Artvin otopark önünde dün yapılan basın açıklamasına Artvin Kadın Dayanışma Platformu’nun yanı sıra; Eğitim-Sen, CHP, Sol Parti, Halkevleri, Artvin Barosu, DİSK ve Artvinli kadınlar katıldı.

“TARİKATLAR VE CEMAATLAR KUTSAL OLUŞUMLAR OLSAYDI BİR ZAMANLAR YERE GÖĞE KONULMAYAN FETÖ CEMAATİ DAHA SONRA BU ÜLKENİN EN BÜYÜK TEHLİKESİ OLARAK BİR DARBE GERÇEKLEŞTİRMEZDİ”

Artvin Kadın Dayanışma Platformu üyesi Nurcan Ay Katırcı yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bugün buraya Artvin Kadın Dayanışması’nın çağrısına kulaklarını tıkamayıp gelen değerli dostlarımız hepinize hoş geldiniz diyerek basın metnine geçmek isterdim. Ama biliyorum ki hiçbiriniz hoş gelmediniz, hoş gelecek bir hal bırakmadılar bize. Ülkenin gerçekleri bu kadar acıtırken hepimizi ve hiçbirimiz hiç bir yerde hiç bir zaman hoş gidemiyor. Bu ülkede her gün yaşanan acılar sebeplerle bir günümüzü dahi yüreğimiz acımadan gidemiyoruz. Dünyanın neresinde her güne ya bir kadın cinayeti ya da bir çocuk istismarı haberiyle uyanıyor insanlar. Varsa da bizden farklı değiller, bizim gibi iyi değildirler. Evet, iyi değiliz toplum olarak iyi değiliz. Günün her saati bir kadının cinayete kurban gittiğini bilerek, bir çocuğun canının yandığını bilerek, bir köpeğin eziyet gördüğüne tanıklık ederek ağaçlara, ormanların talanına tanıklık ederek yaşatamazsınız bir toplumu. Biz bugün burada böyle yaşamak istemiyoruz diyenler olduğumuz için geldik. Kimsenin dini yaşama şeklini inancını, inancının derecesini, inancı gereğince yaptıklarını sorgulamıyoruz, yargılamıyoruz. Bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Çünkü kendisine tarikat diyen bir topluluğun çocuğa ve çocuklara yaşattıklarına karşı gelmek, dini hassasiyetlere yapılan bir saldırı değildir. Çünkü adına tarikat denen şey bu dinin kutsal malı değildir. Tarihin hiçbir döneminde de olmamıştır. Bu dinde kutsal olan tek bir şey vardır. O da Kuranı kerim ve onun söyledikleridir. Tarikatlar ve cemaatlar kutsal oluşumlar olsaydı bir zamanlar yere göğe konulmayan Fetö cemaati daha sonra bu ülkenin en büyük tehlikesi olarak bir darbe gerçekleştirmezdi.

“ARKANIZDAKİ İKTİDAR GÜCÜNÜ KAYBETTİĞİNİZDE İLK BU ÇOCUKLAR KARŞINIZA DİKİLECEK VE SİZDEN HESAP SORACAK”

Bu ülke sizin babınızın tarlası değil istediğiniz gibi sürüp ekemeyeceksiniz. İhtiyaç duydukları için size muhtaç oldukları için yurtlarınızda kalmak zorunda kalan o çocukların, o gençlerin sizlere karşı ne hissettiklerini bizler yakından biliyoruz, görüyoruz. Zorla vermeye çalıştığınız, dini eğitimlerde çocukların içindeki din sevgisini dahi yok ederken bu çocukların neler hissettiğine bizler tanığız. ‘Hocam ne olur beni oradan kurtarın’ diyen kaç öğrenciye tanık oldu bu kulaklarımız biliyor musunuz? Zannetmeyin ki dindar bir nesil yetiştiriyorsunuz, yarın arkanızdaki iktidar gücünü kaybettiğinizde ilk bu çocuklar karşınıza dikilecek ve sizden hesap soracak. Daha belki de kaç çocuk çıkacak 6 yaşında bunları ve daha fazlasını yaşamış olan. Hepsi karşınıza dikilip hesap soracak sizlerden. Biz bu ülkenin vicdanlı ve cesur insanları olarak en güçlü olduğunuz zamanda bile karşınıza dikilip hesabı sormak için buradayız.

“BUGÜN SESİMİZİ YÜKSELTMESEK YARIN İRAN’DA YAŞANANLARIN BİR BENZERİNİ YAŞAYACAĞIMIZ GERÇEĞİNİ BİLİYORUZ”

Çünkü o kirli eller bugün en yakınınızdakine uzanırken yarın bir gün bizim çocuklarımıza da uzanma cüretini gösterecek. Biliyoruz bugün sesimizi yükseltmesek yarın İran’da yaşananların bir benzerini yaşayacağımız gerçeğini biliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 Eğitim yılı okullaşma istatistiklerine göre; ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu eğitimin dışındadır. Açık öğretimde okuyan kız çocuğu sayısı ise 636 bin 272 olarak belirtilen istatistikler toplamda 1,5 milyona aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığını göstermektedir. Bu rakam korkunç bir rakamdır. 21. yüzyıl Türkiye’sinde bu rakam inanılması zor bir rakamdır. Bizler 4 artı 4 artı 4 sisteminin böyle bir sonuç doğuracağını hep söyledik ve sonuç ortada. Eğitime devam edemeyen kız çocukları şiddet istismar riski altında yaşamlarını sürdürmekte. Çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadırlar.

“İDDİANAMEDEKİ KİŞİ VEYA KİŞİLERİ DEĞİL DE BUNU ORTAYA ÇIKARAN GAZETECİYİ LİNÇ ETMEKTEKİ AMACINIZIN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Bu çocuklara şu anki teknolojiyle ne kadar zor olabilir ki ama biz kız çocuklarının eğitim dışına atılmasındaki niyeti biliyoruz. Dün küçüğün rızası var deyip susturduklarını zannedenle bugünse olay kişileri bağlar aile içi bir olay bunu neden bu kadar büyütüyorsunuz diyerek bizi haksız konuma düşürmeye çalışıyorlar. Çünkü daha yapacakları şeyler var. Bu ağıza almaya imtina ettiğimiz olayı ortaya çıkaran gazeteci Timur Soykan için yargılansın diyenlerin korkularının ne olduğunu çok iyi biliyoruz.

“BU ÜLKEDE DİN İSTİSMARCILARINDAN KURTULUŞUMUZUN TEK YOLU, LAİKLİK BİR ANLAYIŞI YENİDEN HÂKİM KILMAKTIR”

Tüm bunların yaşanmaması, ülkede herkesin inancını en doğru şekliyle yaşamasının, inanmayanın da eşit koşullarda yaşamını sürdürmesinin tek güvencesi vardır o da laikliktir. Ulu önderimizin bu gerçeği yıllar öncesinden görmüş ve tarikatları tekkelerin amacından saparak nasıl insanların dini duygularını sömürdüğünü, gücün nasıl kendi istekleri şeklinde kullandığını fark etmiş ve bu oluşumları kapatarak dini bu istismarcıların elinden kurtararak bireyin kendi iradesine bırakmıştır. Bizim bu noktada bu ülkede din istismarcılarından kurtuluşumuzun tek yolu, laiklik bir anlayışı yeniden hâkim kılmaktır.

Bugün buradan bir kez daha cesaretle haykırıyoruz. Tarikatlar ve cemaatler kapatılsın çünkü biz çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz, laiklikten asla ve asla vazgeçmeyeceğiz.”