Ali Rıza Güngen'in Gazete Duvar'da yayımlanan yazısı şöyle:

Altılı Masa’nın geçtiğimiz hafta açıklanan anayasa değişikliği teklifi sonrası restorasyon projesinin diğer ayaklarının nasıl biçimleneceği belirsizliğini bir süre daha korumaya devam edecek. CHP’nin vizyon belgesi bu bağlamda çok sayıda aktöre yönelik mesaj niteliği taşıyor. İçerideki yerleşik sermaye gruplarına CHP projesiyle kendilerinin talepleri arasında bir açı kalmadığını gösteriyor, uluslararası sermayeye Türkiye’nin yapısal krizden çıkabileceğini ve kendilerinin yüksek getiri elde edebileceği bir çerçevenin mümkün olduğunu hatırlatıyor, muhalefetten sosyoekonomik bir çerçeve bekleyen geniş toplum kesimlerine bu hazırlığın tamamlanmak üzere olduğunu göstermeye çalışıyor.

Vizyon belgesinde yüz yıl dönümünün kurumsallaşma ve kalkınma vurgusuna, yeşil dönüşüm ve sınai değişim eklenmiş durumda. Kemal Kılıçdaroğlu’nun altını çizdiği siyaset üstü güç birliği vurgusu, vizyon belgesinin siyasi niteliğini görmeyi engellememeli. CHP yerleşik ve sermaye gruplarının tercih ettiği bir krizden çıkış stratejisini eksiksiz uygulayabileceğini iddia ediyor. CHP içi tartışmaları ve CHP hazırlığını takip edenler için (hatta etmeyenler için dahi) önemli bir sürpriz bulunmuyor.

Toplantı sırasında yapılan kredi bağımlılığı, düşük teknoloji seviyesi, sermaye girişlerine bağımlı büyüme temposu gibi temel tespitler yeni değiller. Verimli ve kaliteli büyümenin temel etkenleri konusunda yapılan vurgulara katılanların vizyon belgesinin öngördüğü vade ile yaşanan ağır sorunların dayattığı vade arasındaki uyumsuzluk konusunda bir şeyler söylemeleri beklenebilirdi. Bunu görmedik.

Bütüncül ve kapsayıcı çerçeve olarak sunulan şey acı bir geçiş sürecidir. CHP ekonomi yönetimi, olası bir iktidar değişikliğini takiben pozitif faiz uygulamasının beraberinde getireceği ekonomik daralmanın sadece birkaç çeyrekle sınırlı kalacağını ve makroihtiyati politikalarla kalıcı istikrar sağlanacağını öngörüyor. Çok hızlı bir sınai dönüşümün sağlanabileceğinden ve Türkiye’ye dışarıdan sermaye teveccühünün rezerv yokluğu benzeri arazları yönetmeyi mümkün kılacağından eminler.

CHP tarzı neoliberalizm, sistematik bir sosyal yardıma ihtiyaç duyuyor. Aile destekleri sigortası bunu sağlamayı öngörüyor, ancak sosyal demokrasinin olmazsa olmazı emek örgütlenmesi ve siyasal katılımı konusunda vizyon belgesi CHP’nin kısık sesini daha da bastırıyor. Hak temelli üretim modeli olarak sunulan anlayışın ayrıntılarında ve kalkınma vizyonunda emeğin yerinin muğlaklığı ya da bahsi geçtiğinde emeğin kalkınmanın öznesi değil hak bahşedilen tabi aktör olarak resmedilmesi kaygı verici.