Birleşik Kamu İş Konfederasyonu üyeleri, kamu çalışanları ve emeklilerin temmuz ayında alacağı zammı belirleyecek olan resmi enflasyon rakamlarını Kadıköy Meydanı’nda protesto etti. Birleşik Kamu–İş İstanbul İl Başkanı Alkoç Turan Başgönül, 20 yılın en yüksek seviyesi de olsa açıklanan resmi enflasyon rakamlarının gerçeği asla yansıtmadığını söyledi. Başgönül, “Sayıları milyonları aşan kamu emekçileri, emeklileri ve bu halk evinde kaynatamadığı tencerenin, pazarda dolduramadığı filenin, çocuğunun cebine koyamadığı harçlığın hesabını sandıkta AKP’ye soracaktır" dedi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarını protesto etmek için Kadıköy Meydanı’nda toplandı. Resmi enflasyon rakamlarını "Ekmeğimizi AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek" diye sloganlar atarak protesto eden grup adına açıklamayı Birleşik Kamu–İş Konfederasyonu İstanbul İl Başkanı Alkoç Turan Başgönül yaptı.

Alkoç Turan Başbingöl, 9 Haziran'da maaşlara temmuz ayında yapılacak enflasyon farkını düşük göstererek emekçilerin ekmeği ile oynayan TÜİK’ün önüne gittiklerini, ancak burada insanca bir yaşam hakkını savundukları güvenlik güçlerinin çok sert müdahalesi ile karşılaştıklarını anlattı. 

“DAHA ÖZGÜR VE DAHA DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE’DE YAŞAMALARI İÇİN SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

"Buradan bir kez daha ifade ediyoruz; kamu emekçilerine bu zulmü reva gören, sonucu suç teşkil eden bu emri veren ve uygulayan valisinden güvenlik görevlisine kadar, görevi aslında kamu güvenliğini sağlamak olan kişilerin ve çocuklarının da daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye’de yaşamaları için sonuna kadar mücadele edeceğiz" diyen Başbingöl, şunları söyledi:

"Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, bugün tüm Türkiye’de yaşanan bu zulmü protesto ediyor, emeğimizin, alın terimizin hakkını aramak ve hak ettiğimiz insanca yaşam şartlarını, tüm emekçilerin emeklilerin, memurun, çiftçinin ve halkımızın alması için, ülkemiz üzerindeki bu karanlık dağılana kadar dün ve bugün olduğu gibi yarınlarda da mücadelemize her alanda kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

20 YILIN EN YÜKSEK SEVİYELERİNDE SEYRETSE DE AÇIKLANAN VERİLER GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR: TÜİK’in açıkladığı mayıs ayı rakamlarına göre enflasyonda yıllık bazda yüzde 73,5 oranında artış yaşandı. Ancak, açıklanan enflasyon oranları son 20 yılın en yüksek seviyelerinde seyretse de açıklanan veriler gerçeği asla yansıtmamaktadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu araştırma birimi olan Kamu-Ar’ın yaptığı araştırmaya göre; mayıs ayı enflasyon oranı yıllık bazda yüzde 159,6 oranı ile üç haneli sayılara çoktan ulaşmıştır. Kamu-Ar verilerine göre, yıllık bazda sebzede yüzde 422,4 meyvede yüzde 243,1 ekmek, pirinç ve un ürünlerinde ise yüzde 139,4 gibi oranlarda enflasyon yaşanmaktadır. Kamu-Ar verilerimiz TÜİK’in verilerine kıyasla, vurdumduymaz AKP iktidarına inandırıcı gelmese de yurttaşlar çarşı pazarda bu gerçeği yaşayarak öğrenmektedir.

MAAŞLARIN ALIM GÜCÜ, GEÇEN YILIN ASGARİ ÜCRETİNİN BİLE GERİSİNE DÜŞMÜŞTÜR: Doğal gaz son 1 yılda sanayide yüzde 601, konutta yüzde 146 zamlanmıştır. Siyasi iktidarın '320 milyar metreküp doğal gaz bulduk' müjdesinden sonra, doğal gaza 13, elektriğe ise 12 kere zam gelmiştir. Kamu çalışanları ve emeklilere ise enflasyon farkı haricinde yüzde 7,5 oranında zam yapılmış, fakat bugün yaşanan enflasyona göre maaşların alım gücü, geçen yılın asgari ücretinin bile gerisine düşmüştür.

SARI SENDİKALAR DA İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DURUMUN BAŞ SORUMLULARINDARDIR: Görevleri aslında, kamu çalışanları ve emeklilerin haklarını savunmak olan; fakat AKP iktidarının emrinde imzaladıkları toplu sözleşme ile kamu emekçilerini, emeklilerini ve halkımızı açlık, yoksulluk ve sefalet bütçesine mahkum eden başta Memur-Sen olmak üzere; adeta bir koalisyon ortağı gibi davranarak o toplu sözleşme masasına oturan ya da bu toplu sözleşme oranlarına ses çıkarmayan, emeği ve emekçileri yalnız bırakan yandaş konfederasyon ve sarı sendikalar da içinde bulunduğumuz bu durumun baş sorumlularındandır. Bu sebeple buradan tüm kamu emekçilerine, iyi niyetle üye bulundukları bu yandaş konfederasyon ve sarı sendikaları sorgulamalarını ve tüm kamu çalışanlarımızı bu karanlık ortamda kendi gelecekleri için emeğin ve emekçinin tek sesi olan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu ve bağlı sendikalarımızda birleşmeye çağırıyoruz.

