Çambükülü bir kadın, OSB yapılacak meraların istimlak sürecinin ardından Amasya Valiliği tarafından kendilerine tahsis edilen ve köye yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan yeni mera alanında şunları söyledi:

“Tarım Bakanı, tarımı çok güzel anlatıyor ama tarımın ne olduğunu bilmeden anlatıyor. Tarım, toprak, ana demektir, ekmek demektir, emek demektir. Bu analar yıllardır bu toprakları ekiyor, biçiyor ki evlatlarına baksın, devletine baksın, devleti kalkınsın. Benim devletim diyor ki ‘İnsanı yaşat, devlet yaşasın’. Biz, devleti yaşatmak için mücadele ediyoruz, çalışıyoruz, üretiyoruz. Ama bizim köyümüzü, geldiler görmeden, bilmeden karaladılar; yağmalama yaptılar. Devletimin askerini, evladını kendi analarına karşı hor kullandılar. Devletin askerini bize karşı dayatma yaptılar, kendi topraklarımızda. Kendi topraklarımızda bize ‘işgalci’ diyorlar. Bu toprakları yıllar önce dedelerimiz düşmanlardan kazandı; bu topraklarda evlatları var olsun, eksin biçsin diye.

BİRAZ DA ÇİFTÇİNİN HAKKINI SAVUNUN”

Sayın Valim, bize verdiği toprakları gelsin görsün. Otluk bile değil, kumdan ibaret. Bu hayvanlar orada nasıl yaşayacak? O insanlar o toprakları nasıl ekip biçecek? Memurlara, amirlere zam yapıyorsunuz; gelin bir de çiftçiye bakın. Çiftçinin yemine, samanına, toprağına bakın. Çiftçilerin emeğine bakın. Biraz da çiftçinin hakkını savunun. Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Toprakta ekip biçmezsen devletim ayakta duramaz, var olamaz.”

ÇAMBÜKÜLÜ YAŞLI KADINDAN AĞIT

Başka bir köyle kadın ise yaşadıkları mağduriyeti, Amasya Valiliği tarafından kendilerine tahsis edilen alanda yaktığı ağıtla anlattı. Yaşı kadın, ağıtında şunları dile getirdi:

“Bana bu yetmiş yaşımda bu zulmü kim yaptı. Malım melalim içeride kaldı, kaldım buralarda. Altı yedi nüfusum evde basılı, kömüşlerim (manda) damda basılı. Bir sürü kömüşüm, malım kaldı; deliler gibi yayıldıkları yere geldi. Mallarım damda kaldı; Sayın Valim de görsün, büyükler de baksın halimize. Görsün de bize bir çare versin.”