Çambükü’nde köylülerin tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yürüttüğü mera alanlarının OSB için cebri istimlak edilmesine ve meraların dozerler tarafından kazınmasına tepki gösteren Hasan Dönmez, 600 koyun, 40 keçi ve 65 mandası olduğunu belirterek Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’ye seslendi. Dönmez, şunları söyledi:

"BENİM MAAŞIMI BU HAYVANLAR VERİYOR"

"Son otlak burası kaldı. Buranın da kalacağı meçhul. Burası giderse bu 600 koyun da gidiyor. Ona göre düşün, taşın ne yapacağımı bildir ki ben de ne yapacağımı sana söyleyeyim. Son otlak burası kaldı. Buranın da kalacağı şüpheli. Bura da gitti. İntihar etmeye kalktık, gene bir çıkar yolu yok. Ben öldükten sonra mı devlet bana çözüm bulacak? Son kalan yer burası. Geride altı sürü koyun daha var. Ne yapacağız? En son burası kaldı. Ben öldükten sonra mı Tarım Bakanı çare bulacak? Nerede bu adam? Hiçbir çare yok. Bize telefon aç, söyle, biz de ona göre kararımızı verelim. Bu hayvanları kaybediyor muyuz, yoksa duracak mı bilelim. Sonumuz ne olacak? Geleceğimiz buna bağlı bizim. Herkes asgari ücreti konuşuyor. Benim maaşımı da bu hayvanlar veriyor. Başka çıkar yolumuz yok. Benim aylığım, yıllığım yok. Bu hayvanlar sayesinde barınıyor iki hane. Ne yapacağımıza karar ver. Yoksa bu 600 koyun gidiyor.

"2022 BİTMEDEN HAYVANLARIMIN YİYECEĞİ BİTTİ, BİÇARE KALDIK"

Sayın Bakanım Kirişci, 2022 bitmeden benim yevgü bitti. Meralarımızı elimizden kazıdın, beni böyle muallakta bıraktın. 99 gündür bağırıyorum, bir çare bulamadım. Hiçbir yere sesimi duyuramadım, hiçbir yetkili yok. Yeri gelince adaletten, teraziden bahsediyorsun; biz ne adalet gördük Çambükü’nde ne millet gördük. Hiçbir yetkiliye sesimi duyuramadım, muallakta kaldım burada. Orada oturma, bir çare bul da biz de ne yapacağımıza bakalım. 2022 bitti, yevgü de bitti; hayvan dışarıda aç, bağırıyor. Bir çare diyoruz, sesimi kimseye duyuramadım. Ne yapacağız başka? İntihara kalkıştık, ondan da bir çare bulamadık. Ne yapacağımızı şaşırdık. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya dedik, oradan da bir ses çıkmadı. En sonunca Cumhurbaşkanı Erdoğan’a diyeceğim. Hiç mi sesimizi duyan yok. 3-4 aydır bir çoban çırpınıyor burada, hiç kimse sesimi duymadı. Ne yapacaksanız karar verin. Seçim geliyor, biz de ona göre hareket edelim. Muallakta kaldık. Çare arıyoruz, kimseye sesimizi duyuramıyoruz. Ne yapıyorsunuz? O koltukta oturmayın, bize de bir çare bulun da ona göre hareket edelim.

"ALLAH AŞKINA SESİMİZİ DUYUN"

Tarım Bakanı Kirişçi’ye aylardır sesleniyoruz. Tarım Bakanı, çobanların başı bu adam. Hiçbir cevap alamadık, yetkili göremiyoruz. Ne yapacağız arkadaş? Sizden bir netice alamazsak biz kime derdimizi anlatacağız? Allah aşkına sesimizi duyun. Ne yapacağız, ona bir çare bulun. Sayın Bakanım Kirişçi, bu gördüğün küspeyi 27 bin liraya aldım. Cepte 27 kuruş yok. Kamyoncu da beni sıkıştırıyor. Ne vereceğime sen karar ver, yarın bildir bana. Orada boşa oturma. Ben burada 600 koyunla çaresiz kaldım, ne yapacağım? Allah aşkına bir sesimiz olun da ne yapacağımıza karar verin, oturmayın orada. Sesimi duyan hiçbir yetkili yok mu? Kaymakama dedik yok, valiye dedik yok. Belediye başkanı Sayın Öztürk, gece gönderiyor dozerleri, meraları kazdırıyor. Buna kim ‘dur’ diyecek? Hiçbir yetkiliye sesimi duyuramadım. Dört aydır çırpınıyorum. Hayvanları sabah salacak otlak kalmadı, ne yapacağım? Siz ona göre karar verin. Bir çare bulun. Sayın Kirişçi’ye sesleniyoruz, cevap yok. İçişleri Bakanı Soylu’ya seslendik, bir netice yok. Erdoğan’a mesaj gönderdik, gene ses yok. Şimdi Adalet Bakanı’na sesleniyorum: ‘Adalet mülkün temelidir’ diyorlar. Biz ne temel gördük ne terazi, bizim köyümüzde adalet yok. Adalet varsa bize göstersin de biz de ona göre hareket edelim. Kaldık muallakta. Bu gördüğün küspe 27 bin lira. 27 kuruşum yok, ne vereceğim ben bu adama?"