Gazete Duvar'dan Seçkin Sağlam'ın haberine göre Çanakkale 1. İdare Mahkemesi’nde 6 Aralık tarihinde görülen üç ayrı davanın kararları açıklandı.

Çanakkale 1. İdare Mahkemesi, Cengiz Holding’in Bayramiç ilçesinde hayata geçirmeyi planladığı  ‘Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi’ projesini iptal etti.

Kararda, ÇED Yönetmeliği’ne atıfta bulunularak ‘ÇED olumlu’ kararının uygun olmadığı vurgulandı.

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE, BAKIR CEVHERİNDEN DAHA ÖNEMLİDİR’
Çanakkale 1’inci İdare Mahkemesi’nin iptal kararının gerekçesinde, “Arkeoloji biliminin bağlayıcılığı açısından; sürdürülebilir çevrenin korunması ile bakır cevheri ihtiyacı karşılaştırıldığında, üstün kamu yararının sürdürülebilir soyut ve somut kültürel miras, yaşam ve çevre hakkı olduğu” ifadeleri yer aldı.

Projenin, çevreye etkileri dikkate alınmadan hesaplandığına vurgu yapılan kararda, ÇED raporunda küresel ısınmanın göz önüne alınmadığı da vurgulandı. Kararda, ‘ÇED olumlu kararının, madenin çevresel etkilerinin bütüncül bir yaklaşımla hazırlanmış olmaması nedeniyle uygun olmadığı’ belirtildi.

Maden ocağı işletmesi sırasında kullanılacak su ihtiyacı da bölge halkı tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Su sıkıntısı çeken Bayramiç ve Çan ilçesi köylüleri, tarımsal sulamada kullandıkları sularını, Cengiz Holding ile paylaşmayacaklarına dair eylem yapmışlardı. Mahkeme bu konuya da dikkat çekerek, projenin ‘bölge tarımına zarar vereceği’ tespitinde bulundu.

‘MAHKEMENİN BİLİME İTİBAR ETTİĞİNİN GÖSTERGESİDİR’
Davanın taraflarından biri olan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, mahkemenin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verdiğini ifade etti. Doğan, “Bu durum mahkemenin, bilime itibar ettiğinin bir göstergesidir. Proje alanı, orman alanı içinde kalıyordu. Ormanlara verilecek zarar açısından da bilirkişi raporu dikkate alınmış. Kazdağı bölgesi başta olmak üzere, hemen hemen bütün madencilik faaliyetleri ormanlık alanlar üzerinde. Madenciliğin ormanlar üzerinde yapacağı zararları açısından bu kararın gelecek davalarda, çevre hareketinin hukuksal mücadelesi konusunda emsal olabilecek bir karar olarak değerlendiriyorum” dedi.

Davada çok sayıda yurttaşın ve demokratik kitle örgütünün taraf olduğunu da söyleyen Doğan, bu durumun kolektif mücadelenin göstergesi olduğunu ifade etti. Köylülerin ve ekoloji örgütlerinin geniş bir çalışma ağı ile bu dava sürecini ördüklerini dile getiren Doğan, şöyle devam etti: “Çok mutluyuz. Bu karar, Kazdağları ve yaşam savunucuları açısından önemli bir kazanım oldu. Ama tabi ki hiçbir şey bitmedi. Kazdağları’nın yüzde 79’u maden şirketlerine ruhsatlandırılmış durumda. Dolayısıyla, bu davadaki kolektif mücadeleyi bundan sonra da büyüterek devam ettirmeliyiz.”