Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ordu'da, "Muhteremler, Porsche arabalara binmek, BMW'lere binmek, Mercedes'lere binmek lüks hayat yaşamak villalarda yaşamak size mi has? Yurt dışına gidip gelmek size mi has? Bu ülkenin tüm fertleri özellikle tüm gençleri en iyi cep telefonuna sahip olacak, en iyi arabaya binecek, en iyi evde oturacak, tatile gidecek. En iyisini yaşayacak. Hakkı değil mi? Sadece siz mi yaşayacaksınız böyle? Daha iyisini talep etmek hepimizin hakkı, bütün çocukların hakkı" dedi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ordu'da miting düzenledi. Mitinge Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. Mansur mitingde yaptığı konuşmada, “Muhteremler, Porsche arabalara binmek, BMW'lere binmek, Mercedes'lere binmek lüks hayat yaşamak villalarda yaşamak size mi has? Yurt dışına gidip gelmek size mi has? Bu ülkenin tüm fertleri özellikle tüm gençleri en iyi cep telefonuna sahip olacak, en iyi arabaya binecek, en iyi evde oturacak, tatile gidecek. En iyisini yaşayacak. Hakkı değil mi? Sadece siz mi yaşayacaksınız böyle? Daha iyisini talep etmek hepimizin hakkı, bütün çocukların hakkı" diye konuştu. 

"SEÇİME GİDİYORUZ AMA SAVAŞA GİRER GİBİ GİDİYORUZ"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şunları söyledi:

"Bursa'dan selam getirdim, oradan mitingden geliyoruz. Orada da herkesi çok kararlı gördüm. İnşallah, 14 Mayıs'ta birinci turda bitecek, öyle anlaşılıyor. Sevgili Ordulular seçime gidiyoruz ama savaşa girer gibi gidiyoruz. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana kendi teknolojimizi üretebildiğimiz kadar ne varsa İHA'lar, SİHA'lar, Anadolu Gemisi hepsi meydana çıktı. Eyvallah, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. 14'ünden sonra daha geliştirmek de boynumuzun borcu... Nasıl 70'li yıllarda tersane açılmış o Anadolu Gemisi bugün imar edilmişse, 90'lı yıllarda İHA'lar, SİHA'lar yapılmaya başlanmış ve bu hale gelmişse emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Ancak o yıllarda o imalatı yapanlar bu üretimi yapanlar hiçbir zaman bunu siyasete alet etmemişlerdir. Bunlar ordunun milli malıdır, milletin malıdır. Bunların siyasete alet edilmesi adete Silahlı Kuvvetleri’n siyasete alet edilmesidir. Ben diyorum ki evet en son teknolojiyi geliştirmek boynumuzun borcu. Ama lütfen muhalefete karşı bunları doğrultmayın. Buradaki muhalefette Türk milletinin şerefli elemanlarıdır. Öyle laflar ediyorlar ki, 'Eğer Millet İttifakı kazanırsa bunlar hangara kaldırılır' ne zannediyorsunuz siz bizi Allah aşkına? Ama S-400'ü aldınız hangara koydunuz hiç sesiniz çıkmıyor öyle mi? 

"YÖNETEMİYORSUNUZ, DAHA İYİ YÖNETECEĞİZ DİYE GELDİK"

Bu nedenle biz ne dinin siyasete alet edilmesi ne mili duyguların siyasete alet edilmesi, camiye siyasetin girmesi, kışlaya siyasetin girmesi, okula siyasetin girmesi bunları hep yanlış bulduğumuz için bugün karşınıza geldik. Yönetemiyorsunuz, daha iyi yöneteceğiz diye geldik. Bu seferde diyorlar ki, '14 Mayıs iktidarı devirmek için bir seçimdir, bir darbedir' Sayın Ömer Çelik de diyor ki, 'Tek dertleri Cumhur İttifakı'nı yenmek, Cumhurbaşkanı yenmek' Evet, evet... Tam da bunun için seçime giriyoruz. Siz yönetemiyorsunuz biz daha iyi yöneteceğiz diye giriyoruz. Yoksa sizi düşman falan görmüyoruz ki. Biz geleceğiz, daha iyi yöneteceğiz olay bu kadar basit. İşte bu sözlerle toplumu hala kutuplaştırmaya devam ediyorlar. Biz bunları çok gördük, 2019 seçimlerinde gördük. 2019 seçimlerinde anketler kötü çıkmaya başlayınca 'bunlar yardımları kesecek bunlar işçileri çıkaracak' neler neler söylediler. Ne işçi çıktı, ne yardım kesildi. Detayına girmeyeceğim, nasılsa duyuyorsundur. Ankara'da sosyal destek alanların ailelerinin çocuklarının nasıl desteklendiğini görüyorsunuz. Eskiden birer birer koli dağıtıyorlardı, göstere göstere veriyorlardı. Bir tane işçi çıkartmadık. Eskiden işçiler aileleriyle beraber yoklama vererek mitinglere jeliboncu Başkan'ın oğlunun futbol takımına zorunlu olarak seyirci götürürlerdi. 2019'da hala LİG'deydi biz seçildikten sonra bir tane seyirci kalmadı, garipleri hep zorla götürmüşler. 

