Adli Tıp Kurumu (ATK) bu kez de Manisa Salihli’de cinsel istismara uğrayan ve öldürülen 15 yaşındaki zihinsel engelli Zehra Çelik ilgili skandal bir rapora imza attı. Kurum verdiği raporda, öldürülen engelli kız çocuğunun “cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğu”nu iddia etti. Çelik’i istismar eden İsmail Karakoç, cinayetten ‘ağırlaştırılmış müebbet’ alsa da istismardan beraat etti.

Salihli’de bundan iki yıl önce, 12 Haziran tarihinde, özel eğitim öğrencisi olan ve tarım işçisi olarak tarlalarda çalışan Zehra Çelik kayboldu. Ailesinin yaptığı başvurunun ardından 13 Haziran 2020’de Çelik’in cansız bedeni, DSİ’ye ait su kanalında bulundu. Ailenin kızlarını suya attığından şüphelendiği İsmail Karakoç, olayın ardından önce gözaltına alındı, sonra da serbest bırakıldı. Bu aşamada olay yerinde keşif bile yapılmadı. Karakoç ile ailesi de ertesi günün sabahında Salihli’yi terk etti ve Gebze’ye taşındı. 1991 doğumlu Karakoç, burada evlenip bir aile kurarken Çelik ailesinin avukatı Ece Çam’ın dosyayı ısrarlı takibi üzerine, soruşturma derinleştirildi. Çelik’in ölümünün üzerinden geçen bir yılın sonrasında İsmail Karakoç ile annesi Gülten Karakoç, 13 Haziran 2021 tarihinde tutuklanabildi. Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Temmuz tarihli iddianamesiyle birlikte İsmail Karakoç’un ‘çocuğu kasten öldürme’, ‘çocuğun nitelikli istismarı’ ve ‘yağma’ suçundan yargılanmasına başlandı. Anne Gülten Karakoç’un da ‘Yardım bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme sonucu ölüme neden olma’ suçundan cezalandırılması istendi.

EVE GELİP NAMAZ KILMIŞ

BirGün'den Uğur Şahin'in haberine göre iddianamede, Çelik ile son görüşen kişi, İsmail Karakoç’tu. Karakoç, soruşturma aşamasındaki ilk ifadesinde, Çelik’i kanalın içerisinde suda çırpınırken gördüğünü söyledi. Verdiği ifadeye göre Çelik’e yardım etmeyen İsmail Karakoç, eve gidip abdest aldı ve namaz kıldı. Karakoç, “Olayın şoku altında olduğum ve yüzmeyi bilmediğim için Zehra’yı kurtarmaya gitmedim. Kendi çabası ile kurtulması için dua ettim. Anneme olanları anlattım” dedi.

İsmail Karakoç, mahkemede yaptığı savunmasında ise olay gününü şöyle anlattı: “700 TL borç para getirecekti. Her zaman buluştuğumuz inşaatta beklemeye başladım. Beklerken Zehra’nın iki defa ‘İso, İso’ diye bağırdığını duydum. Astım hastası olduğum için koşamıyordum, yürüyerek inşaattan çıktım, evlerine doğru bakındım. Sol gözümde problem vardır, iyi göremiyorum, kanala baktığımda Zehra’yı görür gibi oldum ama emin olamadım. Panik yaptım. Zehra’nın Sevgi ile kaldığı odanın camını tıklattım, ‘Ablan nerede’ dedim, o da ‘Senin yanına geliyordu’ dedi. Ben de kendisine yanıma gelmediğini, ‘Zehra’nın sesini duydum, acaba kanala düşmüş olabilir mi?’ dedim. Şoktaydım, eve gittim. Olayın şokuyla 155’i aramak aklıma gelmedi. Kanalın olduğu yer çok dar bir yoldu, Zehra da çok dalgın bir kızdır, ayağı kayıp düşmüş olabilir.”

“Zehra Çelik’in özel eğitim öğrencisi ve yaşının küçük olduğunu bilmediğini” öne süren Karakoç olay anını anlattığı ifadesinde olduğu gibi, cinsel istismara ilişkin de çelişkili beyanlarda bulundu. Karakoç verdiği ifadede, “Ben Zehra ile olan cinsel ilişkilerimizden sonra hamile olup olmadığını soruyordum. Zehra bana hiçbir zaman hamile olduğunu ya da hamile olduğuna ilişkin şüphesi olduğunu anlatmadı” derken mahkemede yaptığı savunmada, “Daha önce Zehra ile cinsel ilişkiye girdiğimi söyledim ancak cinsel münasebetimiz yalnızca öpüşme boyutunda oldu” ifadelerini kullandı.

Karakoç’un annesi, sanık Gülten Karakoç da oğlunun eve geldikten sonra namaz kıldığını doğruladı.

Zehra Çelik’in babası Erdal Çelik ise mahkemede yaptığı konuşmada, “Kızım tarlalarda çalışıp para kazanıyordu. Bir baktık, evde yok. Sevgi, ‘Ablam kanala düştü’ şeklinde sözler söyledi. Kanala doğru koştum. Sanık korkudan titriyordu. Sonra İsmail ve annesi kaçmaya başladılar. Sanıkların suçu yoksa, neden kaçtılar?” diye sorarken kardeşi Sevgi Çelik de “İsmail’in ‘Kanalda ses duydum, ablan yüzme biliyor mu?’ diye sormasından dolayı ablamı kanala itmiş olabileceğini düşünmeye başladım” dedi.

