Etha’da yer alan habere göre, Ankara'da bulunan Ana Fatma Cemevi, Şah-ı Merdan Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı'na yönelik geçen yıl Muharrem Orucu'nun ilk günü olan 30 Temmuz 2022'de saldırı yapılmış ve olayla ilgili 3 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 3 kişiden 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken saldırıyı gerçekleştiren Ahmet Ozan Karaca tutuklanmıştı. Ankara'da Sincan Hapishanesinde kalan Karaca'ya akıl sağlığı yerinde olmadığına dair rapor verildi.

Cumhuriyet Savcısı Rüstem Kocadağ'ın hazırladığı iddianamede saldırgan Ahmet Ozan Karaca, Çağdaş Can Bardakçı ve Baver Gül'ün "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme", "ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme", ve "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçlarından cezalandırılması talep edildi. Savcı, saldırgan Karaca'nın bu suçlamalara ek olarak "silahla basit yaralama" suçundan da cezalandırılması, Gül ve Bardakçı'nın 11 yıl dört aya kadar, Karaca'nın ise 12 yıl 10 aya kadar hapsi istendi.

Saldırıların ardından açılan davanın ilk duruşması Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Alevi kurum başkanları ve yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda demokratik kitle örgütü, TBB, Ankara Barosu, siyasi parti temsilcileri, HDP Milletvekilleri Kemal Bülbül, Zeynel Özen, Ali Kenanoğlu, CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ile TİP Milletvekili Ahmet Şık katıldı. Duruşma salonunun küçüklüğü nedeniyle salona herkes alınmadı. Avukatların duruşmanın büyük salonda yapılması talebi reddedildi.

Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Sanık Ahmet Ozan Karaca salona getirilmedi. Sincan Hapishanesinden Segbisle bağlandı. Tutuksuz yargılanan iki sanık ise duruşmaya katılmadı.

AV. AYDIN: YARGILAMA ŞEFFAF YAPILMIYOR

İlk olarak saldırıya uğrayan Demokratik Alevi Dernekleri Ana Fatma Cemevi Avukatı Denizcan Aydın söz alarak, "Bu salonda duruşma yapılamaz demiştik. Siz ısrarla burada yaptınız. Yargılama şeffaf yapılmıyor. Bu davanın iddianamesinde saldırıya uğrayanlar yoktu ama siz kabul ettiniz. Sağlıklı bir yargılama yapılmasını istiyoruz. Bu saldırının arkasında kim ya da kimler var ciddiyetle araştırılmasını istiyoruz" dedi.

AV. AKKAL: HERKES BU YARGILAMAYI İZLEMELİ

Cemevleri avukatlarından Ebru Akkal ise, "Bu salon meselesi çözülmeli. Herkes bu yargılamayı izlemeli. Neden salon talebimiz kabul edilmedi? Duruşmaya gelmeyen sanıklar buraya getirilmeli ve soru sormalıyız. Mış gibi yargılama yapılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

AV. ŞİMŞEK: SANIKLAR BURAYA GETİRİLMELİ

Avukat Hüsniye Şimşek de, "Etkili yargılama yapılacaksa sanıklar buraya gelmelidir. Sorular sormalıyız. Bu salonda yargılama yapılamaz. Bu hak ihlalidir. Adil yargılama istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Duruşmaya katılan diğer avukatlar da söz alarak aynı talepleri dile getirdi ve devletin her inanca eşit davranması, adil yargılama yapılması gerektiğini vurguladılar.

SANIK AVUKATLARINDAN BÜYÜK SALON TALEBİ

Avukatların konuşmalarının ardından sanık avukatları söz aldı. Avukatlar duruşmanın başka salonda yapılmasına katıldıklarını ve sanıkların istenmesi halinde salonda hazır bulunmasını sağlayacaklarını söylediler. Söz alan savcı, avukatlara hak vererek bir sonraki duruşmanın daha büyük bir salonda yapılmasına karar verilmesini istedi.