"SIKIŞINCA HER YOLA BAŞVURUYORLAR"

Koltuğu bırakmak istememelerinin arkasında ne var? Bugünün parasıyla 9 milyarlık 100 yolsuzluk dosyasıyla şu anda Cumhuriyet Savcılığı'nda 14 Mayıs'ı bekliyor. Yedikleri kul hakkının hesabını verecekler. Onlar ortaya çıkmasını istemediler, Ankara'nın kaynaklarını kendi çocuklarının televizyonuna, futbol takımına aktardılar. Bunu bırakmak istemiyorlardı. Bir imar değişikliğiyle bir kişiye 1 milyar lira rant sağlanıyordu. Allaha çok şükür Belediye Meclisi’mizde AK Parti'nin çoğunlukta olmasına rağmen onlarla bu dönemde bir tane rant işi geçirmedik. Bunları bırakma istemiyorlardı. O zaman karalamalar lazım. Ne dedi benim rakibim 'Ankara'da sayaçları PKK'lılar okuyacak, DHKP'liler de bu faturaları evleri götürecek, korkmuyor musunuz bunlardan' dediler. Tabii ki Ankaralı inanmadı. Cumhuriyet’in başkentini bize emanet etti. Biz de çözüm süresinde sırf PKK istedi diye kaldırdıkları, Türk kimliğinden rahatsız oldukları için Türk Bayrağı sözünden rahatsız oldukları için o günlerde kaldırılan 'TC' tabelalarının hepsini yerine çaktık. Baktılar ki, seçilen Millet İttifakı belediyelerinden hepsi memnun. Kimsenin ne başına ne kıyafetine karışılıyor ne adam ayrılıyor, bütün halk olduğu gibi kucaklanıyor. Hizmetler yapılırken adil bir şekilde yapılıyor. Bu arada İstanbul seçimini iptal ettiler. Çıktılar bu sefer 'Beka' lafı bitti. 'Beka' 2019 Mart'taydı. Mayıs, hazirana gelince 'beka' bitti. Bu sefer şu cümleler çıktı, 'İstanbul düşerse Kudüs düşer', 'İstanbul düşerme Mekke düşer' 'Büyük İsrail kurulur' hatta o kadar ileri gittiler ki, Ekrem Bey'i kastederek, bakın siyaset böyle yapılmaz. 'Sisi'yi mi seçeceksiniz Binali'yi mi seçeceksiniz' e kadar geldiler. Şimdi Sisi ile tokalaştılar hatırlatırım. Ama o da yetmedi şimdiki seçimde de aynısını yapıyorlar. Bunların yedek kuvvetleri var. Sıkışınca yer yola başvuruyorlar. Yanlışsam yanlışsın deyin. 33 askerimizi Bingöl'de şehit eden, planı yapan Osman Öcalan'ı Ekrem kaybetsin, Binali kazansın diye televizyona çıkarttılar. Doğru mu? O yetmedi, gene görüşmüşler bugünler İmralı'ya heyet gitmiş açıkladı sayın Akşener. Bu sefer oradan mektup getirdiler. Kimin mektubu? Bebek katilinin mektubunu getirdiler, televizyonda okuttular ki AK Parti'ye oy versinler de cevap, 806 bin oy farkla sandığın dibine çaktılar. Şimdi de aynı sözleri duyuyoruz. Bu ülke af 360 oyla çıkar Meclis'te bir de Sayın Cumhurbaşkanı yetkisini kullanır 'kocamış' der affeder. Biz PKK'ya da karşıyız. Tek suikast yaptığı genel başkan bizim başkanımızdır. PKK'nın görüşler nedir? Özerklik, federasyon, Türk bayrağı, Türk kimliği vs. HÜDA PAR'ın görüşleri ne? Aynı. 

