DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Dün darbe destekçisi dediklerinde bir bakıyoruz havaalanında karşılıyorlar. Bir gün 'düşman' dediğiyle ertesi gün sarmaş dolaş oluyor. Türkiye’ye şu an ne yapacağını belli olmayan muamelesi yapılıyor.

“BUNUN ADI OTORİTER YÖNETİMDİR”

Adını doğru koyalım: Bugün otokrat bir ortaklığın iktidarı var. Bunun adı otoriter yönetimdir. Sayın Erdoğan, krizlerin ortağı Bahçeli ve 28 Şubatçı Çin muhibbi Perinçek ile birlikte, ülkeyi görülebilecek en hukuksuz dönemlerden birine sokmuştur.

Benim Dışişleri Bakanı olduğum dönemde olmadığımız masa hemen hemen yoktu. Şimdi olduğumuz masa hemen hemen yok.

Sözümona yeni bir ekonomik uygulama açıklıyorlar. Döviz kurunun düştüğü algısını yaratmak için eş zamanlı gizli gizli Merkez Bankası’nın arka kapısından dolar satıyorlar. Sadece o birkaç gün içerisinde 9 milyar doların satıldığını öğrendik. Bunu gizli saklı yapıyorlar.

“KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR MAALESEF TEKRAR TEKRAR KENDİSİNİ YENİLİYOR”

İlk önce 1 Ocak 2019’da akraba bakanın olduğu dönemde başladılar. 130 milyar doları bu şekilde çarçur ettiler. Bu kötü yola düştü mü, kötü alışkanlıklar kazandı mı bir daha dönüşü olmuyor. Kötü alışkanlıklar maalesef tekrar tekrar kendisini yeniliyor.

Bakıyoruz sabah akşam 'yerli ve milli' masalı anlatıyorlar. İktidar alacağı 3 kuruş için itibarımızı beş paralık ediyor. Biz bu hallere düşecek bir Türkiye bırakmamıştık. Bunlar yerli diye diye en büyük zararı ülkenin yerlisine verdiler. Milli diye diye milli değerlerimizi, itibarımızı yerle bir ettiler. Bu ülkenin dış politikasının başarısı ancak itibardan geçer. İtibarınız yoksa dış politikada başarılı olmanız mümkün değil.

“BU ANAHTAR TAM DEMOKRATİK TÜRKİYE'NİN KAPISINI AÇACAK"

Her gün kendi vatandaşının hakkını yiyen, hukuksuzca davranan bir ülkenin, devletin uluslarası itibarı olmaz. İtibar ancak hukuk devleti olmakla sağlanır.

Bizim yönetimde olduğumuz yani ortak akıl ve istişare ile kararların alındığı dönemde pasaportumuzun bir değeri vardı. İnsanlar, iş insanları Türkiye Cumhuriyeti pasaportu almak için can atıyordu.

Ülkemizdeki tüm sorunların çözümünün, daha çok adaletten ve daha çok özgürlükten geçtiğine inanıyoruz. Türkiye’yi dünyadaki demokratik ülkeler ligine yükseltmekte kararlıyız.

Gelir dağılımında adaletin tesis edildiği, hak ve özgürlüklerin doyasıya yaşandığı bir ülkenin anahtarını cebimizde taşıyoruz. Seçim günü geldiğinde, bu anahtar tam demokratik Türkiye’nin kapısını açacak.

“GENÇLER ÖZGÜRLÜK, ADALET, REFAH İSTİYOR”

Ülkemizi ileriye taşıyacak gençlerin hayalini, başka ülkeler süslüyorsa, bu ülke asla orta gelir tuzağından kurtulamaz. Liyakatin yerini sadakatin aldığı bir ülkede, siz ağzınızla kuş tutsanız başaramazsınız.

Gençler özgürlük istiyor. Gençler adalet istiyor. Gençler refah istiyor. Gençler kaliteli bir hayat istiyor. Gençler liyakate değer verildiğini görmek istiyor. Gençlerin haklı çığlıklarını duyurmaktan onur duyuyoruz.