İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sezen Aksu'nun şarkısındaki sözler nedeniyle hedef gösterilmesi ve gazeteci Sedef Kabaş'ın cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanmasını iktidarın "seçmeni korkutma" amacına bağladı.

Halk TV yazarı Fikret Bila'ya konuşan Akşener, iktidarın yarattığı sistem ve uygulamaları gördükçe, Celal Bayar ve Adnan Menderes’in, CHP’nin tek parti yönetimine karşı açıkladıkları, 1947 tarihli “Üç Hürriyet Misakı”nı hatırladığını söyledi ve şu yorumu yaptı:

"İKTİDAR HERKESİ KORKUTMAYA ÇALIŞIYOR"

“İktidar herkese baskı yapıyor. Genel bir baskı politikası izliyor. Muhalefeti ve muhalifleri susturmaya çalışıyor. Bu arada kadınları daha güçsüz ve değersiz gördüğü için onlara daha acımasız baskı yapıyor. Ama kaybediyorlar. Seçmenin önüne sandık geldiğinde gideceklerini biliyorlar. Bunu bildikleri için korku salmaya çalışıyorlar. İktidar herkesi korkutmaya çalışıyor. Bunlar kaybedeceğini anlamanın psikolojisine uygun davranışlar. Kaybedeceğini anlayan insan ne yapar; korkutmaya çalışır, güç kullanmaya yönelir. Ellerinde, tırnak içinde devlet gücü var. Hukuku da guguk yaptılar. Muhalefeti ve muhalif insanları korkutuyorlar. Amaçları Sezen Aksu ve Sedef Kabaş üzerinden halkı, muhalifleri, seçmeni korkutmak.”

"BİZE DÜŞEN GÖREV SAĞDUYULU VE SOĞUKKANLI OLMAKTIR"

Akşener muhalefete düşen görevin sandığı seçmene götürmek ve sandık güvenliğini sağlamak olduğunu da vurguladı. Akşener, “Bu baskı ve korkutma hamlelerine karşı bize düşen görev sağduyulu ve soğukkanlı olmaktır. Seçmenin önüne sandığı götürmektir. Ve seçim güvenliğini sağlamaktır. Seçim güvenliği çok önemli, bunu özellikle vurguluyorum. Bunu başaracağız; sandığı seçmenin önüne götüreceğiz ve güvenliğini sağlayacağız. Bunları seçimle göndereceğiz” diye konuştu.

Bila, Akşener'e İyi  Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın “HDP kapatılmalı” sözlerini de sordu. Akşener, Poyraz’ın bu sözlerine açıklık getirdiğini vurgulayıp şöyle dedi:

“Uğur sözlerine açıklık getirdi. Söylemek istediği, HDP hakkında kapatılma kararı verildiği anda o süreci birlikte yürüten diğer aktörlerin de yargılanması gerekeceğiydi. O süreci tek başına HDP yönetip yürütmedi, iktidarla birlikte yürütüldü.”