MUHAMMET FATİH BAŞCI

Burdur Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile geçen yıl 5 köyle başlayan 'Ata Tohumu Ata Toprağı ile Buluşuyor' projesi bu yıl 10 köye ulaştı. Bu yıl Burdur’un köylerinde toplam 1300 hektar alana 26 ton karakılçık buğdayı ekilecek. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, projeyi daha da büyütmeyi hedeflediklerini belirterek, “Hem suyumuzu koruyacağız hem çiftçimizin emeğini koruyacağız hem ülkemizin ithalat girdilerini azaltmayı planlayarak ülkemizi bir yurtsever, yurttaş olarak koruma yolunda önemli bir adım atmış olacağız” dedi.

Burdur Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle başlatılan “Ata Tohumu Ata Toprağı ile buluşuyor” projesi kapsamında tohum dağıtım töreni düzenlendi. Burdur Belediyesi Konferans ve Sergi Salonu’nda düzenlenen programın açılışında Burdur Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Esma Mavizer proje hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Daha sonra sırasıyla Burdur Muhtarlar Derneği Başkanı Sami Çelik, Akyaka Muhtarı Bekir Yıldız, Kurna Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Kılıç ve Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz konuşma yaptı.

"BU TOHUMLAR ÇİFTÇİLİK İÇİN ÖNEMLİ"

Programda konuşan Burdur Muhtarlar Derneği Başkanı Sami Çelik, "Bizleri böyle bir projede buluşturduğu için belediye başkanıma teşekkür ediyorum. Geçen yıl biz burada verilen brifingde yarım kavanoz ata tohumundan başlayıp 5 köyle devam eden şu anda da 10 köye ve yaklaşık 160 çiftçiye verilecek. Başkanımıza verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Muhtarlarımıza TİGEM’den ve Belediyemizden tohum veriliyor. Bu tohumlar gerçekten çiftçilik için önemli bir şey. Böyle projelere biz muhtarlar olarak her zaman destek veriyoruz" dedi.

"ÖNEMLİ BİR PROJE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Kurna Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Kılıç, "Geçen yıl Burdur Belediyemiz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı projedeki ata tohumunu kullandık. Çok memnunuz, para kazandık. 2 misli satıştan dolayı vatandaşımız, çiftçimiz memnun. İnşallah bu projelerin artarak devam etmesini istiyorum. Su havzasında bunun önemli bir proje olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

"SUYUN YETMEDİĞİ BİR DÖNEMİ YAŞADIK"

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ise konuşmasında şunları söyledi:

"Bu projeye başlarken bizim asıl amacımız başlarken içme suyu havzamızda her geçen gün artan sulu tarımın ve buna bağlı olarak bizim için stratejik önemi olan lojistik açıdan da aslında çok kolay yeraltından çıkartılıp kullanıma sunulabilen ama tüketiminde çok dikkat edilmesi gereken yeraltı sularımızın kaybedilmemesi için başlattığımız mücadele ile ilgiliydi. İnsuyu havzasında ve Gökpınar havzasında göreve geldiğimizde Gökpınar için söylüyorum 7-8 metreden artezyenle su alabiliyorken bugün 200 metrelere ulaştığımız noktada suyu bulmakta zorlanıyoruz. Biliyorsunuz kent merkezinde yaşayan hemşerilerimiz bu yaz su konusunda oldukça sıkıntılı günler yaşadı. Daha çok efor, daha çok güç, daha çok enerji sarf etmemize rağmen daha az su üretiminin ve suyun yetmediği bir dönemi yaşadık.

"SUYU KORUYAMAZSANIZ TARIM DA HAYVANCILIK DA YAPAMAZSINIZ"

Su dünyanın en kıymetlisi. Bugün suyu koruyamazsanız tarımda, hayvancılık da yapamazsınız. Suyu koruyamazsanız insanı o bölgede tutamazsınız. Bakın geçmişe insanoğlu var olduğu günden beri taze su kaynaklarına, temiz su kaynaklarına yakın yerlere yerleşerek başlatmış hayatını. Hacılar höyüğüne bakıyorsunuz, Kuruçay’a bakıyorsunuz ki bahsettiğimiz dönem milattan önce 5,6,7 binli yıllara baktığımız zaman çok önceki dönemde bile taze su kaynakları insan açısından çok kıymetli. Biz bu bilinçle geçen yıl Tunç Başkanımızın Burdur ziyaretinde İnsuyu’nu ziyaret ettik. Türkiye’nin turizme açılmış ilk mağarası olması hasebiyle görmesini istemiştim. Birlikte gittiğimizde adı üstünde İnsuyu Mağarası’nda suyun olmadığını görünce merak etti nedenini. Bende dilim döndüğünce açıklamaya çalıştım. Bölgedeki sulu tarımın doğal olarak artması, çünkü; yurttaşımızın, çiftçimizin tarım yapan vatandaşımızın diğer metotlarla para kazanamaması nedeniyle bugün itibariyle geldiği noktanın yoğun sulu tarım yaparak ayakta kalma mücadelesi neticesi olduğunu ifade etmeye çalıştım. Bu durum en az benim kadar onu da üzdü. Dedi ki ‘sevgili başkan buraya bir proje yapalım, vatandaşımıza hem daha çok para kazandıralım hem de vatandaşımızın stratejik öneme sahip olan yer altı sularımızı bu kadar hoyratça kullanmasının önüne geçelim, diğer taraftan da yıl da sadece 8-10 günlük emekle yılda 150 gün çalıştığının karşılığına karşılık gelecek rakamı vatandaşımıza birlikte kazandıralım’ dedi.

