bunun da etrafına beton dökülmüş en fazla 50cmX50cm genişliğinde bir beton bölgesinin oluştuğu, herhangi bir madencilik faaliyetinde bulunulmadığı, sondaj çevrelerinde yapılan inceleme ve gözlemlerde herhangi bir atık su kalıntısının (sondaj için yerin içine gönderilen deliciyi soğutmak için kullanılan su) bulunmadığı, herhangi bir içme suyu veya doğal su akıntısının kesilmediği, maden altyapı-tesis ulaşım yolu izninin verildiği, sahanın orman idaresince halihazırda temizlenmiş olarak teslim edildiği" gerekçeleriyle başvuruyu reddetti.

DANIŞTAY: HUKUKİ İSABET YOK

Mahalleliler bunun üzerine mahkeme kararına gerekçe yapılan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu gerekçesiyle Danıştay'a başvurdu. Başvuruda, maden arama faaliyetinin 5 adet sondaj ile sınırlı olmayıp 46 farklı yerde daha yapılacağı, raporda sondajın derinliğinin belirtilmediği, ÇED kararının gerekli olduğu ve ayrıca sondaj yapılacak alanın fay hattı üzerinde olduğuna işaret edildi. 

Danıştay 6'ncı İdare Mahkemesi, sondaj işlemleri sırasında saha içerisinde 46 adet lokasyonda arama faaliyetinin yürütülmesinin planlandığı, henüz 4 farklı lokasyonda 5 adet sondajın açıldığı, ancak her bir sondajın kaç metre derinliğinde olacağının belirtilmediğini kaydetti. Danıştay, arama faaliyeti döneminde yapılan jeolojik haritalama, jeofizik etüd, sismik, karot, kırıntı ve numune alma ile bunlara yönelik sathi hazırlık işlemlerini içeren faaliyetler için ÇED kararının aranmayacağının, ancak ÇED kararı aranmayacak faaliyetler içerisinde sondajlı maden arama faaliyetinin sayılmadığını vurguladı. Danıştay, maden arama projesi kapsamında yapılan karotlu sondaj yöntemiyle maden arama faaliyeti için seçme eleme kriterleri çerçevesinde değerlendirme yapılmasının gerektiğine işaret etti. 

Danıştay, valiliğe bağlı müdürlük tarafından verilen "ÇED gerekli değildir" kararının hukuki olmadığına, İdare Mahkemesi kararında ise "hukuki isabet bulunmadığına" hükmetti. 

Danıştay, istinaf mahkemenin kararını bozarak, dava konusu işlemin iptaline ve karar düzeltme yolunun kapalı olmasına oy birliği ile karar verdi.