CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Bir konuyu çözmek, mağduriyetlere son vermek için bir kanun hazırlıyorsunuz; 3 kişinin sorununu çözeyim derken 5 kişiyi mağdur ediyorsunuz. Dünyada bir mağduriyete son vermek için düzenleme yapılırken yeni mağduriyet alanları oluşturma başarısı herhalde sizlere ait. Taşerona kadro müjdesi veriyorsunuz, müjdenin ardından yüz binlerce işçi mağdur oluyor; 3600 ek gösterge düzenlemesi yapıyorsunuz, binlerce memuru mağdur ediyorsunuz. Ülkeyi âdeta yazboz tahtasına çevirdiniz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba sözleşmeli memurlara kadro getiren “Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” görüşmelerinde dün TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. Ağbaba şunları söyledi:

“3 KİŞİNİN SORUNUNU ÇÖZEYİM DERKEN 5 KİŞİYİ MAĞDUR EDİYORSUNUZ”

“Bir konuyu çözmek, mağduriyetlere son vermek için bir kanun hazırlıyorsunuz; 3 kişinin sorununu çözeyim derken 5 kişiyi mağdur ediyorsunuz. Dünyada bir mağduriyete son vermek için düzenleme yapılırken yeni mağduriyet alanları oluşturma başarısı herhalde sizlere ait. Taşerona kadro müjdesi veriyorsunuz, müjdenin ardından yüz binlerce işçi mağdur oluyor; 3600 ek gösterge düzenlemesi yapıyorsunuz, binlerce memuru mağdur ediyorsunuz. Ülkeyi âdeta yazboz tahtasına çevirdiniz. Torba torba kanunlar getiriyorsunuz ki bu torba kanunun da mucidi sizsiniz. Siyah, beyaz, her şey var kanunda ama hepsinin altı yırtık, açtığınız yırtıklar artık dikiş tutmuyor. Çıkardığınız yasaların yüzde 60'ı bir öncekinin hatasını düzeltmek için, her önünüze gelene mal bulmuş mağribî gibi el kaldırınca böyle oluyor. Yapay zekâ ya da bilgisayar bile bir işlem yaparken ‘Emin misiniz?’ diye soruyor.

Maalesef, muhalefetin söylediği hiçbir söz dikkate alınmıyor. Ayrıca, biz de biliyoruz ki bu kanun tekliflerinin birçoğu sizler tarafından hazırlanmıyor, saray tarafından hazırlanıyor. Ne olur, el kaldırmadan bir baksanız tekrar bunları düzenleme ihtiyacı olmayacak. Ben size söyleyeyim; birçok kanunun altındaki kanun teklifi sahiplerinin haberi bile yok, geçtiğimiz hafta bunun örneklerini gördük.

“GETİRDİĞİNİZ KANUN TEKLİFİNDE TAM 4 YENİ MAĞDUR GRUBU OLUŞTURDUNUZ”

Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi için bir kanun teklifi getirdiniz, getirdiğiniz kanun teklifinde tam 4 yeni mağdur grubu oluşturdunuz. Kim bunlar? 28 Kasım mağdurları, mazeret tayin hakkı mağdurları, KPSS şartı ve kadro kapsamı dışında kalan mağdurlar. Sorun çözerken çözümden daha çok mağduriyet yaratan bir iktidar olarak tarihe geçtiniz. Sizi bu başarınızdan kaynaklı bir kez daha tebrik ederim.

Getirilen kanun teklifinde sözleşmeli personelin kadroya geçiş hakkı için 28 Kasım 2022 şartı koşuluyor. Bu demek oluyor ki iki gün sonra, on gün sonra girenler, başlayanlar kadroya geçmek için dört yıl daha bekleyecekler. Bu kanun teklifinde bir önemli mağduriyet daha var; onlarca, yüzlerce mesaj geliyor, telefon geliyor. Tayin mağdurları yani eşleri, karıyı kocadan ayırdığınız mağdurlar. Sözleşmeli personellerin mazeret tayin hakkına sahip olması için dört yıl şartı getirdiniz.

“İBRAHİM AYDEMİR GİBİ DAYIN VARSA ŞAK DİYE TAYİN OLUYORSUN”

Aileler zaten umut bekliyordu, çalışanların aile bütünlüğüne damga vurdunuz, çalışanların eşlerine, çocuklarına, anne babasına kavuşmasını süre şartına bağladınız. Yıllardır ailesine kavuşmayı bekleyen sözleşmeli öğretmenlere, hemşirelere, ebelere ‘İki yıldır çalışıyorsanız iki yıl daha, bir yıldır çalışıyorsanız üç yıl daha, 28 Kasım 2022 tarihinde işe başladıysanız dört yıl daha ailenizden uzak kalacaksınız’ diyorsunuz. Sözde aile değerlerine önem veren, bunu sürekli vurgulayan AKP bu düzenlemeyle aile birliğinin temeline deyim yerindeyse dinamit yerleştiriyor. İbrahim Aydemir gibi dayısı, amcası olmayan insanlar ne yapıyor? Dört yıl çoluğundan çocuğundan ayrı kalıyor ama İbrahim Aydemir gibi dayın varsa şak diye tayin oluyorsun. Maalesef ne eşitlik var ne hakkaniyet var, hiçbir şey yok.

Bir de KPSS şartına takılan mağdurlar var. Getirdiğiniz kanun teklifinde belediyelerde bundan sonra sözleşmeli personel olarak kadroya geçeceklere KPSS şartı getiriyorsunuz. Kadro düzenlemesinde 28 Kasım tarihini esas aldınız. Peki, belediyelerde 29 Kasım’da, 30 Kasım’da, Aralık ayında işe başlayan sözleşmeli personel ne olacak? İşten mi çıkarılacak? Bu kanun teklifinde bunun bir cevabı yok. Maalesef belki de binlerce personel bu şekilde işsiz kalacak yeni mağdurlar ortaya çıkacak.

