CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, TBMM Genel Kurulu’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada; “İktidar evlatlarımızın boğazından kesip, sarayın evlatlarının vakıflarını besleme aracı değildir. Man Adası’na çil çil para göndermenin aracı hiç değildir, bakanlık da bunları seyretme yeri değildir. Ey siz yoksul halk için bu tabloyu yaratanlar bu tablonun karşısına geçip seyredenler, çocuklarımızın boğazından kestiğiniz her bir kuruşun hesabını tek tek vereceksiniz” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ile 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor.

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada; Türkiye’de ekonomik açıdan ikili bir yapı olduğunu şöyle anlattı:

 “Türkiye’de ikili bir yapı oluştu. Sarayda yaşayanlar ve sarayın dışında yaşayanlar. Saray ve şürekasının beşli çetelerin yaşadığı Türkiye’de her şey çok mükemmel. Orada yaşayanların bir eli yağda bir eli balda. Bir de ikinci Türkiye var. Trajik Türkiye. Bu trajik Türkiye’de günlük hayatta kalma kavgası var, açlık ve yoksulluk var. İş bulamadığı için kendini yakan insanlar var, borçlarını ödeyemediği için intihar eden insanlar var. Biz birinci Türkiye’nin ikinci Türkiye’yi sadakaya bağlama programını yırtıp atmak için geliyoruz. Hor gördükleri, üstten baktıkları, vergilerini ve en temel haklarını gasp ettikleri o ikinci Türkiye bu yarattıkları saray Türkiye’sini yenecek ve kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak.

İktidar evlatlarımızın boğazından kesip, sarayın evlatlarının vakıflarını besleme aracı değildir. Man Adası’na çil çil para göndermenin aracı hiç değildir, bakanlık da bunları seyretme yeri değildir. Ey siz yoksul halk için bu tabloyu yaratanlar bu tablonun karşısına geçip seyredenler, çocuklarımızın boğazından kestiğiniz her bir kuruşun hesabını tek tek vereceksiniz. Sadece bu yıl 2 trilyon 186 milyar lira vergi ödeyeceğiz. Bu kadar verginin toplandığı bir yerde hala ekmek kuyruğu varsa, pazarın artıkları toplanıyorsa sorun verginin toplanmasında değil gelirin dağılımındadır. ‘Süt içmek, yumurta yemek benim çocuğumun hakkı değil mi? Çaya ekmek banıyorum, bu şekilde besliyorum çocuğumu’ diyorsa bir anne, zalimsiniz.

“DÖRT KİŞİLİK AİLENİN HER BİRİSİ ÇALIŞSA DAHİ YOKSULLUK SINIRINA ULAŞAMIYOR”

Bugün Türkiye’de dört kişilik bir ailenin her birisi çalışsa dahi yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Mevcut asgari ücret açlık sırının 2 bin 200 lira altındadır. Zamlar durmadıkça asgari ücret 10 bin lira olsa ne yazar? Türkiye çalışan yoksullar ülkesi olmaya devam edecektir. Evlere şenlik bir TÜİK var, talimatla üfürükten istatistik üretme kurumu. Ona göre yüzde 85 enflasyonun olduğu yerde, iktidar işçiyi enflasyona ezdirmedik diye laf ediyor. Hangi enflasyona ezdirmiyorsunuz, silindir gibi eziyorsunuz. Hiç mi çarşı ve pazara çıkmıyorsunuz? Bakanlık olarak 2023 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları için anket yaptırmışsınız. İşverenlerin asgari ücret beklentisi 7 bin lira çıkmış. 2023 yılı için ortak beklenti 7 bin 845 lira çıkmış. Ne güzel bir kurgu. Tek adam da öyle şey olmaz diyecek, sonra 150 lira ekleyecek üstüne. Sonra da beklentinin üzerinde verdik diye söyleyeceksiniz. Bırakın bunları Sayın Bakan anketle asgari ücret belirlenmez. Daha 1 yıl önce yine bu kürsüden söyledik, esas olan alım gücünün artmasıdır dedik. Soruyorum size geçen sene 2 bin 800 lira asgari ücret ile alınan ihtiyaçlar bugün 5 bin 500 lira ile alınıyor mu?”