"Buna göre, Türkiye'de seçilmiş ve atanmış kişiler, aileleri ve yakınlarının fonları ve malvarlığı; ‘yüksek risk' görülmesi halinde gözetim ve denetim altına alınacak. Sormak istiyoruz; bugünden sonra; görev yapan, üst düzey kişilerin; bakan olur, bürokrat olur, siyasetçi olur fark etmez, yakınları, diyelim ki bir adadan 1 sterlinlik şirket kurar ve Türkiye ile milyonlarca dolarlık para transferi yaparsa bu ‘yüksek riskli’ sayılacak mı sayılmayacak mı?” diye konuştu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD’ın 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2022 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporları görüşülüyor.

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Bakan Süleyman Soylu’ya şunları söyledi:

“Demokratik bir hak olan ve Anayasamız ile güvence altına alınmış olan Gösteri ve Yürüyüş Hakkı uzunca bir süredir fiili olarak engellemelerle karşı karşıyadır.  YÖK’ü protesto etmek için sokağa çıkan öğrenciler; sendikalı olduğu için işten atılan işçiler; geçinemiyoruz diye yürüyüş yapmak isteyen ücretliler; şiddete karşı sokağa çıkan kadınlar; hemen müdahale ile karşı karşıya kalıyor.

Şiddet eylemlerinden bahsetmiyoruz. İnsanların bir araya gelip bir konudaki rahatsızlıklarını dile getirmeleri, bunun için slogan atmaları, yürüyüş yapmaları neden bir güvenlik tehdidi yaratsın? Demokratik bir toplum farklılıkları zenginlik kabul eden bir toplumdur. O açıdan farklı siyasi görüşlerin kendilerini var etmeleri için eylem yapmalarına, örgütlenmelerine izin vermek bir lütuf değil, sizin siyasi sorumluluğunuzdur. Her iki nokta da sizin demokrasiyi rafa kaldıran güvenlikçi politikalarınızın zafiyetinize işaret ediyor. Bu ülke, 20 yıldır her türlü ayrımcılığı, nefreti, kini derinleştiren iktidara rağmen güçlü bir ülkedir: Protesto eden yurttaşları bir güvenlik tehdidi olarak görmek, bu ülkeyi hafife almaktır. Ayrıca; önemle vurgulamak gerekir ki; demokratik protestolar yurttaşlık bilincini, bu ülkeye aidiyet duygusunu güçlendirir. Çünkü siyasete katılım aracıdır.

Yurttaşların mücadele ederek aldıkları demokratik haklar, mevcut ortamdaki sorunlara çözüm üretmelerini; geleceğe umutla bakmalarını sağlar.  Çok örnek var, sadece birine değinmek istiyorum: Biliyorsunuz YÖK’ün kuruluşu 6 Kasım 1981. 41 yıldır her sene 6 Kasım’da bir kısım üniversite öğrencisi YÖK’ü protesto eder.  Bu sene de etti. Ne oldu? Öğrenciler ev baskınıyla, yurt baskınıyla gözaltına alındı. Hiçbir şiddet içermeyen, demokratik bir protestoya katılan öğrencilerin evini basarak, yurdunu basarak gözaltına aldınız. Bu politikaların bu ülkeye zarar verdiğini görmelisiniz. Bu ülkenin demokratik birikimini küçümsemeyin, korkmayın. İnsanlar rahatça eylem yapsınlar.

“SAHİBİ BELİRSİZ PARA ÜLKEMİZDE CİRİT ATIYOR”

AKP iktidarı göreve gelir gelmez ‘Nereden buldun yasası’nı kaldırdı.  2008 yılından itibaren de 9 kez varlık barışı çıkarttı.  Bu sayede, ülkemizde kayıt dışı para, vergi bile ödemeden kayıt altına alınıyor. Yurtdışından gelen kayıt dışı paranın Türkiye’yi seçmesinin nedeni ne? Türkiye’de kara para ve suç gelirlerinin kontrolünün zayıf olması. İhracat değil, kredi değil, kaynağı-sahibi belirsiz para, ülkemizde cirit atıyor.  Merkez Bankası verilerine göre, bu 14 yılda, 63 buçuk milyar dolar.

Bugün de konuşuldu; FATF’ın yani Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesindeyiz.  Bu kurumun belirlediği 40 tavsiye var. Türkiye, bu tavsiyeleri mevzuatına geçirmediği ve çıkardığı mevzuatı da doğru uygulamadığı için geçen yıl gri listeye alındı. Yatırım için önemli bir kriter kabul edilen bu değerlendirmede, biz şu anda Gana, Kamboçya, yemen gibi ülkelerle birlikte gri listedeyiz.Dün MASAK, Mali Eylem Görev Gücü’nün 12. tavsiyesiyle ilgili bir genel tebliğ yayımladı. Nedir 12. Tavsiye? Türkiye bu tavsiyeye uymaktan hep geri durdu. Şimdi gri listeye alınınca bu konuda bir düzenleme yapıyor. Buna göre, Türkiye'de seçilmiş ve atanmış kişiler, aileleri ve yakınlarının fonları ve malvarlığı; ‘yüksek risk' görülmesi halinde gözetim ve denetim altına alınacak.

“1 STERLİNLİK ŞİRKET”

Sormak istiyoruz; bugünden sonra; görev yapan, üst düzey kişilerin; bakan olur, bürokrat olur, siyasetçi olur fark etmez, yakınları, diyelim ki bir adadan (MAN) 1 sterlinlik şirket kurar ve Türkiye ile milyonlarca dolarlık para transferi yaparsa bu ‘yüksek riskli’ sayılacak mı sayılmayacak mı? Bu yüksek riski hangi banka, hangi mali kuruluş tespit edip, bildirimde bulunacak?  Bu tebliğde bunun cevabı var mı? Yok.  Görünen o ki; mevcut sistemde, Türkiye'nin gri alandan çıkabilmesi mümkün değil.  Biliyoruz ki: gri alan, iktidarlara hizmet eder.  Bu alanı temizlemek, milletin iktidarında atacağımız ilk adımlardan biri olacak. Genel Başkanımızın sözü var, göreve geldiğimizde ilk 3 ay içinde Türkiye'ye siyasi etik yasasını kazandıracağız.Biz bu tavsiyeleri, Türkiye'de temiz siyaseti, bir kural olarak hayata geçireceğiz. Kendimizi, gücümüzü halkımızın gözetimiyle, denetimiyle sınırlayacağız. Türkiye gri alandan kurtulacak, şeffaflığa, adil bir yönetime kavuşacak.Evlatlarımızı, insanımızı, yarınımızı tehdit eden uyuşturucu bataklığı ancak böyle kurutulur. Genel Başkanımızın dikkati çektiği nokta budur.”