"HÜDA PAR BENİ SAVCILIĞA ŞİKAYET ETMİŞ, ŞEREF MADALYASI OLARAK SAKLAYACAĞIM"

Genel başkanına sordular, 'Meclis'e gidince yemin edecek misiniz?' dediler gülümseyerek 'Bakarız' dedi. Olay şu, iktidarda kalabilmek için yapamayacakları şey yok. Altı siyasi parti genel başkanı iki yıldır toplantılar yapmak suretiyle 2 bin 400 maddelik bir mutabakat metni hazırladı, uzlaştık. O zaman dediler ki 'Altı benzemez yan yana ne işiniz var?' Allah hep dediklerini yaptırıyor ya, harp yıllarında ekmek kuyruğu var, ekmek karneyle satıldı diye hala konuşurlar. Şimdi burada ekmek kuyruğu yok mu? Her yerde ekmek kuyruğu var değil mi? Yaptıklarını çekecekler. Şimdi altı siyasi parti genel başkanı birbirine benzemez dediler, evet uzlaştık. Peki siz benziyor musunuz? Siz de altıyı tutturdunuz sonuçta. Sayın tek tek onlar da altıyı tutturdular. Ama orada garip bir şey var. Onlar diyorlar ki bu bizden değil öbürü diyor ki o ittifaka dahil değil' kendisi de yer almış. Utanıyorsanız niye listeye aldınız? Bu eleştirilerimden dolayı HÜDA PAR beni savcılığa şikayet etmiş, ömrümde şeref madalyası olarak saklayacağım bu böyle biline...

"KEŞKE SİZE OY VERSEYDİK' DEDİRTECEĞİZ"

Bugün Ankara'da üç tane Müslümanı işkence yaparak öldüren şahıs Hizbullahçı bugün 'kocama' gerekçesiyle tahliye edildi. Şunda da bir anlaşalım, artık güzel günler geliyor dillerimizde, ağzımızdan bal damlaması lazım. Biz kimseyi ayrıştırmayacağız, kimseyi ayırmayacağız. Televizyonlarda aleyhimize söylenen sözleri duydukça, milletin yarısı kamplaştırıldıkça, neredeyse söylenmedik laf kalmadıkça biz diyoruz ki, bunun için size rakip olduk, bu dili kaldırmak için rakip olduk. İyi bir Müslüman’ın ağzından bal damlar. İftira atmaz, yalan söylemez, hakaret etmez. Bugüne kadar Sayın Genel Başkanımızdan, diğer başkanlardan Cumhur İttifakı'na tek bir söz duydunuz mu? Onlar da bizim insanımız. İnsanlar farklı düşünecekler, farklı yaşayacaklar ama kimse kimseye karışmayacak işin özü bu. Oraya oy verenler de başımız üstünde. Biz seçildikten sonra Millet İttifakı'nın bütün belediyelerinde olduğu gibi 'Keşke size oy verseydik' dedirteceğiz. Vermeyenleri de kazanacağız, asla yok saymayacağız. 

"ÖYLE BİR KUŞAK MEYDANA GELDİ Kİ, KİMSENİN ONLARA AKIL VERMEMESİ LAZIM"

İktidara gelirken 'Bir lokma bir hırka' diye geldiler. 'Biz öyle bir dürüstüz ki devletin mumuyla kendi mumumuzu ayıracağız' dediler. 'Devletin parasını kendi özel işlerimizle harcamayacağız' dediler. Şimdi bütün devletin imkanları emirlerinde. Uçaklar emirlerinde, kamu personelleri emirlerinde bir siyasi rekabet yaşıyoruz. Hak mı bu? Nasıl anlayış, nasıl hukuk, nasıl adalet böyle? Çok titiz davranıp, kendi işiyle devletin işini ayıracak insanlara ihtiyacımız var. Şimdiki gençler adalet cep telefonu ve bilgisayarla doğuyor. Öyle yetiştiler. Öyle bir kuşak meydana geldi ki artık kimsenin onlara akıl vermemesi lazım, karışmaması lazım. Hele hiç azarlamaması lazım. İtiraz etmek hakları, talep etmek hakları bırakın onlara akıl vermeyi onlardan akıl alacak duruma geldik. Bunu niye kabul etmiyoruz?

