Avrupa Parlamentosu'nun (AP) yıllık Türkiye Raporu, dün oylama öncesi Strasbourg'daki genel oturumda tartışmaya açıldı. Türkiye raportörü Nacho Sanchez-Amor, konuşmasında, HDP’nin kapatılması halinde Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin devam edeceğini düşünmediğini söyledi. Türkiye'de demokratik standartlardaki gerilemenin kasıtlı şekilde yapıldığını ileri süren Amor, "Türkiye'de insanlar demokratik umutlarının bitmek bilmez bir otoriter sarmalda yok olup gittiğine tanık oluyor" ifadesini kullandı.  7 Haziran Salı günü Avrupa Parlamentosu genel kurulunda oylamaya sunulacak raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

'EKONOMİK DURUM KAYGI VERİCİ'

Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı alanlarında elle tutulur ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor. Bu olmadan da AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlama şansı olmadığı mesajı veriliyor.
Gereken reformlar konusunda siyasi iradenin bulunmadığı ifade ediliyor.
Raporda Türkiye'deki mevcut ekonomik durum "kaygı verici" olarak tanımlanıyor.

Cumhurbaşkanlığının bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve İstatistik Kurumu gibi kurumlara müdahale ettiği belirtiliyor ve bu kurumların bağımsızlığının AB üyeliği için vazgeçilmez kriterler olduğu hatırlatılıyor.
Hukuksal güvenliğin olmaması yabancı yatırımları ciddi biçimde tehlikeye sokabileceği ifade ediliyor.

"MÜZAKERELER ASKIYA ALINSIN'

Geçen yıl olduğu gibi bu yılda raporda üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması isteniyor.

Türk hükümeti, "Osman Kavala davasında AİHM kararına açıkça meydan okuyarak, AB üyelik sürecini yeniden başlatma emellerini kasten imha etmekle" suçlanıyor.

Türkiye ve AB'nin, üyelik sürecine paralel olarak, üst düzey diyalog ve modernleştirilmiş bir anlaşma vasıtasıyla, "demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı koşullu, yeni, dengeli ve mütekabiliyet ilkesine dayalı ortaklık" arayışına girmeleri isteniyor.

Türkiye için "ekonomik ve stratejik planda önemli ortak" ifadesini kullanan rapor; ticaret, göç, kamu sağlığı, iklim, ekolojik dönüşüm, güvenlik ve terörle mücadele gibi müşterek çıkar alanlarında Türkiye'yi "önemli bir komşu" olarak tanımlıyor.

'AB'NİN DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKASINA EN UZAK ÜLKE

Dış politikaya geniş yer ayrılan raporda, Ankara'nın, aday ülkeler arasında AB'nin dış ve güvenlik politikasına "en uzak ülke" olduğu belirtiliyor.

Türkiye ve AB'nin Kafkasya, Suriye, Irak ve Libya politikalarının "çeliştiği" not ediliyor. Ankara'nın Suriye ve Irak topraklarındaki askeri operasyonları kınanıyor.

Ukrayna'ya desteği için Ankara'ya teşekkür ediliyor ancak Rus yöneticiler ve Rus oligarkları hedef alan yaptırımlarla ilgili tutumunu gözden geçirmesi ve Rus sermaye ve yatırımları için "sığınak olmayı bırakması" isteniyor.

'KIBRIS'TA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM OLMAZ'

Raporda Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile "tam dayanışma" mesajı verilirken, Ankara'ya da "Kıbrıs'ta iki devletli çözüm önerisinden vazgeç" mesajı veriliyor.

"ERMENİ SOYKIRIMI'NI TANIMA ÇAĞRISI"

Ankara'ya bir kez daha "Ermeni soykırımını tanı" çağrısında bulunulurken, Erivan ile Ankara arasındaki son zamanlarda yürütülen diyaloğun olumlu görüldüğü de belirtiliyor.

"GÖÇMENLERİ SİYASİ MALZEME OLARAK KULLANMAYIN"

Göç ve sığınmacılar konusunda işbirliğinin devamını savunan rapor, bu alanda Mart 2016'da imzalanan siyasi deklarasyona iki tarafın da saygı duymasını istiyor ve Türkiye'ye yönelik göç baskısını anladığını belirtmekle birlikte, Türk hükümetinden göçmenleri "siyasi malzeme" olarak kullanmamasını istiyor.