Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından benzer felaketlerin yeniden yaşanmaması için herkesin işini düzgün yapması gerektiğini belirterek, “Depreme dayanıklı inşaat yapmayı düşünmeyen kişi Çukurova’ya girmesin. Sıkı denetliyoruz. Hiç kimseye taviz vermiyoruz” dedi.

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Çukurova FM’de katıldığı ‘Gündem’ programında gazeteci Rifat Söylemez’in sorularını yanıtladı. Depremlerin ardından Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini kaydeden Başkan Çetin, “Adana’da durum depremden etkilenen kentlerden farklı değil, çünkü çok korkutan bir deprem yaşadık. İnsanlar depreme yatağında yakalandı. Kış mevsimi ve herkes Adana’da. Herkesin hayatında ilk kez yaşadığı büyük bir felaket” diye konuştu. 

Depremlerin ardından harekete geçerek, belediyeye ait tüm tesisleri yurttaşlara açtıklarını paylaşan Çetin, şunları söyledi:

“Tüm çalışanlar süratle görevlerinin başına gitti, biz de sahaya çıktık. Gidip yıkılan binaları yerinde gördük. Ben Çukurova’da bu kadar bina yıkılmışsa başka ilçeler nasıl diye endişe ettim. Ama memnuniyetle gördük ki oralarda bir şey yoktu. Bu durumu merak etmedim değil. Çünkü Çukurova zemin olarak sağlam ve kayalık olarak bilinir, diğer ilçeler alüvyonlu zemine sahip. 1998 depreminde buralar daha çok etkilenmişti. 98 depreminde Sarıyakup Mahallesi’nde çocukluğumuzun geçtiği iki ev de yıkılmıştı. Bilim insanlarından öğrendiğimiz şu; yüzeye yakın depremlerin yaydığı yıkıcı dalgalar sert zeminleri etkiliyor.”

Çetin, depremde Adana’da 12 binanın yıkıldığını ve 418 yurttaşın hayatını kaybettiğini aktardı. Yıkılan binalarının tamamının 1999 öncesi ruhsat aldığını açıklayan Çetin, şöyle devam etti:

“ÜLKEMİZDE ÖNÜNE GELEN HERKES MÜTEAHHİTLİK YAPABİLİYOR”

“Maalesef ülkemizde önüne gelen herkes müteahhitlik yapabiliyor. Müteahhitlerin sıkı denetlenmesi gerekiyor. Başka bir mesleği var ama müteahhitlik yapıyor olacak iş değil. 1999 Gölcük Depremi’nden sonra ‘deprem yönetmeliği’ yayınlandı. Bunu çok önemsiyorum. Bir de yapı denetim şirketleri var. Neyse ki son iki yılda sistemi değiştirdiler ve yapı denetimcilerin müteahhitlerle bağı kalmadı. Önceki dönemde her şey müteahhidin vicdanına kalmıştı. Denetim yetkisi de belediyenin yetkisindeydi. Şimdi yapı denetim firmaları yetkili. Şunu söyleyeyim yeni binalarda hiçbir şey yok. Beni bağışlayın ‘hırsız müteahhit’ deniyor. İyi olanları tenzih ediyorum. İşini düzgün yapanlara teşekkür ediyorum. Hazır betonun usulüne uygun yapılması çok önemli. Bunu yapı denetim firması bilemeyebilir ama bilinçli müteahhit bunu takip ediyor. Ben avukatım ben inşaattan ne anlarım. Herkes anladığı işleri yapmak durumunda.

“ARTIK ÇOK DAHA KATI OLACAĞIZ”

Hazır beton gibi zemin etüdü çok önemli. Biz belediye olarak buna çok önem veriyoruz üstümüze düşeni yapıyoruz. Günümüz hırsızları içerden büyüme yapıyor, emsal fazlası yapıyor. Eskiden malzemeden çalıyorlardı. Onu da affetmiyoruz ama malzemeden çalmaktan daha masum kalıyor. Adam içerden büyüyor; sahanlığı iklimlendirmeyi dahil ediyor. Müteahhitlere söylüyorum, ‘hakkınıza razı olun.’ İlan ediyorum bundan sonra daha hassas davranacağız. Herkese, İmar Müdürü’me ricada bulunmayın diye talimatım var. Hatay, Maraş, Adıyaman yerle bir oldu. Bunun vebali kime ait? Ben böyle bir vebal taşıyamam.”

Çetin, imara aykırı çok bina yıktıklarını ve bu konuda tavizsiz davrandıklarını belirterek, imar affına da karşı olduğunu paylaştı. Çetin, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“MÜTEAHHİTLERLE KARŞI KARŞIYA GELİYORUM, SONRA İMAR AFFI ÇIKIYOR”

“Ruhsata aykırı çok bina yıktım. Ben imar affına karşıyım. Müteahhitlerle karşı karşıya geliyorum sonra imar affı çıkıyor. O zaman benim denetim yetkimi elimden al. Eğer denetim yetkisi bendeyse daha katı önlemler alacağım. Teknik personelimi alıp Japonya’ya gideceğim, ya da oradan ekip getireceğim. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Onlar nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmak zorundayız. Gerekirse bu önlemleri plan notlarına ekleyeceğim eğer mümkünse. Maliyeti artırıyorsa artırsın.

