Atakum Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) iş birliği ve British American Tobacco (BAT) katılımıyla, ‘Aşağı Kızılırmak Havzasında Sürdürülebilir Su Yönetimi Paneli’ düzenledi. 

Belediye tarafından Hasan Ali Yücel Gençlik, Bilim ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘Aşağı Kızılırmak Havzasında Sürdürülebilir Su Yönetimi Paneli’ne; Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, ÇMO Samsun Şube Başkanı Kübra Küçük, ziraat mühendisliği öğrencileri, öğretim görevlileri ve yurttaşlar katıldı. 

İki bölümden oluşan panelde; Atakum Belediyesi Başkan Yardımcısı Atilla Küçükala ve ÇMO Samsun Şube Başkanı Kübra Küçük kolaylaştırıcı görevini üstlenirken, ‘Yerel Yönetimlerde Su Yönetimi’ başlığıyla 19 Mayıs Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Tolga Erel, ‘İklim Değişikliğinin Suyun Geleceğindeki Yeri’ başlığıyla Atakum Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü ve Çevre Mühendisi Özcan Çoluk ‘Suyun Önemi ve Yönetimi’ başlığıyla BAT Sürdürülebilirlik Müdürü Kübra Küçük, ‘Verimli Sulama Teknikleri ve Tarımda Dijitalleşme’ başlığıyla ise Ziraat Mühendisi Alihan Hikmet Bayram sunum yaptı. 

Panelin açılış konuşmasını yapan ÇMO Samsun Şube Başkanı Kübra Küçük, “Su bizim için gerçekten değerli ve önemli bir konu. ‘Çevre hayattır’ derken bunun en önemli parçası sudur. Bugün gelirken pazarın önünden geçtik ve oradaki ürünleri gördük. Ama suyumuz olmazsa çok yakın bir gelecekte bu pazarı belki bulamayacağız. Çocuklarımız bile değil, belki biz bu ürünleri göremeyeceğiz. Çünkü suyumuz hızla tükeniyor ve kirleniyor. Bunun için de burada belki küçük önemler gibi görünen ama ileride büyük etki yaratacak farkındalıklar oluşturmaya çalışıyoruz. Su ve çevre her zaman hayattır. Bunu korumak için de mücadele ediyoruz” dedi.

Su yönetiminde yapılacak çalışmaların, önerilerin ve eylemlerin kırsal kalkınmaya da destek sağladığını kaydeden Atakum Belediyesi Başkan Yardımcısı Atilla Küçükala, şöyle konuştu:

“MERALARIN KORUNMASI SU KADAR ÖNEMLİ”

“Kızılırmak ve Yeşilırmak havzalarının ortasında kalan bir alanda bulunduğumuzu belirterek bir gazetecinin bahsettiği ‘Kuzeyin Mezopotamyası’ benzetmesini çok doğru ve güzel buluyorum. Havza yönetimi içerisinde sadece su yönetiminin yeterli olmayacağını, diğer sosyal, kültürel, teknik, tarım, hayvancılık ve mera yönetimi gibi alanların da olması gerektiğini savunuyorum. Günümüzde meraların birkaç çalı örtüsüyle kaplanmasıyla hemen komisyonlar tarafından mera vasfından çıkarıldığını görüyoruz. Komisyonların daha duyarlı olmaları gerekiyor. Meralardaki örtülerde aslında yem değeri yüksek bitkilerin var olduğunu ancak çalılaşmayla son dönemde yeterli kullanılmadığı için bu hale dönüştüğünü biliyoruz. O yüzden meraların da suyun korunması kadar önemli olduğunu düşünüyorum.”

Dünyada suyun azaldığını vurgulayan 19 Mayıs Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Tolga Erel de şunları söyledi:

“BUGÜN KORUMAZSAK 10 YIL SONRA SUYA MUHTAÇ KALACAĞIZ”

“Dünyada su azalıyor. Bundan 10-15 yıl önce Türkiye için dünyadaki su zengini ülkelerin arasında ilk 10’a giriyor ancak bir yanda da su fakiri ülkeler arasında da varız denildiğinde çok garip geliyordu. Bunun sebebi şu; evet su kaynaklarımız fazla, üç yanımız denizlerle çevrili, içilebilir su kaynaklarımız da fazla ama ne yazık ki bu varlıklara sahip çıkamıyoruz, kirletiyoruz ve düzenli bir şekilde koruyamıyoruz. Tabii ki bu konuda hükümetin de bir programı olmalı ama her birimiz bu çabayı göstermediği takdirde gelecek yıllarda su fakiri ülkeler arasında çok daha üst sıralara çıkacağımızın korkusu içerisindeyim. Dünya genelinde suyu korumak için çalışmaları bugün yapmazsak 10 yıl sonra biz suya muhtaç halde kalacağız.”

Küresel ısınmanın etkilerinden bahseden ve su kaynaklarıyla ilgili rakamlar paylaşan Atakum Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü, Çevre Mühendisi Özcan Çoluk ise şunları aktardı:

“SU FAKİRİ OLMA YOLUNDAYIZ”

“Geçtiğimiz yüzyılda insani su tüketim hızı, nüfus artışından iki kat daha fazla arttı. 2030 yılında 100 milyon nüfusa ulaşacağımız hesaplanıyor. Şu anda bir yılda kişi başına düşen su miktarı bin 500 metreküp. Bu sayının bin 120 metreküpe düşeceği öngörülüyor. Sonuç olarak, su fakiri olma yolunda devam ediyoruz. Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadele için 2022 yılında 189 milyar dolar ayrıldı. Bu da sadece durdurabilmek için. Dünyanın yüzde 70’i suyla kaplı, yüzde 2.5’u kullanılabilir ancak onun içinde de yüzde 1’i tatlı ve içilebilir su. Suyun yüzde 90’ı buzullarda ve yeraltı sularında, ulaşılması da zor. Görünürde çok su var ama nasıl kullanabileceğimiz ayrı bir konu. Dünya suyunun hepsini 5 litrelik bidona doldursak tüm insanlığa düşen yemek kaşığı kadar su.”

‘Verimli Sulama Teknikleri ve Tarımda Dijitalleşme’ başlığıyla sunum yapan Ziraat Mühendisi Alihan Hikmet Bayram da sulama ve kuraklığa dair bilgi vererek, şunları dile getirdi:

“SUYUN ETKİN KULLANIMI HEPİMİZİN İHTİYACI”

“Kuraklık bazı bölgeler için normaldir. Bazı yerlere ait bir özelliktir ama Rize gibi illeri kuraklıkla bir arada tutamayız. Bitkinin çimlendiği zamanda tükettiği su miktarıyla çiçeklenme zamanındaki aynı değil. Bu yüzden suyun doğru kullanılmaması da bir israf. Biz ihtiyacımız olan arzı, talebi karşılayacak girdileri doğru yönetmeliyiz. Buradan tasarruf da başlıyor. Biz su zengini bir ülke değiliz, mevcut olan suyu efektif kullanmak zorundayız. Suyun etkin kullanımı hepimizin ihtiyacı.”

“YÜZDE 27 TASARRUF EDİLDİ”

BAT Sürdürülebilirlik Müdürü Gurur Asi, “Atık, atıkların geri dönüşümü, suyun geri kullanımı, su tüketiminin ve karbondioksitin azaltılması başlıklarında çalışmalarımız sürüyor. Samsun fabrikası da 2017’yi temel alarak şu ana kadar su tüketiminde yüzde 27 azalış elde etti. Bu önemli bir rakam. 2025 yılındaki hedefimiz ise yüzde 35” diye konuştu.