BİSAM, enflasyon için gerçekçi bir yöntem ve emek meslek örgütlerinin denetimini talep ederken, raporda şu görüşlere yer verildi: "Emlak endekslerine göre ise kiracı ciddi bir yoksullaşma tehdidi altında. TÜİK enflasyon hesaplama yöntemini ve sepetini emekçilerin sorunlarına duyarlı hale getirmelidir. Türkiye’de kirada oturan 22 milyon 191 bin kişi var. TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Madde Ağırlıkları üzerinden yaptığımız hesaplamaya göre kirada oturanların enflasyonu daha düşük. Çünkü TÜFE verilerine göre gerçek kiralardaki yıllık fiyat artışı %22,8 ile, %78,6 olarak açıklananın genel enflasyonun çok altında gerçekleşti. Kiralık konutlarda fahiş fiyat artışları yaşanırken kiralardaki resmi artış, enflasyonu aşağı çeken en önemli harcama kalemi durumunda.  Kirada oturanlar için kira harcamalarının resmi veriler içindeki oranı %17, buna karşın kiranın genel ağırlık içindeki yeri %4,4 olarak görünüyor."

(Grafik 1- TÜİK Verilerine Göre Kiranın Hanehalkı Tüketim Harcamaları İçindeki)

Kiracıların enflasyonunun tüketim harcama kalıbına ve TÜİK madde grup fiyatlarına göre yüzde 70 olarak göründüğü ifade edilen raporda, "Emlak endekslerine göre ise kiralık konut fiyatları %155 oranında artmış durumda. Buna göre bu süreçte oturduğu evden çıkmak, yeni bir konuta taşınmak zorunda kalan, ev sahiplerinin tehditleri karşısında kirasını piyasa oranında artıranlar için ise enflasyon %92,5 düzeyinde" denildi.

(Grafik 2- Resmi Verilerle Hesaplanan Kiraya Göre Enflasyon Oranları)

Raporda, tepkileri üzerine çeken Türkiye İstatistik Kurumu’nun üzerinde açıklanan verilerden en çok etkilenen emekçilerin örgütlerinin denetim yetkisi olmadığı vurgulanan raporda, enflasyon tek bir biçimde hesaplandığı ve toplumun geniş kesimlerinin harcama kalıplarının dikkate alınmadığı vurguladı. İşte rapora göre, en düşük enflasyona sahip olan ve enflasyonu aşağıya çeken ürün grupları.

(Tablo 1- Enflasyonu En Çok Aşağıya Çeken Ürün Grupları)

"Fiyatları teknolojiye koşut olarak gerileyen cep telefonu görüşme ücreti ve internet ücretinin toplam içindeki ağırlığı yüzde 2,62. Ekmeğin enflasyon sepetindeki ağırlığı %2,54. Yani ekmek enflasyonu yukarı sürüklerken, cep telefonu görüşme ücreti aşağıya çekiyor. Neredeyse ekmek zamlarını, cep telefonu konuşma ücretlerindeki düşüş götürüyor."

(Grafik 3- Resmi Verilerle Hesaplanan Kiraya Göre Enflasyon Oranları)

Örnekte görüldüğü gibi kimi ürün gruplarının enflasyonu sürekli olarak aşağıya çektiği ifade edilen raporda, TÜFE verilerine göre ekmek fiyatlarının 2003’ten bu yana enflasyondan %32 daha fazla artış kaydettiği hatırlatıldı. Raporda, "Bunun anlamı bu dönemde enflasyon oranında ücret artışı alanların (enflasyona ezdirilmeyenlerin!) alım gücünü ekmekte üçte bir oranında yitirmesidir. Bu dönemde cep telefonu ve internet ücretleri ise reel olarak dörtte bir oranına gerilemiştir. Bu hesaba göre sadece ekmek ve cep telefonu/internet ücretlerinden oluşturulan bir hesap olsaydı, ekmekteki kayba rağmen enflasyon gerilemiş olacaktı." denildi.

BİSAM'IN ÖNERİLERİ

  • TÜİK Emek Örgütlerinin Denetimine Açılmalıdır
  • Herkesin enflasyonu aynı değildir, TÜİK farklı gelir grupları ve özellikle ücretliler için enflasyonu ayrı ayrı açıklamalıdır.
  • Enflasyonun toplumsal gerçekleri temsil eden bir metodoloji ile hesaplanmalıdır. Bu bağlamda TÜİK enflasyon hesaplama yöntemini ve sepetini emekçilerin sorunlarına duyarlı hale getirmelidir.
  • Teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatı reel olarak gerileyen ürün gruplarının, hanehalklarının genelini ilgilendirmeyen ama nicelik olarak ağırlığa sahip olan (araç alım satımı gibi) ürünler sepetten çıkartılmalıdır.
  • Kurumsal birikimi ile tartışmasız bir öneme sahip olan, açıkladığı verilerle emekçilerin yaşam koşullarını belirleyen TÜİK, tarihsel misyonuna ve önemine aykırı davranmamalı, veri gizleme, sürekli metodoloji değişikliklerine giderek verileri etkileme gibi uygulamalardan vaz geçmeli, şeffaflığına ve saygınlığına zarar verecek müdahalelere karşı durabilmelidir.
  • Gerek toplu sözleşme gerek asgari ücret gerekse emekliler başta olmak üzere geniş kesimlerin ücretleri ve zamlarının belirlenme sürecinde, resmi enflasyon verileri esas alınmaktadır. Enflasyon temelli artışlar ekonomik büyümeyi göz ardı etmektedir. Bu anlamda enflasyon verilerine ilave olarak ekonomik büyüme rakamları da bu artışlara ilave edilmelidir.
  • Hükümetin gündeme getirdiği kira artışlarına yapılan müdahale sorunları çözmekten uzak olarak görülmektedir. Bir madde üzerinden çözüm üretmek mümkün değildir. Kapitalist ekonomide fiyat artışlarına müdahalenin en önemli aracı, kamu mülkiyetinde olan işletmeler ve devletin fiyatlarda karar verici olduğu ürün gruplarıdır. Kamunun yönlendirdiği fiyatları sınırlandırmak yerine, sadece kiraları sınırlandırmak anlaşılır değildir. Kiralar gibi fiyat kontrolü devletin elinde olan elektrik, gaz, akaryakıt fiyatları da sabitlenmeli, vatandaşın birbiri ile karşı kaşıya getiren yaklaşımlara son verilmelidir.