Cumhurbaşkanı Erdoğan, avukatı Ahmet Özel aracılığıyla Zarakolu hakkında "Makus kaderden kaçış yok" başlıklı yazısı nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, "bu tür yazılar her ne kadar ülkemizin demokratik kazanımlarını imha etmeyi hedefliyor" iddiasında bulunuldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Evrensel gazetesi yazarı Ragıp Zarakolu hakkında "Makus kaderden kaçış yok" başlıklı yazısı nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Sabah gazetesinde yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından yapılan suç duyurusunda; Ragıp Zarakolu'nun yazısında Erdoğan'ın hedef alındığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal düzenine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı alenen suç işlendiği bildirildi. Suç duyurusunda Ragıp Zarakoğlu'nun köşe yazısıyla "darbe çığırtkanlığı" yaptığını ifade edildi. Suç duyurusunda, Ragıp Zarakoğlu ve Artı Gerçek İnternet Gazetesi Sorumlu Müdürü hakkında kamu davası açılması istendi.

"DARBE ÇIĞIRTKANLIĞI YAPTI"

Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusu dilekçesinde şu ifadelere yer verildi: "Şüpheli Ragıp Zarakoğlu'nun Evrensel Gazetesinde ve Artıgerçek adlı haber sitesinde 5 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanan 'Makus Kaderden Kaçış Yok' başlığıyla kaleme aldığı sözde köşe yazısında idam edilen Türkiye Devleti'nin Başbakanı Adnan Menderes ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı kıyaslayan bir yazı kaleme almıştır. İdeolojik içerikli yazısında Türkiye'nin yakın tarihine göndermeler yaparak "Korona günleri, bırakın Türkiye'yi tüm dünyayı bir sorgulamaya yöneltmekte. Bundan RTE'nin ve tayfasının kaçması mümkün değil" şeklindeki ifadeleriyle de açıkça darbe çığırtkanlığı yaptığını ortaya koymuştur. Kamuoyunda büyük tepki yaratan anti demokratik beklentilerle dolu sözde yazıda açıkça 'darbe özlemi' vurgulanmış 'darbe seviciliği' yapılmıştır."

"ERDOĞAN HAYATINI DEMOKRASİ MÜCADELESİNE ADADI"

Erdoğan'ın daima demokratik alanda mücadelesini gerçekleştirdiğini belirtildiği dilekçeye şöyle devam edildi: "Sayın Cumhurbaşkanımız daima demokratik alanda mücadelesini gerçekleştirmiş, hayatını Türkiye'de demokrasi ve özgürlük mücadelesine ülkemizin refah seviyesinin artmasına adamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu tür ima ve iddiaların ülkemizin geçmişinde yaşanmış olan ve utanç duyulan olaylarla açıkça tehdit edilmesi hukuka aykırıdır. Şüphelilerin kaleme aldığı/yayınladıkları yazı ile Adnan Menderes'in 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrasında darbeciler tarafından 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilmesi olayı üzerinden halk oyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı açıkça darbe ve idam tehdidi yapılmıştır. Bu yayın ve tehditler aynı zamanda içinden geçmekte olduğumuz küresel salgın sürecinde ülkemizin devleti ve milletiyle birlikte yürüttüğü mücadeleyi de hedef alarak başta yürütülen bu başarılı mücadeleye önderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm milletimizin moral ve motivasyonunu düşürmeyi, halk arasında korku ve tartışma yaratarak kamu barışını bozmayı amaçlamaktadır."

"YASSIADA REJİMİ BİR DAHA VAR OLAMAYACAKTIR"