Skandal ise yargılama sürerken mahkemenin Zehra Çelik’e ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan istediği mütalaanın sonrasında yaşandı. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu’na çocuğun bu olayı anlayıp anlamadığını sordu. Adli Tıp, yanıtında mahkemenin sormamasına rağmen ‘rızadan’ bahsetti. Böylece “ölen çocuğun kesin rızasının olduğu” kabul edildi. 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 19 Ocak tarihli raporunda, “Zehra Çelik’in girmiş olduğu cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğu” belirtildi. Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen ve üç doçent, dört profesör bir de adli tıp uzmanı tarafından hazırlanan 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 25 Mayıs tarihli mütalaasında ise Çelik’e daha önce engelli raporu verildiği kaydedilerek, şunlar dile getirildi:

“Kurulumuzun 19 Ocak 2022 tarihli mütalaasında, ‘Adli dosyada kayıtlı bilgiler ve mevcut tıbbi belgeler birlikte değerlendirildiğinde, kişinin ’15 yaşını doldurduktan sonra girmiş olduğu cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın’ hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğunun kabulü gerektiği kayıtlıdır. Kişinin suç tarihi itibarıyla kendisine karşı işlendiği iddia edilen öldürme suçuna karşı beden ve ruh bakımından kendisini savunabileceğinin kabulü gerektiği oy birliğiyle mütalaa olunur.”

İSTİSMARDAN BERAAT ETTİ

Çelik’in öldürülmesi ve cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin dört duruşma yapılırken Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, kararını 7 Ekim’de verdi. Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme, Adli Tıp Kurumu’nun raporu doğrultusunda, İsmail Karakoç’un cinsel istismardan beraatına hükmetti. Mahkeme, sanık Karakoç’un bilinmeyen nedenle çıkan tartışma sonrasında Çelik’i su kanalına attığını belirterek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, sanık Karakoç’un pişmanlık göstermediğine vurgu yaparak, cezada indirim yapmadı. Oybirliğiyle alınan kararla, sanık Karakoç, ‘yağma’ suçundan da beraat ederken, anne Gülten Karakoç’un da ‘Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi’ suçundan beraatına hükmedildi.

RAPOR FACİA NİTELİĞİNDE

Kararı istinafa taşıyacaklarını aktaran Avukat Ece Çam, Adli Tıp Kurumu’nun raporu için, “Doğrudan sanığı aklamak için hazırlanmış, facia niteliğinde bir rapor” dedi. Dosyanın ilk etapta ��boğulma’ olarak kapatılmaya çalışıldığına ve diğer şüphelerinin araştırılmadığına vurgu yapan Av. Çam, Çelik’in engelli olduğunun raporla sabit olduğu ve bu yüzden aynı rahatsızlığa sahip kardeşlerinin ifadesinin alınamadığını söyledi. Adli Tıp Kurumu’nun raporuyla, “engelli çocuğun rızasının kesin olarak var olduğu” ve “öldürmeye karşı kendini savunabilecek durumda olduğunun” öne sürülmesine tepki gösteren Av. Çam, “Ölen bir çocuğun rızasının olduğu kabul edildi” ifadesini kullandı. Av. Ece Çam, şöyle devam etti: “Adli Tıp tarafından hukuka aykırı ve sanığı aklamaya yönelik bir rapor verilmiştir. Oysa bu rapor, mutlaka çocuklarla konuşularak verilmesi gereken bir rapor. Engelli olduğu için ifadesi alınsaydı bile, rızası geçerli olmayacaktı. Hayatta olmadığı için hiç ifadesi alınamayan çocuğun istismar eylemine karşı rızasının kesin olarak var olduğunun kabulü yönünde verilen rapor faciadır. Bu rapor doğrultusunda, sanığa engelli çocuğa karşı gerçekleştirdiği ‘cinsel istismar’ suçundan beraat kararı verildi.”

İsmail Karakoç’un defalarca Zehra Çelik’ten şantajla para istediğini kaydeden Av. Çam, şöyle konuştu: “İsmail isimli şüpheli, engelli olduğunu bildiği Çelik ile iki yıldır cinsel ilişkiye girdiğini, ayrıca oldukça yoksul bir ailenin altı engelli çocuğundan biri olan ve tarlada günlük 100 TL yevmiye ile çalışan Çelik’ten on bine yakın para aldığını anlatmıştır. Olay günü kimlerin yardım ettiği araştırılamamıştır. Adli Tıp Kurumu’na kesinlikle maktulün cinsel istismar olayına rızası olup olmadığı sorulmadı. Duruşmada dinlenen maktulün aynı derecede engelli kardeşlerinin, engelleri nedeniyle ifadelerinin alınamaması durumu, maktulün son engelli raporu ile öldüğü güne kadar nasıl bir gelişme sağladığının Adli Tıp Kurumu’nca neye göre tespit edildiğinin sorulması taleplerimiz, mahkemece gerekçesiz olarak reddedilmiştir.”

"KENDİMİZİ KAYBETTİK"

Baba Erdal Çelik, BirGün’e yaptığı açıklamada, İsmail Karakoç’a ‘cinsel istismar suçu’ndan beraat verilmesine tepki gösterdi. “Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporu kabul etmiyoruz” diyen Baba Çelik, “Ben 2-3 senedir kendimi kaybetmiş haldeyim. Adalete güveniyorum ve sanık Karakoç’un en ağır cezayı almasını istiyorum” ifadelerini kullandı.