Ülkede milyonlarca kişinin hayatına mal olabilecek bir ekonomik çöküşten kaçınmak gerektiği uyarısını yapan Guterres, "Taliban ile diyalogu, ilkelerimizi doğrudan ortaya koyarak ve Afgan halkıyla dayanışma duygusu içerisinde kurmalıyız" ifadelerini kullandı.

Guterres, "Görevimiz, milyonlarca kişinin açlıktan ölme tehlikesi altında olduğu ülkede, büyük acılar çeken insanlara dayanışma eli uzatmak" dedi.

BM Genel Sekreteri, Taliban ile görüşmelerden ne çıkabileceği konusunda "hiçbir garanti olmadığını" dile getirerek, "Eğer Afganistan'ın terörizm merkezi olmasını, kadınların ve kız çocuklarının bir önceki dönem sahip oldukları tüm hakları kaybetmelerini istemiyorsak, farklı etnik azınlıkların temsil edildiklerini hissetmelerini istiyorsak, diyalog bir zorunluluk" sözlerini sarf etti.

Verdiği mülakatta Guterres, koşulların uygun olması halinde bir gün Afganistan'a gitme ihtimalini de dışlamadı.

BM'nin Afganistan'da tüm toplumsal kesimlerin temsil edildiği "kapsayıcı bir hükümet" arzusunda olduğunu söyleyen Guterres, birkaç gün önce Taliban'ın açıkladığı yeni hükümetin "bu izlenimi yaratmadığını" ekledi.

"İnsan haklarına, kadınlara saygıya ihtiyacımız var. Terörizm Afganistan'da başka ülkelere yönelik operasyonlar yapmak üzere barınmamalı. Taliban uyuşturucuyla mücadele konusunda işbirliği yapmalı" sözleriyle Guterres, Afganistan'da arzu ettikleri adımlar hakkında fikir verdi.

Taliban'ın uluslararası tanınma, mali destek ve yaptırımların kalkması arayışında olduğunu söyleyen Guterres, "Bu, uluslararası topluma bir avantaj veriyor" dedi.

Guterres, ekonomik yaptırımların kalkması ya da Taliban'ın tanınmasından ziyade, "Afgan ekonomisinin nefes alması için atılabilecek adımlardan" bahsettiğini ekledi.