Haber: Habere Güven

Adana Ekoloji Platformu, Adana milletvekili adayları ile bir araya geldi ve yeni oluşacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden beklentilerini iletti.

Salmanı Pak Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantının moderatörlüğünü İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş yaptı. Ekoloji Platformu tarafından yapılan çağrıya uyarak katılan ve konuşmacı olan CHP Adana Milletvekili adayı Dr. Müzeyyen Şevkin, Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili adayı Tülay Hatimoğulları seçildikleri takdirde TBMM’de konuyla ilgili ne yapacaklarını aktardı.

whatsapp-image-2023-04-28-at-142652

Toplantıya ayrıca Yeşil Sol Parti Milletvekili adayları Rojbin Çelik, Delal Mamuk ve Mehmet Karakış, HDP İl Eş Başkanı Helin Kaya, KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticileri, Adana Alevi Platformu Bileşenleri de katıldı.

 Toplantı öncesi Adana Ekoloji Platformu adına Yaşar Gökoğlu neden böyle bir çağrı yaptıklarını ve beklentilerini aktardı.

 Daha sonra toplantı düzenine geçildi ve ilk sözü Dr. Müzeyyen Şevkin sonrasında da Tülay Hatimoğulları bu alanla ilgili yapabileceklerini özetledi.

whatsapp-image-2023-04-28-at-150512

Yaşar Gökoğlu tarafından dikkat çekilen sorunlar şu şekildeydi;

Bizler; tüm doğal varlıkları, insanları, diğer canlıları, toprağı, havayı, suyu, ormanları, kıyıları, denizi, yeraltı ve yerüstü varlıklarını kirleten, zehirleyen, talan eden, alınır-satılır bir sermaye kaynağı olarak gören anlayışa karşı mücadele eden, sadece Adana’da değil, tüm gezegende yaşamı ve yaşam alanlarını savunan Adanalılarız. Devletin asli görevi olması gereken çevrenin ve doğanın korunması görevi, yaşam savunucularına kalmış durumdadır.

Önümüzdeki seçim sürecinin 20 yılı aşan tek adam rejimini sonlandırmak gibi tarihsel bir misyonu var. Temsili demokrasi içinde sesi bastırılmaya çalışılan doğa savunucularının taleplerinin yeni mecliste dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle; bizleri temsil etmek üzere yeni mecliste yer alacak olan milletvekili adaylarınızı, aşağıda belirtilen konuları görüşmek için düzenleyeceğimiz toplantıya davet ediyoruz.

Şehrimiz Adana’da ekolojik tahribat bütün hızıyla devam ediyor. Yumurtalık Sugözü Köyü’nde yirmi yıldır çalışan, çevreyi zehirleyen İsken kömür santrali yetmiyormuş gibi, şimdi de hemen yanı başında Emba Hunutlu kömür santralinin yapımına siyasi iktidar izin verdi, yapımı tamamlandı ve çalışmaya başladı. Her iki santral toplam olarak bir saatte 1.000 ton kömür yakıyor ve milyonlarca ton deniz suyunu soğutma amacıyla kullanarak, içinde canlıların olmadığı ölü ve ısısı artmış olarak tekrar denize deşarj ediyor. Tufanbeyli İlçesinde kurulu olan santral de on yıldır çalışmaya ve bir saatte 1.000 ton kömür yakmaya devam ediyor. Oysa, Birleşmiş Milletler Paris anlaşmasını 2021 yılında onaylayan hükümet yetkililerinden beklenen mevcut kömür santrallerinin kapatılması için tarih verilmesi idi. Oluşacak yeni meclisten beklentimiz, ülkemizdeki kömür santrallerinin kapatılması için gerçekçi ve yakın tarihli bir kapatma takvimi oluşturması ve uygulamasıdır.

Türkiye, Rusya ile 2010’da yaptığı milletlerarası anlaşma ile Mersin-Akkuyu bölgesini nükleer santral yapımı için 100 yıllığına ve tam kontrolü vererek Rusya’ya tahsis etmiştir. Akkuyu’ya nükleer santral yaptırma inadı enerji ihtiyacı ile açıklanamaz. Maliyeti en yüksek, Çernobil ve Fukuşima nükleer felaketlerinde de gördüğümüz gibi en tehlikeli, kuşaklar boyu radyoaktif atık kirliliğine neden olan en kirletici enerji üretim biçimi olan nükleer santraller hiçbir gerekçeyle savunulamaz. Ancak nükleer güç olma hayali, nükleer santrali olan ülkelerin büyük ve prestijli olduğu yanılgısı ve enerji politikalarına dair yanlış değerlendirmeler, iktidar yetkililerini halkın karşı olduğu Akkuyu projesini  gerçekleştirmeye sürüklemiştir.

Akkuyu nükleer santrali ülke için, bölge için, dünya için büyük bir risktir. Üstelik, Rusya’ya bağımlılığı da artırmaktadır. Nükleersiz bir Akkuyu, nükleersiz bir Türkiye ve nükleersiz bir Akdeniz hem ülkemiz, hem de bütün dünya için daha güvenli, daha barışçı, daha temiz bir gelecek anlamına gelecektir. Almanya kalan son üç nükleer santralini geçtiğimiz günlerde kapatmış ve nükleersiz bir ülke haline gelmiştir.

Bütün bu nedenlerle, yeni oluşacak meclis ve yürütme organı savaş ve deprem durumlarının yarattığı ekstra güvenlik risklerini de değerlendirerek Rusya’nın yapımını sürdürdüğü Akkuyu nükleer santral inşaatını, maliyeti ne olursa olsun durdurmalı ve projeyi iptal etmelidir.

Plastik kirliliği bütün dünyayı tehdit eder hale geldi. Türkiye plastik üretiminde Avrupa ikincisi durumunda bulunuyor. Doğal olarak, bir nesneyi ne kadar çok üretirseniz, o kadar çok tüketiyor olursunuz ve o kadar çok plastik çöpünüz olur. Kendi plastik çöpleri yetmiyormuş gibi, Türkiye 2018 yılından bu yana her yıl Avrupa’nın plastik atıklarının yarısını ithal ediyor. Getirilen bu plastik çöplerin çok az bir bölümü geri dönüştürülebiliyor, kalanı ise derelere, orman içlerine, toprağa gelişigüzel atılıyor veya yakılarak içindeki zehirli maddeler nefes aldığımız atmosfere yayılıyor, toprağı ve suyu zehirliyor. Son yıllarda plastik atık işletmelerinde meydana gelen yangınlarda endişe verici bir artış dikkati çekiyor. Bu olumsuz durumdan en çok ilimiz Adana kötü etkileniyor. Çünkü, Adana’da çok sayıda bu işle uğraşan işletme var ve Mersin limanına gemilerle getirilen plastik çöpler kolaylıkla buralara taşınıyor. Yeni meclisten beklentimiz; plastik üretim ve tüketiminin sınırlandırılmasını sağlayacak tedbirlerin alınması ve plastik çöp ithalini derhal yasaklayarak ülkemizin ve şehrimizin bu ayıptan kurtulmasının sağlanmasıdır.

Sermayenin doğayı talanı, yaşam alanlarını geri dönülemez bir şekilde hızla yok ederek dünyayı yaşanamaz hale getirmektedir. Buna karşı, ülkemizde ilk defa bir yurttaş hareketi olarak meclise sunulmak üzere YURTTAŞ EKOKIRIM YASA TASARISI hazırlanmıştır. Beklentimiz, yeni meclisin bu tasarıyı görüşerek yasalaştırmasıdır. Saygılarımızla.

#Seçim2023 Yerel Medya Koordinasyonu