Bülent Arınç'tan yine şimşekleri üzerine çekecek açıklamalar geldi. Arınç'a Ankara'da katıldığı “Olağanüstü Hal Hukuku” panelinde 15 Temmuz soruşturmaları kapsamında tutukluluğu devam eden askeri öğrencilerle ilgili düşünceleri soruldu. Bülent Arınç şunları söyledi:

- Çok samimi olarak söyleyeyim, ben 15 Temmuz’dan sonra, 2016’dan sonra çıkanları, helikopterleri, tankları, ateş edenleri, talimat verenleri görünce, ben bu işin sivil tarafında olacağım diye söz verdim.

- Yani sizden özür dileyerek söylüyorum, bu bir tercihtir. Sizin söyledikleriniz, erler, öğrenciler vs. onlar da nihayet bir askeri grubun içindedir. Peki onlardan haksızlığa uğrayan yok mudur? Elbette vardır, hem de fazlasıyla vardır.

- Sadece bir misal vereyim, Manisa’dan hemşerim olduğu için söylüyorum. Tuğgeneral bir arkadaşımız. Olay şu: 15 Temmuz günü izinden dönüyor, genelkurmay karargahında görevli bir kardeşimiz. 15 Temmuz’da göreve başlıyor, imzalaması gereken, bakması gereken dosyalar yetişmediği için akşam 7-8 civarına kadar Genelkurmay’da kalıyor.

- Ondan sonra dışarıdan bir hareketlilik, dışarıdan gelenler, içeriden gelenler, bunu da içeride buluyorlar alıyorlar ve müebbet hapis aldı. Kast unsuru dediğim şey bu. Maddi unsurlarla birlikte düşünülmesi lazım. Fakat ben bununla doğrudan ilgilenemedim, sadece babası ve kardeşi geldiği için onlardan dinledim. Yine buna benzer şeyler olabilir.

- Fakat genel olarak baktığım zaman, özellikle emir komuta zinciri içinde görev alanların bu işe ne kadar karıştığını adaletin çok daha dikkat etmesi gerekir. Çok yakından ilgilendiğim bir mesele. 66 öğrenci askeri öğrenci için sevindim. Sevindim çünkü bunlar 6 senedir içeride kalmışlar. Ve zaman zaman anneleri bana telefon ediyordu. Ben de onlara açık yüreklilikle söylüyordum.

- Prensimi bozdurmayın bana, bu konuyu zaten avukatlar takip ediyor. Şimdi geriye kalanlar var. Bunların tahliye olmalarından bile memnun olmayan bir çevre. Aslında şu kadardırlar. Bunların bir iki tanesi meşhur gazetelerin köşelerindendir. Bunlar benimle de kavgalı oldukları için ben artık onların yemek yemelerini bile takip ediyorum.

- Şimdi İzmir’de bir savcı mütalaa vermiş. Efendim savcı nasıl böyle bir mütalaa verebilir, kamikaze savcı. Dikkatimi çekti ne yapmış bu savcı diye. Örgütü tarif etmiş ve belli bir kişi için tahliye istemiş, mahkeme tahliye kararı vermiş nihayetinde. Vay bu savcı bunları nasıl söyler nasıl söylemez, ben meseleyi büyütüyor bunlar, arkasından bir şey gelecek diye bekliyorum. Arkasından beklenen geldi. Nereye gitti adam, önce açığa alındı, şimdi hakkında teftiş açılıyor.

- Şimdi I. L. Diye bir isim yazılı orada. Allah Allah bu I. L. Kim dedim, Manisa’dan bir hemşerim çıktı. Manisa’dan çıkan bu hemşerimin avukatlığını bilirim, ondan sonra hakimliğe geçmişti. Abisi diş hekimidir ve halen de Ak Parti’nin il Başkan Yardımcısı’dır. Ailenin tamamını tanıyorum, hepsi de geçmişte beraber siyaset yaptığım insanlar. Ne olacak, bu çocuk ‘fetöcü’ mü oldu şimdi? Ya mütalaa veriyor, mütaalasında diyor ki tahliyesi gerekir. Türkiye’nin nüfusunun 3,5 milyonunu terörist yapan başka bir anlayış yok dünyada. Bu kadar basit bir şey. Ama maalesef tahliye görüşünde olup da muhalif kalan bir üyenin Manisa’dan Batman’a ertesi gün gönderildiğini bilirim.

- O kendilerini ‘fetöcü düşmanlığına’ adadığını söyleyen, aslında cebindeki dolan parayla yazı yazabilen bu insanlar yanlış yapıyorlar, kötülük yapıyorlar. İnsanların özel hayatına da giriyorlar. Şimdi askeri öğrencilerin meselesi bugünün sorunu değil. Ben üç seneden beri annelerin gözyaşı döktüğünü biliyorum. Mahkemeler vermemiş tahliye ya da beraat kararı. En son Yargıtay’ gitmiş. Yargıtay da incelemiş incelemiş, bunlar tamam şöyledir demiş, bunun karşısında ancak selam durulur, şapka çıkarılır. Ama buna rağmen bunu hazmedemeyenler var.

'Hukuk siyasetin köpeğidir' diyen anlayışın sonuçları
- Şimdi bu anlayış bence, hukuk siyasetin köpeğidir, diyen bir anlayışın sonuçları. Hukuk siyasetin köpeği olamaz. Hukuk hukuktur. Hukuk siyasetin emrinde bir araç değildir, hele hele tasmalı bir hayvan da değildir. Bu anlayış ben hukuka istediğimi yaptırım anlayışıdır, bunun arkasında da gidenler vardır.

- Şunu söyleyeyim ben gönlüm haksızlığa uğramış, sivil asker kim varsa onun yanındayım. Ben konuşan insanlarda da sadece hakikati ararım. Ben hakikati arayan bir insanım. Kim doğruyu söylüyorsa hangi partidendir hangi görüştendir hangi mezheptendir bakmam. Siz de öyle yapın lütfen, yapıyorsunuzdur da.

Bazı gazetelerde özel görevli insanlar...
- Bu gazetelerde bu insanlar gazetelerinin tirajlarını kırkta bire düşürmüş olmasına rağmen özel görevli insanlar. Bunları kullanan insanlar var. Bunlar eskiden fetö zamanında emniyetten istihbarat alıyorlardı. Şimdi başka yerden alıyorlar, nereyi kast ettiğimi herhalde anlamış olacaksınız. Onların verdiği yalan yanlış bilgilerle insanları öldürmeye azmediyorlar.

- Yahu seni bir odaya kapatayım, karanlık bir oda olsun, ve altı saat burdan çıkmayacaksın diyeyim, altı saat sonra seni çıldırmış olarak bulurum. Bazılarına verdiğim örnek bu. 3 kere 6 18, 2 binden günden bahsediyoruz. 2 bin günden beri hücrede olup da ondan sonra pardon denilen insanlar var. Ağırlaştırılmış müebbetten 1 sene 8 aya düşen insanlar var. Ayıp olmasın canım, bu kadar da yatırdık adamı, hiç olmazsa bunu verelim diye.

- Adli yargılamalarda da her şey olabilir. İnşallah sevdiklerinize kavuşursunuz. Allah kolaylık versin.