Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, 48'inci oturumu İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde devam eden BM İnsan Hakları Konseyi'nde konuştu.

"ŞİDDET VE ÇÖKÜŞ GİRDABI İLE KARŞI KARŞIYA"

Bachelet, 47 üyeli konseye hitaben yaptığı konuşmada, Myanmar'da askeri darbenin yaşamı olumsuz etkilemeye devam ettiğini ve insan hakları durumunun da önemli ölçüde kötüleştiğini vurguladı. 

AA'nın aktardığına göre Yüksek Komiser, "Çatışma, yoksulluk ve salgının etkileri hızla artıyor ve ülke bir baskı, şiddet ve ekonomik çöküş girdabı ile karşı karşıya" dedi.

"ARALARINDA ÇOCUKLARIN DA OLDUĞU 8 BİNDEN FAZLA KİŞİ ALIKONULUYOR"

Darbe yönetiminin toplumun geniş kesimlerinin direnişi ile karşı karşıya olduğunu aktaran Bachelet, ordunun da buna karşın muhalefeti bastırmak için kasaba ve şehirlerde "savaş silahlarını" konuşlandırmaya devam ettiğini belirtti.

Bachelet, Myanmar'da darbeden bu yana güvenlik güçlerinin müdahalesiyle 1100'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, aralarında çocukların da bulunduğu 8 binden fazla kişinin de alıkonulduğunu ve bunların 4 bin 700'ünün halen tutuklu olduğunu kaydetti.

Tatmadaw olarak bilinen Myanmar silahlı kuvvetlerinin, son haftalarda ülkenin pek çok eyaletinde saldırılarını yoğunlaştırdığını belirten Bachelet, ordu mensuplarının köylüleri öldürdüğüne ve evlerini yaktıklarına dair raporlar olduğunu söyledi.

Bachelet, Ulusal Birlik Hükümeti, sivil toplum kuruluşları ve etnik grupların liderlerinin aktif olarak desteklenmesini istedi.

TATMADAW'IN UYGULADIĞI ŞİDDET İÇİN "SAVAŞ SUÇU" VURGUSU

Öte yandan, BM İnsan Haklarına sunulan yeni Myanmar raporunda, Myanmar Silahlı Kuvvetleri'nin (Tatmadaw) kendi halkına uyguladığı şiddetin insanlığa karşı suç ve savaş suçu teşkil edebileceği vurgulandı. Askeri darbeden temmuz ortasına kadarki dönemi kapsayan rapor, insan hakları ihlallerine maruz kalan mağdur ve tanık 70'ten fazla kişi ile yapılan görüşmeler ve ayrıca güvenilir kaynaklara dayanılarak hazırlandı.

Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat'ta yönetime el koymuştu. Ordu, Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere, pek çok yetkiliyi ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.