“DANIŞMANLAR İBRAHİM AYDEMİR'İ GÖRÜNCE SELAM VERMEYİN”

Bu kanun teklifindeki bir diğer mağdursa kadro mağdurları. Başta PTT'de çalışan sözleşmeliler olmak üzere KİT personelleri... Şimdi odalarınıza gideceksiniz, danışmanların yüzüne nasıl bakacaksın İbrahim Aydemir? Her gün basın toplantısı yapıyor, her gün o danışmanlar hazırlıyor ama danışmana kadroya gelince, yok. Burada bütün siyasi partilerin danışmanları var, hepimizden fazla çalışıyorlar, hepimizden fazla emek veriyorlar, gece ne zaman çıkarsanız onlar da o zaman çıkıyor ama onlar unutulmuş durumda. Ben şimdi beni dinliyorsa danışmanlar İbrahim Aydemir'i görünce selam vermeyin, kanun teklifi sahibine, hazırlayan Sayın Vekile selam vermeyin çünkü bunları mağdur eden, bu danışmanları mağdur eden bu.

590 bin sözleşmeli personelin 458 bine kadro hakkı tanıdınız. Belediye de çalışan vekil memurlar yok, uzman çavuşlar yok, proje bazlı kısmi zamanlı çalışan sözleşmeliler yok. Devletteki tiyatrocuya kadro veriyorsun, Eskişehir'deki tiyatrocuya niye kadro vermiyorsun? Sayısı on binler değil, sayısı bin, bin 500 arasında. Eskişehir'de var, Antalya'da var, İstanbul'da var, Mersin'de var, büyük bir ayrımcılık.

132 bin kadroya geçmeyen memur var, sözleşmeli uzman erbaşlar var. Kusura bakmayın, öyle şehit cenazesinin önünde tabutun üzerinde konuşma yapmaya benzemez. Bu insanların hakkı mutlaka verilmelidir.

“15 BİNDEN FAZLA ÖĞRETMENİN 2020 YILINDA MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TARAFINDAN HAKLARI GASP EDİLDİ”

15 binden fazla öğretmenin 2020 yılında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hakları gasp edildi. KPSS 2020 6-20 Eylül arasında gerçekleşti, sonuçları ise 22 Ekim 2020 tarihinde açıklandı. Yasaya göre sınavın geçerliliği bir yıl sürüyor. 2020 yılındaki atamanın ardından 2021 yılında bir atama daha gerçekleşti lakin bu atamada öncelik hakkı 2020 yılında sınava girenlere değil, 2021 yılında sınava girenlere verildi. 15 bin öğretmen atandığı bu dönemde 2021'deki KPSS'de 2020'dekinden daha az puan alanlar bölümlere yerleşti. Örneğin, okul öncesinde 2020 taban puanı 79,9 iken 2021'de 71,6 oldu. Yani burada matematiğin kurallarını değiştirdiniz. 83,3 mü yüksek, 81 mi yüksek? Puanı yüksek olanlar atanamadı, puanı düşük olanlar atandı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan ek ders karşılığı çalışan mağdurlar var. Bunlar, on iki ay tam zamanlı görev yapan sosyolog, öğretmen, sosyal çalışmacı, psikolog, hemşire unvanlarındaki meslek elemanları yıllardır kadro bekliyor, sözleşmeli personel kadro düzenlemesinde bu çalışanlarımız yer almıyor. PIKTES çalışanları yer almıyor, TRT özel hukuk hükümlerine tabi personel yer almıyor, usta öğreticiler yer almıyor, vekil öğretmenler yer almıyor. Bunların emekleri bu kanunu hazırlayanların gözüne dizine dursun. Aile sosyal destek programında 2 bin 700 civarında çalışana bu düzenlemeyle kadro hakkı tanınmıyor.

“MAĞDURİYET YARATMA KONUSUNDA ÜSTÜNÜZE YOK”

Mağduriyet yaratma konusunda üstünüze yok. Şimdi, geçmişte yaptığınız mağduriyetlere de bir göz gezdirelim. Yıllardır söyledik, dile getirdik, 3600 ek gösterge düzenlemesi geldi. Getirdiğiniz düzenlemelerde şefler 3600 ek gösterge hakkına sahip olamadı; üniversite mezunu olmayan polislerimiz 3600 ek göstergeden yararlanamadı; lise öğrenimli mezunlar 3600 ek göstergeden yararlanamadı; yardımcı hizmetler sınıfına bağlı olarak çalışan memurlar 3600 ek gösterge hakkından maalesef yararlanamadı.

696 KHK düzenlemesinde taşeron mağdurları 150 bine yakın insan kadro bekliyor; hastane bilgi işlem sisteminde çalışan bin 500 kişi, radyocu ve laboratuvar biriminde çalışan 6 bin işçi, görüntüleme merkezlerinde çalışan 2 bin işçi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı birimlerinde çalışan 17 bin işçi, Karayolları, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında çalışan 17 bin, PTT'de çalışan 14 bin 336, çağrı merkezlerinde çalışan 13 bin, TCDD ve bağlı kurumlarında çalışan 6 bin 300, TÜRKSAT'ta 4 bin, KİT'lerde çalışan yaklaşık 36 bin kişi, şeker fabrikalarında çalışan 5 bin 300 kişi, üniversiteler ve bakanlıkta çalışan 4 bin işçi, Eti Madende 3 bin 500, Millî Eğitim bünyesinde on ay çalışıp işsiz kalan 31 bin ve ÇAYKUR'un 9 bin işçisi. Bunların sorunu çözülmediği sürece bu kanun adaletli bir kanun değildir.”