REDDİ HAKİM TALEBİ: TUTUKLU SANIĞI SERBEST BIRAKACAKSINIZ

Kararını açıklayan mahkeme başkanı, taleplerin değerlendirileceğini söyleyerek duruşmaya devam etmek istedi. Avukatlar ise bu duruma itiraz ederek, tutuklu sanığın serbest bırakılması yönünde karar verileceğine yönelik izlenim edindiklerini belirtiler. Koşullar sağlanmadığı için ve hakimin tarafsız olmadığına ilişkin kanaat getirdiklerini ifade eden avukatlar reddi hakim talebinde bulundu. Bu saldırının arkasında kimin olduğunun ortaya çıkarılması için etkin bir yargılama yapılması gerektiğini vurguladılar.

KARACA'DAN TAHLİYE VE BERAAT TALEBİ

Avukatların taleplerini dikkate almayan mahkeme başkanı duruşmaya devam ederek sanık Ahmet Ozan Karaca'nın ifadesine başladı. Sanık savunmasında, "Tutuksuz yargılama istiyorum. Beraat etmek istiyorum. Savunmamı daha sonra istenildiğinde yapacağım" dedi.

SANIK AVUKATINDAN 'AKIL SAĞLIĞI YERİNDE DEĞİL' İDDİASI

Karaca'nın avukatı da söz alarak şunları kaydetti: "Yargılama daha sağlıklı bir ortamda yapılmalı. Tüm yetki size ait. Müvekkilim tutuklu. Yargıç önüne çıkarılmalıdır. Savunması alınmalıdır. Bu O'nun hakkı. Daha sonra alacağım demek hukuka aykırı. Bir rapor da var ortada. Rahatsız kendisi. Tutuklamayı gerektiren tüm düzenlemeler ortadan kalkmış durumdadır. Haliyle bu rapor nedeniyle bir an önce savunmasının alınması ve tahliye edilmesi gerekir. Ceza ehliyeti yoktur. Tedavi olmalı. Atfedilen suçlar bakımından da tutuklanma gerektirmiyor. Bir ceza alacaksa dahi yattığı süre yeterli zaten. Müvekkilimin kaçma şüphesi de yoktur. Savunması alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalıdır."

DAD AVUKATLARI: CEZAİ EHLİYETİ GAYET YERİNDE

DAD avukatları ise bu savunmaya karşı söz alarak, "Sanık bu eylemleri bilinçli ve planlı bir şekilde yapmıştır. Cezai ehliyeti gayet yerinde görünüyor. Olmasa bile bu suçu işlemiştir ve cezaevinde kalmalıdır. Bu kişi tahliye olursa yine bir saldırı yapmayacağının bir garantisi yoktur. Tutuklu yargılanmalı. Sanığın sabit bir adresi yok. Kaçma şüphesi de var" dedi.

AV. PİROĞLU: RAPOR ŞAİBELİDİR

Ardından Avukat Özgür Piroğlu da söz alarak şunları dile getirdi: "Bu eylemler anayasayı ihlal suçunu oluşturuyor. Bu şahıs aynı gün kısa süre içinde cebir ve şiddet kullanarak saldırılar yapmıştır. Alevileri hedef almıştır. Bu eylemlerle anayasal düzeni hedef almıştır. Bu eylemleri nedeniyle anayasayı ihlal suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerekiyordu. Mahkemeniz bu dosyada görevsizlik kararı vermeli. Bu kişinin telefonunda tabanca fotoğrafı ortaya çıkmıştır. Kürt siyasetinden Ferhat Encü ve Hasip Kaplan hakkında araştırma yaptığı da ortaya çıktı. Savcılıkta ise bu kişilerle savaşmak istediğini söylemiştir. Aynı zamanda Kürtleri de hedef almıştır. Hedefinde hem Aleviler hem de Kürtler vardır. Bu saldırının arkasında karanlık güçlerin olduğunu biliyoruz. Asıl sorumlular ortaya çıkarılmalıdır. Saldırıların üstü kapatıldı. Bu sanık belki de Kaplan'a ya da Encü'ye suikast düzenleyecek. Sanık hakkında bu yönlü bir soruşturma da yok. Bir sonraki duruşmada Kaplan ve Encü de tanık olarak dinlenmeli. Ayrıca verilen rapor tıp fakültesinden ya da adlı tıptan alınmamıştır. Bu rapor şaibelidir. Bu rapora dayanarak tahliye edilmemelidir."

