Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin düşürülmesine ilişkin, "Belli ki siyaset gergin bir döneme girdi" değerlendirmesini yaptı.

Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin düşürülmesini köşesine taşıdı.

"BÜYÜK BİR KAVGA PATLAK VEREBİLİRDİ"

"Belli ki siyaset gergin bir döneme girdi" değerlendirmesini yapan Selvi köşesinde, şu ifadeleri kullandı: "Koronavirüs sonrası çalışmalara başlayan Meclis sert bir tartışmaya sahne oldu. Haklarında verilen hükümlerin kesinleşmesi üzerine CHP milletvekili Enis Berberoğlu ile HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Leyla Güven’in milletvekillikleri düşürüldü. Fezlekelerin okunması sırasında CHP ve HDP milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak, slogan atmak suretiyle tepki gösterdi. Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Sadi Bilgiç oturuma yarım saat ara vermese, her an büyük bir kavga patlak verebilirdi."

"KILIÇDAROĞLU'NUN TEPKİSİNİ ANLIYORUM, AMA..."

Milletvekilliklerinin düşmesi için Meclis’te herhangi bir oylama yapılmadığını hatırlatan Selvi, şöyle devam etti: "HDP milletvekilleri PKK’dan, Enis Berberoğlu ise MİT TIR’ları davasından dolayı hapis cezası aldı. Berberoğlu’nu MİT TIR’larıyla ilgili görüntüyü aldığına dair açıklamalarıyla Can Dündar yaktı. Milletvekilliklerinin düşmesi için Meclis’te herhangi bir oylama yapılmadı. Anayasa’nın 84. maddesine göre kesinleşen mahkeme kararı okunarak milletvekillikleri düşürüldü. Belli ki siyaset gergin bir döneme girdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi, içinde yaşadığımız 20 Temmuz sivil darbe sürecinin sonucudur' diye tweet attı. Kılıçdaroğlu’nun tepkisini anlıyorum. Ama şunu da hatırlatmak zorundayım: Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dair süreç Kılıçdaroğlu’nun çağrısı üzerine başlamıştı. CHP Lideri, grup konuşmalarında 'Kaldırın dokunulmazlıkları, herkes gitsin mahkemelerin önünde hesabını versin. Bizim bir şeyden korkumuz yok' diye meydan okuyordu. Sürecin başlamasına neden olan çağrıyı ise 7 Mart 2016 tarihinde Çorum Uğurludağ Köy Dernekleri Platformu temsilcileriyle CHP Genel Merkezi’ndeki görüşmesi sırasında, 'Sayın Davutoğlu’na bir çağrı yapıyorum, ben dahil bütün dokunulmazlık dosyalarını getirin Meclis’e, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım. Hepimiz gidelim, bağımsız yargının önünde hesabını verelim ve milletin önüne çıkalım' demişti. O dönem AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olan Davutoğlu ise Kılıçdaroğlu’nun meydan okumasına 'hodri meydan' diye karşılık vermişti. Davutoğlu, 17 Mart 2016 günü TESK’i ziyareti sırasında Kılıçdaroğlu’nun çağrısının sorulması üzerine 'Gelin, madem ki meydan okudunuz, ben de ‘hodri meydan’ diyorum. 506 dokunulmazlık fezlekesini de Meclis’e getirmeye hazırız' demişti. Bunun üzerine bir süre yöntem tartışması yapıldı. Sonunda 2 maddeden oluşan Anayasa değişikliğine gidildi. HDP hariç tüm partilerin ittifakıyla. Buna CHP de dahil. Görüşmelerde CHP milletvekilleri meydan okumalarını sürdürdüler. Zannettiler ki bu iş AK Parti ve HDP’yi zor durumda bırakacak. Sonuçta, 20 Mayıs 2016 tarihinde 376 milletvekilinin oylarıyla kabul edilen Anayasa değişikliği ile haklarında fezleke düzenlenmiş milletvekillerinin dokunulmazlığı topluca kaldırılıp, Meclis’e intikal eden fezlekeler mahkemelere gönderildi."