"DAHA İYİSİNİ TALEP ETMEK HEPİMİZİN HAKKI"

Muhteremler, Porsche arabalara binmek, BMW'lere binmek, Mercedes'lere binmek lüks hayat yaşamak villalarda yaşamak size mi has? Yurt dışına gidip gelmek size mi has? Bu ülkenin tüm fertleri özellikle tüm gençleri en iyi cep telefonuna sahip olacak, en iyi arabaya binecek, en iyi evde oturacak, tatile gidecek. En iyisini yaşayacak. Hakkı değil mi? Sadece siz mi yaşayacaksınız böyle? Daha iyisini talep etmek hepimizin hakkı, bütün çocukların hakkı. 14'üne kadar bunları göreceksiniz, 14'ünden sonra bunlar görevine geri dönecek herkes şununla baş başa kalacak, 'Bu ay kira nasıl ödenecek?' 'Kredi kartı nasıl ödenecek' 'Geçim sıkıntısı nasıl aşılacak' dertlerle tasalarla baş başa kalınacak dedim. Bir tane trol milletvekili var. Kaslarını geliştirmek beynine fırsat bulamamış, benim konuşmamın bir kısmını kesmiş diyor ki 'Bunları kaldıracaklar' Bu insan Meclis'e girecek de yasama da vatana millete hayrı olacak. Sonuna kadar geldik artık yavaş yavaş herkes şekilleniyor. İnsanlar şunu seçecekler, her gün birilerini azarlayan her şeyine karışan bir hükümet mi? Yoksa onlara iyi bir imkan vermek için elinden geleni yapacak bir hükümet mi? 

"BU TARAF ŞAMPİYONLAR LİGİ"

Haklarını yiyemeyiz, 1 trilyon 200 milyon dolar bütçe kullandılar. 650 milyar dolar borcu var. Mutlaka güzel işler yaptılar. Çok fazla güç olunca, güç insanı bozuyor. Soğan pahalı diyene 'soğan kafalı'  'et pahalı' diyene başka bir şey. Bu hükümette hiçbir kusur üstüne yapışmıyor. Pazarda sebze pahalı olur 'pazarcılar terörist'. Artık vatandaş ne yaşıyor bunları görmüyorlar. Açlık var denildiği zaman tatile giden araçları gösteriyorlar, AVM'ye gidenleri gösteriyorlar. İki ayda bir Hazine Bakanı ayda bir Merkez Bankası Başkanı değişti. Eskisini çağırıyolar 'Ne olur geri gel diye' o da 'Kusura bakmayın siz bizim dediklerimizi dinlemiyorsunuz bildiklerini okuyorsunuz benim size diyecek bir şeyim yok.’ Bu tarafta şampiyonlar ligi var. Ekonomistler var. Onlar bu ekonomiyi bitirecekler.

"KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU İNŞALLAH HEP BİRLİKTE BİRİNCİ TURDA SEÇECEĞİZ"

Seçim zamanı milliyetçi olurlar, iş bitince milliyetçiliğin her türlüsünü ayak altına alırlar. Seçim gelirken de muhafazarklık artar. Bakanın bir tanesi diyor ki, 'Seçim akşamı şampanya içenlerle mi beraber olacaksın yoksa şükür namazı kılanlar mı?' Birincisi isteyen istediği gibi kutlar sana ne. Bu kardeşiniz seçimi kazanınca otobüsün üstüne çıktı 'Ben herkese eşit hizmet edeceğim, Ankara'nın her tarafı bana oy vermiş gibi asla ayrım yapmayacağım' dedim. 14 Mayıs'ta bugüne kadar ağzından kötü bir söz çıkmamış herkesi kucaklayacağını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu inşallah hep birlikte birinci turda seçeceğiz.”