Avukat Hüsniye Şimşek de raporun bilimsel olmadığını belirterek, söz konusu raporun güvenilirliğinin olmadığını kaydetti. Tam teşekküllü bir hastaneden rapor alınması gerektiğini söyledi. Şimşek, aynı zamanda diğer sanıkların da tutuklanmaları yönünde görüş bildirdi.

SALDIRIYA UĞRAYANLAR: AKLİ DENGESİNİN YERİNDE OLMADIĞINA İNANMIYORUZ

Avukatların konuşmalarının ardından davada mağdur olanlara söz verildi. Şahı Merdan Cemevi'nde sandalye ile yaralanan Hüseyin Kagir şikayetçi olmadığını söylerken, diğer saldırıya uğrayan mağdurlar ise şikayetçi olduklarını beyan etti. Mağdurlar sanığın akli dengesinin yerinde olmadığına inanmadıklarını kaydetti. Mağdurlar, sanık Ahmet Ozan Karaca'nın bir vakıfta bulunan kişiye de bıçakla saldırdığının altını çizdi.

SANIK AVUKATI: SAVUNMA ALMIYORSUNUZ BU HUKUKA AYKIRI

Sanık avukatı tekrar söz alarak, "Müvekkilimin savunmasının alınması gerekir. Usule uygun bir yargılama yapılmıyor şu an. Savunma almamak hukuka aykırı. Eğer şimdi savunma almazsanız diğer duruşmalarda savunma yapamayacağız" dedi.

Cemevlerine saldırı davasında verilen aranın ardından duruşmaya devam edildi.

SAVUNMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme başkanı, sanık Ahmet Ozan Karaca'nın savunmasının alınması talebini reddederek, Karaca'nın tutukluluk halinin devamına ve sanığın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine, avukatların reddi hakim talebinin reddine karar verdi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Bir sonraki duruşma 27 Şubat 2023 tarihine ertelendi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Alevi kurumları ve milletvekilleri duruşma sonrasında adliye önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis "güvenlik" gerekçesiyle engellemeye çalıştı ancak Alevi kurum temsilcilerinin ısrarı üzerine geri adım atmak zorunda kaldı.

ÖZEN: SALDIRILARIN ARDINDA KİMLERİN OLDUĞU ORTAYA ÇIKARILMALI

Söz alan HDP Milletvekili Zeynel Özen, Alevilere yönelik zulmün Kerbela'dan bu yana sürdüğünü dile getirdi. Birçok katliamın olduğun ancak yargılamaların da hep göstermelik gerçekleştiğini hatırlatan Özen, her failin "meczup" olduğunun iddia edildiğini de anımsattı. Sanık hakkında verilen "akli dengesi yerinde değil" raporunun inandırıcılığının olmadığını da sanığın 4 bölgede gerçekleştirdiği saldırılarla ispatladığını dile getiren Özen, "Aslında bizim aklımızla dalga geçiyorlar. Aleviler buna inanır mı? Bu dava aynı zamanda bir vicdan meselesidir. Adli bir vaka değil. Bunu hem siyasiler hem de yargı mensupları anlamalıdır. Gereği yapılmazsa toplum tarafından lanetle karşılanılacaktır. Adil bir yargılama olmalı ve bu saldırıların arkasında kimler var esas faillerin ortaya çıkarılması gerekir" dedi.

DOĞAN: BARIŞ VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMALIYIZ

DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan ise Alevilere yönelik saldırıları hatırlattı ve şöyle devam etti: "Biz Aleviler diyoruz ki bu ülkenin eşit, özgür tüm yurttaşlarıyla barış ve huzur içinde yaşamamız gerekiyor. Biz bu barışa, adalete sadece Alevileri değil tüm toplumu davet ediyoruz. Türkiye toplumu barış ve özgürlük içinde yaşamalıdır. Yöneticilerimiz kullandıkları ötekileştirici, ayrıştırıcı dilden dolayı bizi birbirimize düşürüyor. Biz onları bu ülkeyi yönetenleri, ahlakın diline, edebe davet ediyoruz."