BDDK kararına göre, 15 milyon TL üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketler bu varlıkları aktiflerinin ya da satış hasılatının yüzde 10'unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamayacak.

Kredi başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönemde net yabancı para pozisyon açığı bulunduğunu belgelendiren şirketler, söz konusu açıkla sınırlı TL ticari kredi kullanabilecek.

Karara göre ayrıca, döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL'yi aşmayan şirketler, kredi kullanım durumunda vade boyunca döviz varlıklarını 15 milyon TL'nin üzerine çıkaramayacak.

Döviz kurlarında ve Borsa İstanbul'daki şirket hisse değerlerinde sert dalgalanmaya neden olan kararın ardından birçok uzman ve kuruluş, kararın olası etkilerine ve şirketlerin olası adımlarına dair araştırma notlarını ve yorumlarını paylaştı.

HANGİ ŞİRKETLER LİSTEDE, FAZLA DÖVİZ NE KADAR?

Sözcü'nün haberine göre, TEB Yatırım tarafından yayımlanan notta, hisseleri Borsa İstanbul'da işlem gören 400'ü aşkın firmanın 58'i, 2022 Mart itibarıyla son 1 yıllık cirosunun yüzde 10'unun üzerinde nakit döviz varlığına sahip. Fazla yabancı para ise 31 Mart itibarıyla 5,6 milyar dolara (91,5 milyar TL) denk.

Enka İnşaat, Turkcell, Ülker, Ford Otosan ve Kardemir, BDDK'nın belirlediği sınırın üzerinde yabancı para varlıklarıyla öne çıktığını aktaran TEB Yatırım, döviz fazlası yurt dışında olabilecek Enka İnşaat hariç bırakıldığında toplam fazla rakamın 2,3 milyar dolara düşebileceğini öngördü.

TEB Yatırım açıklamasında ayrıca sınırlamayı aşıp TL kredi almak için şirketlerin söz konusu fazla döviz nakitleriyle ithalat yapmak, yabancı para cinsi finansal varlık yatırımı yapma, kur korumalı mevduata geçme ya da TL'ye dönüş yapma seçenekleri olduğu belirtildi.

KİMLER ETKİLENECEK?

Yapı Kredi Yatırım, özellikle ithal girdiye bağlı, net işletme sermayesi ihtiyacı yüksek, likit oranı düşük sektör ve şirketlerin karardan en çok etkilenecek gruplar olmasını bekliyor. Yapı Kredi Yatırım araştırmacıları, "Öte yandan, ilgili karar, şirketlerin, yakın vadeli bilançolarında kur korumalı mevduat veya Eurobond yatırımlarının artmasına yol açabilir" diyor.

Banka dışı 35 şirketin en son açıklanan 31 Mart 2022 konsolide finansal tabloları inceleyen uzmanlar, bunların 28 tanesinin BDDK kararı sonrası TL kredi kullanımında doğrudan bir sıkıntı yaşamasını beklemiyor.

EUROBOND VE KKM'YE GEÇİŞ OLABİLİR

İkinci BDDK genelgesinin koşullarına bakıldığında, nakdi varlıklar hesabına yabancı para mevduat, altın, ters reponun dahil olduğunu, eurobond'un dahil olmadığını belirten Tera Yatırım, "Bu nedenle bir miktar paranın Türk eurobond'larına kayabileceğini düşünüyoruz. KKM'nin bellir bir tutarının da yeniden çevrilmesini tercih etmelerini bekleyebiliriz" diyor.

YURT DIŞI İŞTİRAKLER VE TEMETTÜ SEÇENEĞİ

Yabancı para nakdi varlıkların, kredi sınırlamalarına takılmayacak şekilde dönüştürülmesi yönünde ciddi riskler de bulunabilir diyen Tera Yatırım, "Bazı şirketler yurt dışındaki iştiraklere yabancı para varlıklarını aktarabilir, bunun da anlamı hem şirket bilanço hesabından düşme olacağından değerlemelerde düşüş, hem de yurt dışına para çıkışı olması bakımından boyutu olacağından sürekli değişen regülasyonların bunu engelleyici boyuta taşınması ihtimali de var" uyarısında bulundu.

Şirketlerin yabancı para varlıklarını kâr payı olarak dağıtma yoluna da gidebileceğini belirten Tera Yatırım, "Bu her ne kadar yatırımcı açısından cazip görünse de, şirketten para çıkışı demektir ve yatırıma yönlenecek bir kaynağın azalması ve şirketin ekonomi içinde kapladığı alanın azalması şeklinde yansıma gösterebilir. Çünkü bu perspektifte bir temettü dağıtımı şirketin büyümesinden veya kâr artışı sağlamasından kaynaklı değil, varlıkların dönüştürülmesinden kaynaklı olacaktır" dedi.

EN BÜYÜK RİSK BİLANÇO DIŞINA ÇIKIŞ

Ticari faaliyeti için döviz yükümlülükleri bulunan şirketlerin de süreci yönetmekte belirsizliklerle karşılaşacaklarını kaydeden Tera Yatırım, riskleri şöyle sıraladı: "Birçok reel kesim şirketinin üretim ve ihracat yapabilmek için hammaddeye ihtiyacı var ve bunu yurtdışından döviz ile ithal etmek durumunda. Ya ihtiyaçları olan enerji ve emtiayı önden yüklemeli şekilde ithal edecekler, hem girdi sağlamış hem de döviz varlığı azaltmış olacaklar, ancak bunu yaparken de ithalat yığılmasına yol açacaklarından cari açığın artmasına sebep olacaklar. Ya da kredi kullanım şartlarını sağladıktan sonra yeniden dövize dönüp ithal girdi sağlayacaklar, ancak parite farkından dolayı maliyet artışı olacağından satılan mal ve hizmet fiyatlarını artıracaklar, bu da enflasyon kaynağı olacak. İhracatçının temel stratejini zorlayacak çok değişken var görünüyor, bu nedenle dış ticaret tarafından daha zorlu koşullar söz konusu olabilir."