Yazıyla, Türkiye'deki demokratik kazanımların imha edilmek istendiği iddia edilerek, şöyle denildi: "Sayın Cumhurbaşkanımıza ve milli iradeye karşı anti-demokratik çağrılarda bulunmak suretiyle kaleme alınan bu tür yazılar her ne kadar ülkemizin demokratik kazanımlarını imha etmeyi hedefliyorsa da amacına ulaşamayacak 'Yassıada Rejimi' bu topraklarda bir daha asla var olamayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu köhne, cüretkâr ve çürümüş zihniyetin karşısında ömrü boyunca bir tek taviz dahi vermeden dimdik durmuş ve bu kararlılıkla ardına aldığı milletin iradesiyle karşı koymaya devam edecektir." Demokrasinin ve cumhuriyetin açıkca hedef alındığının öne sürüldüğü dilekçe, şöyle sonlandırıldı: "Şüphelilerin Cumhurbaşkanlığı makamına karşı anti-demokratik çağrılarda bulunarak döşemeye çalıştığı yol bu ülkenin tüm demokratik kazanımlarını imha etmeyi hedeflemektedir. Milletimizin iradesini, en büyük siyasal kazanımlarımız olan demokrasimizi ve cumhuriyetimizi açıkça tehdit etmektedir. Bu nedenle bu faşist ve vesayetçi anlayış sebebiyle şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunlu hale gelmiştir. Şüpheliler bu çabalarında başarılı olamayacak olsalar da sistematik bir şekilde yürütüldüğü anlaşılan bu tehdit ve korkutma içeren yayınları yapan kişi ve yayın kuruluşları hakkında soruşturma yürütülmesi, haklarında kamu davası açılması ve bu suçlardan zarar gören kamu adına ceza verilmesi gerekmektedir. Şüphelilerin bir gazeteci olarak basın özgürlüğünün koruma alanın dışında kalan siyasi ve ideolojik kaygılar sebebiyle kasıtlı olarak kamu yararına aykırı şekilde müvekkilim aleyhine ve müvekkilime karşı kaleme aldığı yazı hukuka aykırıdır. Bu nedenle ifade ve basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle müvekkilin şahsına yönelik yapılan bu saldırının önlenmesi ve suçu sabit olan şüphelilerin cezalandırılması maksadıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak şikâyetçi olduğumuzu bildirmek gerekmiştir."

FATİH POLAT İFADE VERDİ

Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Görkem Kınacı Ragıp Zarakolu'nun Evrensel ve Artı Gerçek'te eş zamanlı yayınlanan yazısı nedeniyle ifade verdi. Polat ve Kınacı, gazetenin avukatlarından Devrim Avcı ile birlikte İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne gelerek burada ifade verdi. Polat, ifadesinde yazıyı okuduğunu belirterek şöyle konuştu: “Tamamen askeri darbeleri eleştiren, darbelerden ders çıkarılması gerektiğini belirten, değişimin önemine ve demokrasiye vurgu yapan bir yazı olduğunu düşündüm ve bu şekilde de yayımlanmasına karar verdim. Halen de darbelere karşı çıkan bir yazı olduğunu düşünüyorum.”

"BU YAZI DARBELERE ÇOK GÜÇLÜ KARŞI ÇIKIYOR"

Polat yazının suç olup olmayacağına ilişkin sorulan bir soruyu ise şöyle cevapladı: “Darbeleri açık bir dille eleştirdiğini, demokrasiyi savunduğunu, değişimin önemine vurgu yaptığını düşündüm. Ek olarak da Ragıp Bey’in hep darbeleri eleştirmesi ve darbe döneminde yargılanmış olması sebebiyle bu şekilde suçlama yapılabileceği aklımın ucundan bile geçmedi. Bu yazının darbeye çok güçlü bir şekilde karşı çıktığını düşünüyorum.” Kınacı ise “Türkiye’nin siyasi tarihinin çeşitli dönemlerini hatırlatan ve demokrasiye katkı sunmak üzere yazılmış bir yazı olduğunu düşündüm. Bir suç unsuru olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

"MAKALE DARBELERİ ELEŞTİRİYOR"

Gazetenin avukatı Devrim Avcı ise ifade işleminde şunları söyledi: “Makale darbeyi ya da iddia edildiği gibi anayasal düzeni değiştirmeye yönelik eylemleri savunan değil, aksine bunları eleştiren ve eylemlerin ağır sonuçlarını da bizzat yaşayan birisi olarak dikkat çekmiştir. Makale içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik darbeyi engellediği ifade edilmiştir. Bu darbeye övgü olarak değil eleştirmek üzere yazılan bir makaledir. Yazıda suçlamaya konu edilen iddialar yer almamaktadır. Müvekkilleri hakkında kovuşturmaya gerek yoktur.” İsimler ifade işlemlerinin ardından Emniyet Müdürlüğünden ayrıldı.