Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Danıştay'da açılan davanın üçüncü duruşması bugün yapıldı. Danıştay 10. Dairesi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye İşçi Partisi, KESK'e bağlı Tarım Orkam-Sen, Sedef Erken ile İzmir, Trabzon, Mersin, Giresun, Eskişehir, Budur, Adana, Manisa, Uşak, Bolu ve Hatay barolarının başvurularını ele aldı.

Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, fesih işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak, "Ülkemiz bakımından onaylanan ve yürürlüğe giren bir anlaşmanın iç hukukumuz bakımından doğrudan uygulanabileceğini ifade ettik. İstanbul Sözleşmesi'nde ülkemizde doğrudan uygulanmaya ilişkin bir hükmün yer almıyor" dedi. Topal sözleşmenin nasıl uygulanacağının taraf devletlere bırakıldığını kaydetti.

"KEŞKE EKONOMİYİ DE ÖRNEK VERSELER"

İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, Topal'ın iddialarını kabul etmediklerini dile getirerek, "Bu yürütmenin faaliyetleri içine giren bir konu değil. Bu yasamanın konusu. Temel hak ve hürriyetleri yasamanın içerisinde değerlendirirken bile çok dikkatli olmamız gerekir. Değerli meslektaşlarımız yabancı ülkelerin uygulamalarından örnek verdiler. Keşke ekonomi, insan hakları uygulamalarında da örnek verseler" diye konuştu.

28 Nisan ve 7 Haziran'daki duruşmalarda açıkladığı mütalaa ile İstanbul Sözleşmesi'nin feshi işleminin iptalini talep eden savcı Aytaç Kurt'un yerine bugünkü duruşmalarda Savcı Nazlı Yanıkdemir yer aldı.
Savcı Yanıkdemir, Akşener’in, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı yaptığı başvurunun incelemesindeki mütalaasında, "İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez" demişti. Akşener de Yanıkdemir için, "Adalet duygusuna sahip savcı" ifadelerini kullanmıştı.

KADIGİL: AMA O BİZE 'SÜRTÜK' DİYOR

Türkiye İşçi Partisi adına savunma yapan Yelda Koçak da İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararının hukuken yok hükmünde olduğunu hatırlattı ve işlemin iptalini talep etti. TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, İstanbul Sözleşmesi'nin kabulüne ilişkin TBMM'de oy birliği ile karar alındığına dikkat çekti

Kadıgil, "Milyonlarca kadını etkileyen bir sözleşmeden bir herifin lafıyla çıkabileceğimizi sanıyoruz. Bu işlemde kamu yararı değil, Tayyip Erdoğan yararından bahsedebiliriz. Bugün cevabını aradığımız tek bir soru var: Danıştay'da hakimler var mı" dedi.

Kadıgil'in konuşmasına müdahale eden heyet başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsına yönelik hakaret içeren sözler kullanmaması konusunda uyardı. Mahkeme başkanının bu uyarısına, "O bize 'sürtük' diyor ama sayın başkan" diyen Kadıgil, salonda bulunan kadınlar tarafından uzun süre alkışlandı.

İZMİR BARO BAŞKANI: SİZDEN HİÇ UMUTLU DEĞİLİM

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de duruşmada söz alarak vicdani bir savunma yapacağını söyledi. Yücel, "Ben sizlerden çok umutlu değilim! Nedeni şu: 28 Nisan'daki duruşmada dosyayı bitirmek isteseniz bitirebilirdiniz. Nezaketli tutumunuz, herkesi dinleme arzunuz oynanmış bir oyun, sahnelenmiş bir oyun gibi geliyor bana, üzgünüm. Ben 32 yıldır mahkeme salonlarında bu tavrı çok gördüm. Şimdi söz sırası sizde. Vereceğiniz kararlar beni, sizi, eşit yaşam isteyen herkesi ya bu utançtan kurtaracak ya da devam eden karanlıktan siz sorumlu olacaksınız" dedi.

DANIŞTAY SAVCISI: YA AYM'YE GÖNDER YA İPTAL KARARI VER

Danıştay 10. Daire Savcısı Nazlı Yanıkdemir, feshin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, "İptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmalıdır" diye görüş bildirdi. Yanıkdemir, şu değerlendirmeleri yaptı:

- Bir işlem hangi usule uygun tesis edilmişse aynı usule uyularak feshedilmesi gerekmektedir.

- TBMM'nin uygun bulma kanunu ile yürürlüğe giren bir anlaşmanın feshi, ancak TBMM'nin uygun bulma kanunuyla kaldırılması kararı ve Cumhurbaşkanı'nın uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılacaktır. Sadece Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilemez.

Yanıkdemir, sonuç olarak mütalaasında dosyanın iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini, aksi takdirde iptal edilmesini istedi.