"KÜÇÜMSEYENLER OLSA DA ÇİFTÇİLERİNİZ KAZANDI"

Bu amaçla başladığımız projede kurduğumuz cümle çok önemliydi; ‘siz ekin, biz satın alacağız hem de Toprak Mahsulleri Ofisi’nin verdiği fiyatın 2 katına karşılık gelecek rakamı satın alacağız’. O günlerde 2 bin 160 liraydı en pahalı buğday alımı. 3 bin 500 lira olabileceğini öngördük 2022 fiyatlarının ki enflasyonla ilgili bir öngörümüz yoktu, 3 bin 500 olabilme ihtimaline karşılık sayın başkan 7 bin liradan buğday alımını garanti etti. Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi bu yılın fiyat alımını 7 bin lira olarak açıkladığında da çiftçimizde şöyle bir kaygı oluşmuştu; 'acaba 14 bin lira bize verilir mi?’. Hatta bir süre bu kaygıyı bizlerle de paylaştılar. Biz İzmir Büyükşehir Belediyemizin verdiği sözün arkasında duracağını ve bizde paydaşımız olan İzmir Büyükşehir Belediyemizin bu sözün arkasında durması için elimizden gelen neyse yapacağımızı ifade etmiştik. Şükürler olsun bu projenin sonunda karakılçık ata tohumunu zaman zaman sosyal medya hesapları üzerinden kıyaslayarak küçümseyenler olsa da bu projenin karşılığında para kazandığını ifade eden çiftçinin olduğunu görmek bizleri mutlu etti.

"TARIMA DAYALI HAYVANCILIKTAN UZAKLAŞTIRILIYOR"

Burdur Belediyesi olarak bizlerin görevi tohum ektirmek, tohum toplatmak, çiftçinin alın terinin karşılığını vermek değil. Asli görevimiz bu değil. Ama bizim bir asli görevimiz var bu asli görevimiz şu ki; üretimde kalmak isteyen çiftçiye yol göstermek, yol açmak ve o üretecinin, o çiftçinin kaynaklarını çoğaltmak. Asıl derdimiz bu. Bugün Türkiye istatistiklerine baktığınızda son 15 yılda 1,1 milyon kayıtlı çiftçiden 500 binin altına düşmüş kayıtlı çiftçi sayına rastlıyoruz. Bu çok kötü bir durum. 2014 yılında göreve geldiğimde il nüfusu yanılmıyorsam 267 bin iken bugün 276 bin. Kent merkezi nüfusu 75 bin iken bugün kent merkezi nüfusu 100 bine dayandı. Yani şehir nüfusu artarken ilin nüfusu aynı oranda artmıyor. Bu şu demek oluyor ki; köylerimiz boşalıyor. Kent yaşamı cazip geliyor ya da köylerdeki yaşam artık çekilmez hale gelmiş. Mazot fiyatı, gübre fiyatı, işçi maliyeti, elektrik, su üretimi için kullanmakta olduğu elektrik giderlerinin her gün artmış olması bizim çiftçimizi, bizim köylümüzü gün gün tarımdan dolayısıyla tarıma dayalı hayvancılıktan uzaklaştırıyor.

"10 KÖYÜMÜZE GELİŞTİRDİK"

Biz bu projeyi bu yıl çok daha büyütebilme umudu taşıyorduk ancak öyle bir lansman yaptık ki İzmir ilçeleri, İzmir’e yakın illerin ilçelerindeki çiftçileri, İzmir Büyükşehir Belediyemizden bu projeye bir şekilde dahil olmak istediklerini ifade ettiler. İzmir Büyükşehir Belediyemiz doğal olarak kendi ilçelerinde de kendi sulak havzalarının korunması adına da bu projeyi kendi mahalinde de koruyup büyütmeye çalıştılar. Bu nedenle biz geçen yıl 5 köyümüzde başladığımız projeyi bu yıl 10 köyümüze geliştirdik. 10 köyümüzde 26 ton buğdayı toplam 1300 hektar alanda ekerek gelecek yıla belki bir bu kat daha büyütüp 20-30 köye ulaştırabilmeyi planlıyoruz. Çok kolay değil. Kendi olanaklarımızla bunu çözmeye çalışıyoruz. Yasanın bize elverdiği ölçüde de sizlere kaynak yaratmaya çalışıyoruz.

"ÇİFTÇİNİN EMEĞİNİ KORUYACAĞIZ"

Bu yıl 10 köyümüzle sınırlı kalan bu üretim inşallah eğer bir terslik olmazsa projelerimizi geliştirdiğimiz ölçüde gelecek yıl 20 köyümüz ve kent merkezimize yetecek kadar buğdayı Burdur’umuza getirip, kazandırıp ve bir de alım garantisi vererek ki burası çok önemli; üreticimizin en çok sıkıntı yaşadığı ve en çok belirsizliği yaşayarak üzüntü çektiği yerin burası olduğunu bilerek ürün alım garantisi vererek biz bu projemizi büyütmeyi düşünüyoruz. Küçükten başladı, daha da büyüyecek. Büyüteceğiz. Hem suyumuzu koruyacağız hem çiftçimizin emeğini koruyacağız hem ülkemizin ithalat girdilerini azaltmayı planlayarak ülkemizi bir yurtsever, yurttaş olarak koruma yolunda önemli bir adım atmış olacağız.

Konuşmalarından ardından sembolik olarak üreticilere karakılçık buğday tohumu dağıtıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

 -Burdur Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Esma Mavizer konuşma

 -Burdur Muhtarlar Derneği Başkanı Sami Çelik konuşma

 -Kurna Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Kılıç konuşma

 -Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz konuşma

 -Buğday dağıtım detay