TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bugün Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Görüşmelerde basın kartıyla ilgili yaşanan sorunları gündeme getiren CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şunları söyledi:

“ŞİRKETİN YÖNETİMİNE GİRENLERİN TAMAMI FETÖCÜ OLARAK YARGILANMIŞ”

“Basın kartının sadece rengini değiştirmediler. Sarı basın kartını turkuaz yaptılar ama asıl yaptıkları istediklerine basın kartını verdikleri ve gerçekten gazetecilik yapan ancak muhalif duruşlarıyla bilinen ya da değişik nedenlerle fişlenen kişilerin basın kartları Türkiye’de ne yazık ki verilemiyor.

Somut bir örnek vermek istiyorum. İzmir’de 27 Temmuz’da çıkan kararnameden önce kapatılan bir gazete var, adı Son Dakika gazetesi. Bu gazete 14 Haziran 2011 tarihinde 50 bin lira sermayeyle Saygılı ve Gökhan Karaca tarafından kurulmuş. Gökhan Karaca’nın şu anda içeride yatan, FETÖ’den dava edilmiş ve hapis cezası almış Karaca ile ne ilgisi var bilmiyorum ama Saygılı’nın kurduğu yönetim kurulunda hisseler Metin Kocakurt’a devredilmiş. Sonra Metin Kocakurt, Mehmet Kocakurt, Selçuk Sarıkaya diye yönetim kurulu üyesi buluşmuş. Şirketin yönetimine girenlerin tamamı FETÖ’cü olarak yargılanmış ve Kocakurt’un bir ağabeyi de kaçak olan FETÖ’nün dünya imamlarından Barbaros Kocakurt. Bu kişi 2014 yılında yurt dışına kaçtı ve halen aranıyor.

“CAMİYİ SAYIN CUMHURBAŞKANINA TÖRENLE AÇTIRDILAR. CAMİYİ AÇANLAR BABA OĞUL FETÖ’DEN DEĞİŞİK GÖZALTINA ALINIP İFADE VERDİLER”

Son Dakika gazetesi, burada çalışan arkadaşlarımız ve sadece gazeteci oldukları ve iş buldukları için çalışan arkadaşlarımız cezalandırılırken; bu Saygılı ailesi, Ege Üniversitesi’nin geçmişte atanmış, FETÖCÜ olarak bilinen ve firar eden Cüneyt Hoşcoşkun’un arsasında bir cami inşa ettiler. Cüneyt Hoşcoşkun Ege Üniversitesi’nin arazisini verdi ve temel attılar. Ne yazık ki 30 milyona mal olan bu güzel görkemli camiyi de Sayın Cumhurbaşkanı’na törenle açtırdılar. Bu camiyi açanlar baba oğul FETÖ’den değişik nedenlerle gözaltına alınıp ifade verdiler. FETÖ Borsası adlı kitapta isimleri var.

Bu kişiyle ilgili hiçbir cezai işlem yapılmadığı gibi pasaportu da kendisine teslim edildi ve Saygılı artık bugün pasaportuyla yurt dışına çıkabiliyor. Ama ne yazık ki Son Dakika gazetesinde çalışan 10 arkadaşımız basın kartı alamıyor. Basın kartı hakkını kaybettirdiler ve bu 10 arkadaşımız için sakıncalı diye İletişim Başkanlığı’ndan başvuruları bile yapılamıyor.

Pek çok arkadaşımız, basın kartını kimlik olarak kullanan insanlardır. Şunu duyuyorum ve çok üzülüyorum. Eğer doğruysa bu uygulamanın hemen durdurulmasını talep ediyorum. İletişim Başkanlığı’na göreve başlayan kişilerin bazı memur, işçi her ne olursa olsun İletişim Başkanlığı’nda çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra basın kartını cebine koyduklarını duyuyorum. Ama basın kartı gazetecilerin kullanacağı, kendilerini tanıtacağı bir kimlik kartıdır. Bu kimlik kartının herkese verilmesini de doğru bulmuyorum.”