Haber: Sabri Kırdar

Antalya’nın Finike ilçesinde taş ve mermer ocaklarına karşı doğa mücadelesi yürüten ve  beş yıl önce Kızılcık yaylasındaki evlerinde öldürülen yaşam savunucuları Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu çifti iki gün sürecek etkinliklerle anılıyor.

İlk etkinlik bugün çiftin mezarlarının bulunduğu Andızlı Mezarlığında gerçekleştirildi. Burada Büyüknohutçu çiftinin dostları adına Erol Malkoç bir açıklama yaptı. Malkoç. “ Bizler, Aysin ve Ali Ulvi’nin dostları olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Davada, en küçük bir sır perdesinin dahi ortadan kaldırılıp, gerçeklerin tüm yönleriyle açığa çıkması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Adalet talebimizi tüm sağır kulaklara haykıracağız. Ve bunu yaparken yalnız olmadığımızı çok iyi biliyoruz. Yüreği, en büyük erdem olan adaletten yana atan her bir insanın bu davaya sahip çıktığından ve çıkacağından eminiz. Kamuoyundan çıkan her ses, yaşam savunucusu insanın, kurdun, kuşun, böceğin ve ağacın canına can katacak! Ve her şeyi para olarak gören sistemin çarkları öyle kolay işlemeyecek!

büyüknohutçu

"BOŞUNA ÖLMEDİKLERİNİ ATTIĞIMIZ HER ADIMDA GÖSTERECEĞİMİZE SÖZ VERİYORUZ"

Aysin ve Ali Ulvi dostlarımızı, bize mücadele azmi veren duruşlarının ışığıyla sevgi ve saygıyla anıyor, boşuna ölmediklerini attığımız her adımda göstereceğimize söz veriyoruz” dedi. Antalya’daki etkinliğin ardından çiftin vurulduğu Finike ilçesinin Kızılcık yaylasında da bir anma etkinliği gerçekleştirilecek. Yarında Aydın Kanza Parkında forum ve belgesel gösterimleri yapılacak. Mezar ziyaretinde yapılan basın açıklamasının tamamı şöyle:

"Antalya’nın Finike İlçesi Kızılcık Yaylası’nda, tüm canlı yaşamı mahveden taş ve mermer ocaklarına karşı mücadele verip, bölge insanında ekolojik bir bilinç oluşturmaya çalışan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu 9 Mayıs 2017’de katledildi. Ölümlerinin üzerinden geçen 5 yıla rağmen, organize bir cinayet olduğu apaçık belli olan bu olayın azmettiricileri yargılanmadı.

Cinayetin arkasından tutuklanan Ali Yamuç, yaşam savunucuları Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’yu para için öldürdüğünü söyledi. Arkasından ise, eşi Fatma Yamuç’un üzerinde, bir mermer şirketi sahibine hitaben yazılan “ 10 gün içerisinde param gelmezse görüşürüz. İpleriniz cebinizde haberiniz olsun.” İfadeleri bulunan bir mektup yakalandı. Bu mektuba ve cinayet delillerini saklamasına dayanarak Fatma Yamuç, cinayete iştirakten tutuklandı. Ancak tüm bu süreçler, derinleştirme ve etkili bir soruşturmadan yoksun işletildi. Deliller yeterince toplanmadı ve telefon kayıtlarına bakma ihtiyacı bile duyulmadı.

Ali Yamuç, can güvenliği gerekçesiyle Elmalı Cezaevi’nden, Alanya L Tipi Cezaevi’ne sevkedildi. 20 Eylül 2017’de ise Ali Yamuç cezaevinde ölü bulundu. Alanya Savcılığı’nın hazırladığı rapora göre, Ali Yamuç’un kaldığı koğuşun banyosunun penceresine, eşofman lastiğiyle kendini astığı belirtildi. Oldukça şüpheli olan bu ölüm, intihar olarak kayıtlara geçti ve dosya kapatıldı. Ali Yamuç, öldüğü için hakkındaki dava düşerken, 17 Kasım 2017’den itibaren Fatma Yamuç cinayete yardım etme içerikli iddianameyle yargılanmaya başladı. Ancak Fatma Yamuç, yargılandığı Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayete yardım etmek suçundan beraat etti. Mahkeme, dosyanın durumuna göre, olası azmettiriciler hakkında ve Fatma Yamuç da delilleri kararttığı için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Bunun ardından Büyüknohutçu Ailesi, mahkeme kararına dayanarak soruşturmanın derinleştirilmesi için Finike Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulundu. Ancak,  Finike Cumhuriyet Savcılığı, eski görüşlerini tekrarlayarak, soruşturmayı derinleştirmeyip, yeni delil toplamayarak azmettiriciler yönünden “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.

Ailenin itirazı üzerine dosya, Elmalı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gitti. Mahkeme maalesef azmettiriciler hakkında hiçbir değerlendirme yapmadan bu kararı onadı ve itirazı reddetti. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önceki suç duyurusu kararına rağmen azmettiriciler yönünden yeni soruşturma yapılmadı ve böylece dosya tamamen kapatılmış oldu. Şurası bizce çok açıktır ki Büyüknohutçu davasının üstü örtülmek istenmektedir. Baştan beri adeta “gizli bir el” delilleri karartmaya çalışmıştır. Şimdi aile, adil yargılanma hakkı ihlal edildiği için, davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanıyor.

Bizler, Aysin ve Ali Ulvi’nin dostları olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Davada, en küçük bir sır perdesinin dahi ortadan kaldırılıp, gerçeklerin tüm yönleriyle açığa çıkması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Adalet talebimizi tüm sağır kulaklara haykıracağız. Ve bunu yaparken yalnız olmadığımızı çok iyi biliyoruz. Yüreği, en büyük erdem olan adaletten yana atan her bir insanın bu davaya sahip çıktığından ve çıkacağından eminiz. Kamuoyundan çıkan her ses, yaşam savunucusu insanın, kurdun, kuşun, böceğin ve ağacın canına can katacak! Ve her şeyi para olarak gören sistemin çarkları öyle kolay işlemeyecek!

Aysin ve Ali Ulvi dostlarımızı, bize mücadele azmi veren duruşlarının ışığıyla sevgi ve saygıyla anıyor, boşuna ölmediklerini attığımız her adımda göstereceğimize söz veriyoruz!"