Kesilen ceviz ağaçlarının bir gaziye ait olduğunu söyleyen bir kadın, “Daha nasıl güvenelim ki biz bu devlete, askere. Artık bunu gaziye de yapıyorsalar bize hayli hayli yaparlar. Nefesim yetmiyor, daha da bir şey diyemiyorum. Utanmazlar. Hiç utanmıyorlar” dedi.

Taşova'ya bağlı Çambükü’nde köylülerin mera alanına yapılacak organize sanayi bölgesine karşı başlattıkları direniş 53 günden beri devam ediyor.

Köy halkı dün kesilen ceviz ağaçlarının yerine fidan dikmiş, direnişçi kadınlarla jandarma arasında gerginlik yaşanmıştı. Metin Dönmez adlı yurttaş gözaltına alınmış ve akşam saatlerinde serbest bırakılmıştı.

Bu sabah da iş makinelerinin Çambükü köyü girişine yakın alanda çalışma yapması ve ceviz ağaçlarını kesmesi, köy halkının tepkisine neden oldu. Çambükü halkı, köy girişine toplanarak çalışmalara tepki gösterdi.

“DAHA NASIL GÜVENELİM Kİ BİZ BU DEVLETE, ASKERE”

Mera alanlarının zorla ellerinden alındığını dile getiren bir kadın, şunları söyledi:

“Bu köylüyü bu kadar üzdüler, Allah da onları üzsün inşallah. Torunlarımızın dibinde meyve yiyeceği ağaçları, cevizleri, hepsini yıktılar. Bu devlete askerlik yapıp gazi olan çocuk, bugün zincir elinde, toprağın içinden ağaçlarını çıkartmaya çalışıyor. Aynen bunlar gibi dağlarda askerdi. Teröristlerin mayınlarına bastı da o çocuk gazi oldu. Şimdi o çocuk, zincir elinde, zorla toprağın içinden babasının diktiği 40 yıllık ceviz ağaçlarını toplamaya gitti. Yazık günah değil mi bize? ‘Gömmeyin o ağaçları’ dedik. Yalvardık komutana, ‘Bir yere yıkın’ diye ‘Ya da kendi kessin’ dedik. Niye gitti de onları toprağa döktüler, yazık günah değil mi? Daha nasıl güvenelim ki biz bu devlete, askere. Artık bunu gaziye de yapıyorsalar bize hayli hayli yaparlar. Nefesim yetmiyor, daha da bir şey diyemiyorum. Utanmazlar. Hiç utanmıyorlar. O buradan topal bacağıyla zincir elinde odun çekmeye giderken bu askerler görsün, selam dursunlar selam, o çocuk gazi. Esastan, gidip teröristin içinde gazi oldu o çocuk. Hem de bir hafta kala. Biz, onu davul zurnayla karşılayacakken ağlaya ağlaya karşıladık. Güle güle yolladık, iki tane değnekle karşıladık o köyün başında. Utanmadılar mı? Onun babasının içi, ciğeri yandı. O cevizleri nasıl yıktınız? O, odunları nasıl götürsün oradan şimdi.”

Askerle konuştuklarını aktaran bir diğer kadın yurttaş da “‘Bak yavrum’ dedim, ‘bayanları rahat rahat yukarı çıkartacağım’. Köprünün başına geldim, biri geldi bana bağırdı. ‘Ben bir şey yapmadım’ dedim, ‘ben askerine mi saldırdım, ne yaptım?’ Beni itti kaktı. Sen, bana bir kadın olarak elini uzatamazsın. Bana evladım bile uzatamaz elini” dedi.

“DALGA GEÇİYORLAR BİZLE”

Bir diğer kadın yurttaş da şunları söyledi:

“Irmak kenarında gezerken askerin biri bağırıyor, ‘Aşağıda gezme orada, yetkili geldi yukarıya’ diyor. Dalga geçiyorlar bizle. Biz, dalga geçilecek iş yapmıyoruz. Sadece toprağımızı koruyoruz. Evimiz şurada, evimiz bir adım ileride. Böyle mi yapılacaktı bu organize sanayi? Biz, organizeye karşı değiliz, yerine karşıyız. Biz ne yiyeceğiz?

“BEN, 1956 DOĞUMLUYUM, 20 GÜNDÜR TOPRAĞIN ÜSTÜNDE OTURUYORUM”

Başka bir kadın yurttaş, “Anlasınlar anlamasınlar, kendileri bilir. Kendileri nereye kadar giderse oraya kadar gitsin, biz onlara bir şey demiyoruz. Ama buraya kim sebep olduysa, bu toprağa kim sebep olduysa Allah onu bildiğinden de kötü yapsın. Biz böyle istiyoruz. Yoksa ben ne yapacağım? Bizi bu kadar üzdüler. Ben, 1956 doğumluyum, 20 gündür toprağın üstünde oturuyorum. Yazıklar olsun bu insanlığa” diye konuştu.

Çambükü halkı, köy girişinde inşaat çalışmalarını sürdüren iş makinelerinin köy sınırına daha fazla yaklaşmaması için alanda bekleyişlerini sürdürüyor.