GERÇEK ENFLASYON ORANIN ÜZERİNDE ZAM TALEP EDİYORUZ: Yaşanan enflasyon oranının dışında, gerçeklere dayanmayan veri oranlarını açıklayan TÜİK’i referans alan hükümet, sözde enflasyon oranında zam yapmaktadır. Sözde enflasyon oranında yapılan zam, eriyen para biriminin sözde telafisidir. Yani zam oranı sıfırdır. Biz tüm emekçilerimiz ve emeklilerimiz için gerçek enflasyon oranının üzerinde zam talep ediyoruz. Ancak bu yapılırsa bir nebze olsun yaşam şartlarımızda iyileşme olabilir diyoruz. Haziran ayına, yine doğal gaza yüzde 30, elektriğe yüzde 15 zamlarla girdik. Geçtiğimiz yıllarda, yılda sadece iki kere gelen zam haberlerinden bile rahatsızlık duymaktaydık. Ancak AKP iktidarı, günlük olarak gelen zam haberlerindense, artık aylık gelen zamlara bile yurttaşları razı etmeye çalışmaktadır. Gelirleri, TÜİK’in çarpıtılmış rakamlarının bile gerisinde seyreden kamu emekçileri günden güne yoksulluğa mahkûm edilmiştir.

AKP'NİN VERİLERLE OYNAMA KABİLİYETİ, İŞSİZLİĞİ VE GERÇEK ENFLASYONUNU ASLA GİZLEYEMEYECEKTİR: Bundan sadece 10 yıl önce en düşük kamu emekçisi maaşı 1000 dolar civarında seyrederken bugün 400 dolar civarına karşılık gelmektedir. Yıllarını eğitime ve ülkemiz çıkarlarına adamış olan kamu emekçilerinin maaşı diğer para birimleri karşısında, yıldan yıla erimiş ve alım gücünü kaybetmiştir. Sürekli geçmişten medet uman AKP iktidarının, bu hesapla en düşük kamu emekçisi maaşını bugünkü döviz kuruyla en az 17 bin liraya çıkarması gerekmektedir. İşsizlik oranları nisan ayında yüzde 11,4 genç işsizlik oranı ise yüzde 22,7 olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 2022 yılı mart ayında bir önceki aya göre 153 bin kişi artarak 3 milyon 894 bin kişi oldu. Ancak bu rakamların ve hesaplama yönteminin de ne kadar gerçeği yansıttığı ayrı bir tartışma konusudur. Yurttaşların yaşam deneyimleri, TÜİK’in açıkladığı işsizlik ve enflasyon verilerinin tam tersini göstermektedir. TÜİK’in açıkladığı her istatistik gibi işsizlik oranları da hayal ürününden başka bir şey değildir. AKP iktidarının verilerle oynama kabiliyeti, işsizliği ve halkın gerçek enflasyonunu asla gizleyemeyecektir.   

BU HALK KAYNATAMADIĞI TENCERENİN, DOLDURAMADIĞI FİLENİN HESABINI SANDIKTA AKP’YE SORACAKTIR: AKP iktidarının uyguladığı politikaların, işsizliği hafifletecek sonuçlar yaratması asla mümkün değildir. AKP iktidarı ülkeyi yönetmeye devam ettikçe, ekonomideki kriz büyümeye, milyonlarca emekçi ise açlığa ve işsizliğe mahkûm olmaya devam edecektir. AKP iktidarının akla ve bilime uygun bir şekilde üretim, yatırım ve düzgün bir para politikası üretmemekteki ısrarı son bulmadıkça, ekonomik krize de hiçbir şekilde çözüm üretilemeyecektir. AKP İktidarı acilen ciddi ve somut adımlar atmalı ve milyonlarca gencimizin, yurttaşımızın işsizlik sorununu çözmelidir. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak bizler, AKP iktidarını; yandaşa, partiliye, mülteciye, akrabaya, haksız bir şekilde ulaşabildiği her yerden maaş alan liyakatsizlere tanıdığı ayrıcalıklardan vazgeçip, ülkesi için mücadele veren kamu emekçilerinin, emeklilerin ve halkımızın sorunları ile ilgilenmeye davet ediyoruz. Aksi halde, sayıları milyonları aşan kamu emekçileri, emeklileri ve bu halk evinde kaynatamadığı tencerenin, pazarda dolduramadığı filenin, çocuğunun cebine koyamadığı harçlığın hesabını sandıkta AKP’ye soracaktır diyoruz.

'HODRİ MEYDAN' DİYORUZ: Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak ‘hodri meydan’ diyoruz. Halkımız, nasıl istibdat döneminde 'Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet' deyip baskının ve zulmün karşısında durduysa, bizler de bugün 'Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz' diyerek, tüm emekçileri, işçileri, çiftçileri ve halkımızı hor gören, aşağılayan, zillet altında bırakan bu baskı rejimine karşı 'Son bulsun teslimiyet, yıkılsın zillet, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın millet' diyerek; mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek ve eninde sonunda mutlaka 'Zafer direnen emekçinin olacaktır' diyoruz."