“KİM FIRSATÇILIK YAPIYORSA, CEZALANDIRILMALI”

Fırsatçıları da buradan uyarıyorum; mademki OHAL var gerekli tedbirleri devletin alması lazım. Akbabalar devreye giriyor. Yer sahipleri 10 lira istediği yere 30 lira istiyor. Bu işlerde kim fırsatçılık yapıyorsa cezalandırılmalı. Balon piyasa oluşturup fırsatçılık yapıyorsa cezaevine atılsın, kimse yapamaz. Niye fiyatı artırıyorsun böyle dönemde daha ucuza versen ne olur? İnsanlıktan nasibini almayanı al, içeri at. Halkımızı da uyarıyorum fahiş fiyata bir şey almasınlar. Sayın Valimiz, kaymakamlarımız lütfen bu konuda el atsınlar.

“UCUZ SİYASET YAPMAYA ÇALIŞANLAR OLDU”

Hayatımın en üzüntülü günlerini yaşıyorum. Onların acısını tam yüreğimde hissediyorum. Doğru düzgün uyku uyumadan ekip arkadaşlarımla birlikte gayret ediyorum. Tüm arkadaşlarımın, kurtarma ekiplerinin, AFAD görevlilerinin, madencilerin çalışan insanların alınlarından öpüyorum. İlk andan itibaren önce çadır temini ardından battaniye, mont, uyku tulumu temini yaptık. Her yere kamyonlarla gittik, çadır çadır dolaşıp eksikleri sorduk ve anında ihtiyaçları karşıladık. Bunu suistimal edenler de oldu. Bunları da yaşadık ama olsun ihtiyacı olan alsın dedik. Ne gerekiyorsa karşıladık. Biz insanlık görevimizi yapıyoruz. Konuşacak çok şey var. Polemik yaratmak istemiyorum ama kimlerin partizanlık yaptığını, kimlerin bizi engelleyip bazılarını kolladığını anlatacağım. Ucuz siyaset yapmaya çalışanlar oldu. Ama biz dört dörtlük görevimizi yapıyoruz, eksiğimiz olursa da kendi cezamızı keseriz. Biz sineklerle uğraşmıyoruz. Kartallar sinek avlamaz.

“ÇADIRLARA YEMEK SERVİSİNİ VALİLİK YASAKLADI”

11 gün çok zor geçti. Bundan sonrası da çok zor geçecek, gerçeklerle baş başa kalacağız. Yıkım yaşanan riskli mahallelerde neredeyse incelenmeyen bina kalmadı. Hiç hasarı olmayan binalar çoğunlukta. Az hasarlı binalar var. Ağır hasarlı binalar var. Ağır hasarlı binalara girilmesin. Ama diğer binalara girilsin demiyorum. Bunu devletin yetkilisi söylesin. Ama şunu bilsinler ki çadırlara yemek servisi yapılması Valilik kararıyla yasaklandı. Bu konuda belediyeler sorumlu tutulmasın.

“KİMSE GELİP İMARLA İLGİLİ RİCADA BULUNMASIN”

Yavaş yavaş her şey normale dönecek. Ama ben bir dakika sonra deprem olacakmış gibi davranıyorum. Kimse gelip bana ricada bulunmasın. Herkes işini düzgün ve kuralına uygun yapacak. Akıllı müteahhit bilimsel yapacak işini. Üstüne de koyun ama vatandaş sağlam binada oturduğunu bilsin. Özellikle depreme dayanıklı inşaat yapmayı düşünmeyen kişi Çukurova’ya girmesin. Benim dönemimde yapılan binalara ekipler baktı çizik bile yok. Bizim ruhsatını verdiğimiz binalar konusunda herkes rahat olsun. Sıkı denetliyoruz. Hiç kimseye taviz vermiyoruz. İmar konusunda sıkıyönetim ilan ettiğimizi herkes bilir. Bu sıkıyönetimi daha sıkı hale getiriyoruz.

“HERKES İŞİNİ DÜZGÜN YAPSIN”

Hayat normale döndüğünde artık görevimizin şekli değişecek bundan sonra son derece titiz hassas bir şekilde inşaatların bizim yetkimizde olan kısmında gerekenleri yapacağız. Bugüne kadar yaptık bundan sonra da yapacak. Yapı denetim firmaları lütfen görevini düzgün yapsın, eksiksiz yapsın. Hazır beton firmaları aklını başına alsın. Denenmiş yöntemleri deneyip risk almasınlar. Çimentoya kimyasal koymayın. Herkes görevini düzgün yapsın. Zemin etüdü yapanlar düzgün yapsın. Topyekun bir seferberlik ilan edelim. Bence zeminden kaynaklı olmuşsa yıkılan yerlere yeni bina yapılmamalı.”